Meclis’in yüzde 65’i çiçeği burnunda milletvekili. 1 Ekim’e kadar tatile çıktılar. Bir kısmı tatile çoğu önce memleketlerine, ilçelerine gitti.
Gitmek zorundalar. Çünkü, 14 Mayıs seçimlerinde sandıktan çıkıp mazbatalarını alınca davul zurnayla Ankara’ya yollanmışlardı.
Bir ay yoğun çalıştılar. Üstün performans sergilediler; torba yasayı kabul ettiler…
Seçmenleri de bu başarılı performanslarını takip etmiştir…
Vekiller memleketlerine dönünce Ankara’ ya gönderildikleri gibi davul zurnayla karşılandılar mı? Bilmem ama…
Gittikleri pazarda, oturdukları lokantada, uğradıkları kahvede, katıldıkları dost meclisinde soracaklardır:
Sayın vekilim Ankara’da neler yaptınız?
Ne diyecekleri belli; memurun maaşını arttırdık, emekliye yüzde 25 zam yaptık işçimizi, emeklimizi, memurumuzu, esnafımızı enflasyona ezdirmedik diyeceklerdir…
Ama içlerinden bir patavatsız çıkıp, ‘yapma vekilin anamızı ağlatan zamları da siz onaylamadınız mı’ derse…
Seyreyle gümbürtü…
Al başına belayı…
Zamları biz değil Reis’in yaptı deseler facia. Siyasi hayatı o an biter… Valla kusura bakmayın bütçedeki delik ‘aha bu kadardı’ yamamak için ümüğünüzü sıkmak zorundaydık diyecek halleri yok…
Kaşarlanmış (uzun dönem Meclis’te bulunmuş anlamında) vekiller ya halkın arasına çıkmazlar ya da laf ebeliğiyle boğarlar; NATO zirvesinde liderlerin elini büktük İsveç’i üyeliğe aldık. Seçimde aynı zamanda ABD’ye de dersini verdik ya Biden’in aklı başına geldi Reis’in bütün dediklerini kabul eti. Avrupa Birliği kapıları açıldı, yakında serbest dolaşım başlayacak.’ Diyerek gargaraya getirebilirler!
Çaylak (Meclis’e ilk kez giren anlamında) vekiller bocalayacak, kem küm edecektir. ‘Biz zam kararı almadık ek bütçeyi onayladık’ savunmasıyla boğuntuya getirmeye çalışacaktır…
Diyelim ki çaylak vekil kahvede halkla çayını yudumlarken bunu söyledi. Yine diyelim ki masalardan birinde lafını esirgemeyen, dilinin kemiği olmayan memleketin halini takip eden biri de var…
O da çıkıp… ‘Ek bütçe demek, vergi demek, akaryakıttan, dayanıklı tüketim maddelerinden uzatmayayım kolalı içeceklerden alınan ÖTV gelirini artırırken vergi yani zam koymuş olmuyor musunuz’ dedi…
Çaylak vekil ne der…
Kaşarlanmış vekil olsa ne yanıt verir!...
O sorudan güç alan başka biri patavatsızca(!) ‘demek ki benzine, mazota doğal gaza vergi başlangıç sırada kolamız, gazozumuz bile var’ diye haykırsa asayiş sorunu çıkar mı?
Bu sözleri sarf eden kişi sivil polisler tarafından yaka paşa götürülür mü?
Ama abarttın demeyin…
Eski İçişleri Bakanı Soylu Üsküdar’da seçim kampanyası yaparken kendisine eliyle kalp işareti yapan genç karga tulumba götürülüp araca tıkılmadı mı, gözaltına alınmadı mı?
(Bi parantez açayım. O genç Moleküler Biyoloji ve Genetik Mühendislik bölümünü birincilikle bitirdi. Parantezi kapattım)
Bu sebeple bu ülkede her şey olur!
Ama iktidarın vekilleri gerçekten çok talihsiz. Meclis’e merhaba dedikten sonra yaptıkları ilk icraat zamlara onay vermek oldu…
Tarihe geçtiler…
Bununla da yetinmediler. Erdoğan’a ÖTV oranını beş kat arttırma yetkisi verdiler. Padişahlar da bile bu yetki yoktu…
Bu vergiler neye mal olur diye sorarsanız?
Hayat bir kat daha zorlaşacak. İşveren de zorlanacak. Maliyetler arttığı için, iç tüketim azaldığı için işten çıkarmalar artacak…
Türk ekonomi modelinin modelini uygulamasının bedeli…
Erdoğan’ın (Maliye Bakanı Şimşek’e göre irrasyonel) ekonomik kuramının faturasını iliğimize kemiğimize kadar ödeyeceğiz.
Diyeceksiniz ki 27 milyon seçmen bunu bile bile Erdoğan’a oy verdi…
Diyeceksiniz ki seçmenin yüzde 52’si memnun, mesut…
Haklısınız?
Oy verme kabiliyeti olan 27 milyona üzülmüyorum. İnanın kızmıyorum… Çıkar dünyası!.. Biliyorum çoğu, özellikle emekliler ah vah diyor ama geçmiş olsun. Ben onların çocuklarına, torunlarına üzülüyorum…