Cumhurbaşkanı ‘ekonomide sıkıntı varmış, yoo’ dese de var. Piyasalar allak bullak. Erdoğan dün İstanbul Finans Merkezi’nin bir bölümünü açtı. İş dünyası, finans dünyası oradaydı.
Onlara sorsaydı diyeceğim ama çoğu cesaretle yanıt veremez ki!... Çoğu gerçek düşüncesini söyleyemez ki!..
Söylese ne olur diyeceksiniz?
Ekonomi polisi ümüklerine çöker…Gözlerinin yaşına bakmaz.
Ekonomi polisi de kim diyeceksiniz?
Kim olacak… Sanayiciye vergi cezası kesenler, bankaları zapturapt altına alanlara, ihracatçının elindeki doların bir kısmını zorla alanlar, döviz kurunu kontrol etmek için rezervleri boşaltanlar…
Ben meselenin halka yansıyan kısmıyla daha çok ilgileniyorum… Yok yok merak etmeyin TOGG mu soğan mı polemiğine girmeyeceğim.
Gerçi devletin zirvesinde sağan polemiği eksik olmuyor. Erdoğan dün yine ‘millet yol mu yiyecek, soğandan domatesten haber ver’ diyen profesöre bağırdı. ‘Yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur, ülke kalkınır, bunu sana öğretmediler mi?’ dedi.
Tabii kimse çıkıp ‘efendim yol var da üretim neden yok’ diye soramadı. ‘Yol sayesinde üretim olur diyorsunuz üretim olsaydı, soğan 30 lira, domates 25/30 lira olur muydu’ diyemedi!...
Neyse… Asıl meselemize dönelim. Sokakta insanlar tedirgin. Hemen hemen herkes 15 Mayıs’tan sonra ekonominin daha da kötüye gideceğini, kurun artacağını enflasyonun tutulamayacağını düşünüyor.
Karamsarlık bulutu ülkenin üzerine çöktü…
Dün değindim. Erdoğan kazanırsa eski tas eski hamam. Çünkü ekonominin gayet iyi olduğuna inanıyor.
Ama iyi değil.
Dün bir bölümü açılan finans merkezindeki şatafatlı binalara bakmayın. En havalısı Merkez Bankası’nın gökdeleni ama bankanın içi boş. Rezerv ekside.
Doğu kültürünü ürünü olan itibarın gösterişle bir tutulduğu, gösterişle itibarın artacağına inanıldığı sürece kara delikler kapanmaz tam tersi yenileri eklenir.
Peki ya muhalefet kazanırsa… Geçiş dönemi sıkıntılı olabilir. Büyük ihtimalle olacaktır da… Dünkü yazımda dikkat çektiğim iki senaryonun gerçek olmaması için Millet İttifakı’nın şimdiden yapacağı tek bir şey var…
Ne mi?
Ekonomiyi yönetecek kadrolarını açıklamak. A takımını... O Kişileri tanıtmalılar, kim olduklarını kitlelere anlatmalılar. Çok önemli isimler, dış dünyada saygınlığı olan isimler milletvekili adayı olmadı.
Çünkü onlar ekonominin direksiyonuna geçmeye hazırlanıyor.
Kim olduklarını halk da bilmeli…
O şu göreve gelecek, bu şu kurumun başına geçecek, Merkez Bankası Başkanı şu olacak demelerine gerek yok.
Ekonomiyi şu isimlere emanet edeceğiz demeleri yeter. Hem dış hem iç piyasaya güven verir. İç piyasayı sakinleştirir.
Seçmene de vay be dedirtir… Sağlam ekonomi kurmayları varmış dedirtir…
Panik azalır. Endişelerin yerini iyimserlik alır. Daha iyi olacak düşüncesi zihinlere işler…
Bir de şu var; Erdoğan’ın ‘Millet İttifakı’nın karşısına çıkaracağı A takımı yok… Nebati Bakan’ı yeniden piyasaya sürecek halleri yok. Zaten onun görevi de bitti kendi ilinden (Urfa) bile milletvekili adayı olamadı, Mersin’e gönderildi.
Erdoğan’ın yanında kimse yok. Muhalefet çok ama çok avantajlı… Çok üstün…
Bu üstünlüğünü bu avantajını neden kullanmaz anlamıyorum…