TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP'nin Meclis'e sunduğu başörtüsünü yasal güvenceye almaya yönelik kanun teklifiyle ilgili, "Kanunla yapılacak bir düzenleme çok tehlikeli, bizi tuzağa düşürebilir" ifadelerini kullandı. Şentop "Başörtüsüyle ilgili özgürlüğü kanunla tanırsanız, bir başkası da gelir bu kanunu değiştirerek yasak hale getirebilir" diye ekledi.
Resmi ziyaret kapsamında Malezya’dan Endonezya’ya gelen TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başörtüsü için anayasa teklifinde bulunmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
TBMM Başkanı Şentop şunları söyledi;
“Şimdi doğrusu ‘bu konuda bir düzenleme yapacağız, teklif vereceğiz’ dediği zaman Sayın Kılıçdaroğlu, şaşırdım onu açık ifade edeyim. Bundan yaklaşık 1 ay kadar önce bir televizyon programında bana bu sorulmuştu, ‘bu konuyla ilgili yasal bir düzenleme gerekir mi?’ Bende şunu demiştim ‘Başı açık olarak üniversitelere gitmek, ilk-orta öğrenim kurumlarında öğrenim görmek veya kamuda şu anda başı açık, örtülü olmadan çalışmak için bir kanun düzenlemesine ihtiyaç olmadığı gibi başı örtülü olarak çalışmak için de böyle bir düzenlemeye ihtiyaç yoktur’ dedim. Çünkü bu kanuna dayanan bir hak değil, bu kanun ötesi, anayasa ötesi bir tabi, doğal haktır.
Bir kere kanunla bir hak verilmez. Kanunlar ancak doğal, tabi hakları, anayasada – hepsi anayasada yazılamaz- yazılan hakları sınırlamak için bir kullanım aracıdır. Yoksa kanunla bir hak tanınmaz. O zaman öyle demiştik, şimdi bunu duyunca doğrusu benim kafamda şöyle bir şüphe oluştu; demek ki hala bu konuda bir sorun olduğunu düşünenler var ve bu sorunun çözülmesi için bir şey yapılması yönünde bir adım atmaya çalışanlar var. Endişenin bir tarafı bu. O zaman bu konuda yeniden düşünmemiz gerekiyor. Bir kere verilen kanun teklifine de baktığımızda bu sadece kamu kurumlarında ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında çalışanlarla ilgili. Aslında çok net değil. Şu anlamda net değil, o teklifte yapılan mesleğin icrasıyla ilgili olarak öngörülen bazı şeylerden bahsediliyor ama mesela bunlar acaba başörtüsüyle bağdaşmayan bir şey olursa ne olacak? Burada bir açıklık yok.
Eğer siz baş örtmeyi kanunla verilmiş bir hakka dönüştürürseniz, baş örtüsü özgürlüğünün dayanağını kanun yaparsanız, bunu kanunla yasaklanabilir hale de getirirsiniz. Dolayısıyla burada iyi niyet, kötü niyet diyemiyorum ama bazı kötü niyetlilerin de bunu yapabileceğini de düşünüyorum.
Madem ki böyle bir durum ortaya çıktı, bir endişe durumu ortaya çıktı. Benim için de ortaya çıktı çünkü biz bunu sağdan soldan gelen bilgi notlarıyla, birkaç yerde okuduğumuz veya danışmanların vermiş olduğu bir takım tüyolarla düşünen insanlar değiliz. Biz bunu yaşadık. Ben üniversitede akademisyen olarak yaşadım, soruşturmalar geçirdim bu konuyla ilgili olarak tutumumdan dolayı, yine benim iki kız kardeşim de başörtüsü sebebiyle okuyamadı, birisi ikinci sınıfta çok başarılı olduğu halde okuldan atıldı. Yine iki kuzenim, halamın kızları atıldı, son sınıftaydı ona rağmen başını açmadığı için atıldı. Biz bu süreçleri yaşamışız, iki kız çocuğum var, biz bunların istikbali ve tahsil hayatıyla ilgili hep endişe içindeydik. Sınavlara girerken ben hep kapılarında bekledim, olur ya densiz birisi çıkar müdahale eder diye.
Biz bu sorunun toplumda çözüldüğünü biliyoruz. Aslında hiçbir kanun, anayasa değişikliği olmadan kamuda da ilk-orta öğretimde de ve üniversite de bir sorun yok. Bu sorun genel bir kabulle, toplumsal anlayışla aşılmıştı ve ona dayanıyordu, gücünü oradan alıyordu. Kanun teklifi ortaya çıkınca demek ki böyle bir toplumsal anlayışa tam olarak ulaşamamışız. Bir takım farklı düşünenler var, böyle düşünenlerin yanında daha da farklı düşünenler çıkabilir. O zaman biz bu endişelerin hepsini bertaraf edecek bir anayasa değişikliği yapabiliriz. Eğer bunu samimi olarak herkes istiyorsa, hiç bir sorun yok, kısa bir süre içinde sadece bu konuya ilişkin düzenlenmeyle anayasaya bir cümle, iki cümle eklemek suretiyle bunu başarabiliriz.”