Gazeteci Timur Soykan, Kayda Geçsin programında 6 yaşındaki çocuğun istismar edilmesine dair haberi ortaya çıkardığı için kendisine ve istismara uğrayan H.K.G'ye yönelik başlatılan saldırılara değindi.
"Bir kız çocuğumuz 6 yaşından itibaren istismara uğradığını anlatan, ifade eden ve delilleri ortaya koyan bir kız çocuğumuz var. Bu ülkenin çok geniş bir kesiminin, hangi partiden, dünya görüşünden ya da ideolojisinden olursa olsun ilk refleksi her zaman çocuğu korumak olacaktır" diyen Soykan, öte yandan ise "azgın bir azınlığın, tarikat karanlığının" bulunduğunu dile getirdi.
'Dinin arkasına gizleniyorlar'
Bu kişilerin ahlaksızlıkları ortaya çıktıktan sonra dini kalkan yapmaya çalıştığını vurgulayan Soykan, "Onların tek amacı var. O istismar düzenine, yağma düzenine, holdingleşmiş yapılara bu bataklığa dönüşmüş sisteme, kendilerini dinin arkasına gizleyerek, 'Bunlar 28 Şubat'çı, din düşmanı' diyerek kendilerini korumaya almak. Aslında umurlarında bile değil, İslamiyet'e en büyük zararı onlar veriyor" diye devam etti.
'Tarikatların dokunulmaz olduğu bir düzende mücadele veriyor'
Konuşmasında H.K.G'nin verdiği mücadelenin öneminin altını çizen Soykan, "Bu olayın en büyük kahramanı, hatta tek kahramanı Hale, H.K.G. İçinde doğduğunuz aileyi, tarikatı, çocukluğunuzdan beri içinde olduğunuz dünyayı karşınıza alıyorsunuz ve ona karşı 'Ben varım' diyorsunuz. Orada belki de binlerce çocuğun yapamadığını yapıyorsunuz ve adalet istiyorsunuz. Adalet için mücadele ediyorsunuz. 17 yaşında doğurduğunuz oğlunuzu yanınıza alıyorsunuz ve mücadele veriyorsunuz. Bunu nasıl bir ülkede yapıyorsunuz? Ensar Vakfı'nda tecavüzler olup da, 'Bir kereden bir şey olmaz' diyen bakanların olduğu bir ülkede yapıyorsunuz. Bunu 'Küçüğün rızası var' diyen bir kişinin Adalet Bakanı olduğu bir ülkede yapıyorsunuz. Pek çok soruşturmanın kapatıldığını bildiğiniz, siyasetçilerin tarikatların dergahlarından çıkmadığı bir ülkede yapıyorsunuz. Bunu Uşşaki tarikatı liderinin tacizini ifşa ettiği için saldırıya uğrayan 12 yaşındaki bir kız çocuğunun olduğu ülkede yapıyorsunuz. Tarikatların dokunulmaz olduğu, her türlü gücü aştığı siyasal İslam döneminde bunu yapıyorsunuz" dedi.
Soykan'a 'PKK'lı demiş
Haberi yapmasının ardından kendisine başlatılan saldırıya değinen Soykan, birkaç arkadaşının bir Cuma namazında yaşadıklarını şöyle anlattı:
Ben öğrendim ki birkaç arkadaşım bir camiye Cuma namazına gidiyor. Oradaki bir vatandaş da, '6 yaşındaki bir çocuğa istismardan bahsetmeyecek misin?' diyor. Arkadaşımın anlatıları bunlar. Oradaki görevli imam, devlet memuru, anlatmaya başlıyor. İşte 'Bu haberleri yapanlar PKK'lı, din düşmanı, İslam düşmanı, İslam'a saldırıyor' gibi şeyler söylüyor. Kızımız H.K.G'ye yönelik akıl almaz suçlamalarda bulunuyor. Camide. Allah'ın evinde yalan söylemek çok daha büyük günahtır herhalde. Cinsel istismara uğradığını söyleyen bir kız çocuğuyla ilgili onu rencide edici, onu suçlayıcı ifadeleri bin tane cemaatin önünde nasıl söyleyebilir bir insan? İddianameyi okumadan, ses kayıtlarının deşifresini okumadan, oradaki bütün delilleri, raporları görmeden o kız çocuğunu nasıl suçlayabilir bir insan? O imama bir kız çocuğu sığınsa böyle mi yaklaşacak yani?
İmamı arayıp konuştu
Arkadaşından olayı dinledikten sonra imamı aradığını belirten Soykan, sözlerine şöyle devam etti:
'Bana PKK'lı demişsiniz' dedim. İnkar ediyor, PKK'lı demediğini söylüyor. 'Bu haberi PKK'lılar yayıyor, İslamiyet düşmanları böyle ortaya çıkıyor' dediğini söylüyor. Sosyal medyada gerçekten böyle. Dindar tertemiz insanları zan altında bırakıcı şeyler de yapıyorlar ama siz nasıl bir camide bunu yaparsınız? Bunu söyledim ne dedi biliyor musunuz? 'Fısıltı gazetesinden duydum' diyor. 'Siz her konuşulan şeyi camide cemaatin önünde cuma günü söylüyor musunuz?' dedim. 'Kulaktan kulağa yayılıyor' dedi. Kendisine iddianameyi gönderdim, ses kayıtlarını da gönderdim. Sonra aradı, dehşeti düştüğünü söyledi. Bunların İslam'la ilgisi olmayan insanlar olduğunu söyledi. Böyle bir şey söylediğini (kendisine PKK'lı dediğini) inkar ediyor ama tabii.