Fuat Oktay: Bunun son bütçe olmadığını göreceksiniz

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda muhalefetin konuşmasını “Propaganda oldu biraz” diye eleştirdiği Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Dolayısı ile bu son bütçedir, bundan sonraki şu bütçedir, bu bütçedir. Bunu göreceksiniz, bunun son bütçe olmadığını da göreceksiniz. Sadece bu dönemin son bütçesi, inşallah gelecek yıllarda da gene Cumhur İttifakı olarak sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2023 yılı bütçe maratonu bugün başladı. Bugün komisyonda 2023 yılı bütçe kanun teklifi, 2021 yılı kesin hesap kanun teklifinin geneli ve 2021 yılı Sayıştay raporları görüşüldü. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, milletvekillerinin sorularını toplu yanıtladı. Oktay şunları söyledi:

“Yönetimde saydamlık, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini benimsemiş bir hükümet olarak. Bütçe ve kesin hesabın her detayını açıklıkla milletimizle paylaşıyoruz. Her yıl bu bütçe kimin, neyin bütçesi gibi sorulara muhatap olduk, bu yıl da aynı sorulara muhatap olduk. 2023 yılı bütçesinin vatandaşımızı küresel belirsizliklerden koruyacak, her kesimden vatandaşımızı kollayacak, adil ve sosyal bir bütçe olduğunu ifade etmiştim, bugün de tekrarlıyorum.

2023 yılı bütçemizde sosyal harcamalar için ayırdığımız kaynak miktarını 258,4 milyar liraya çıkardığımızı ifade etmiştik. Yine bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Bu tutar 2023 yılı bütçesinin yüzde 5,8’ine denk gelmektedir. 2002 yılında bu oran yüzde 1,3 ile ayrılan kaynak miktarı 1,6 milyar liraydı. Niye 2002 ile sürekli kıyaslıyorsunuz diyorsunuz. Biz mihenk taşı olarak görüyoruz.

2023 bütçemizde 65 yaş üstü yaşlılardan, engelli vatandaşlardan ve engelli vatandaşların yakınlarından oluşan yaklaşık 1,4 milyon kişiye bağlanan aylıklar için 31, 3 milyar, 555 bine yakın engelli vatandaşımızın evde bakımına destek amacıyla 28 milyar, TOKİ sosyal konut finansmanı için 10 milyar, aile destek programı için 7,5 milyar lira kaynak ayırdık.

Sosyal kesimlere yönelik bütçeden sağladığımız kaynaklar bunlarla sınırlı değildir. Toplumun farklı kesimlerine 2023 yılı bütçemizde sağladığımız refah katkısı yaklaşık 1 trilyon 200 liraya ulaşmaktadır. Bu tutar bütçenin yüzde 27’sine tekabül etmektedir. 2023 bütçesinde doğalgaz ve elektrik sübvansiyonları için 600 milyar lira, asgari ücretin vergi dışı tutulmasıyla 300 milyar lira, yaşlı, engelli, emekli, dul ve yetimler gibi toplum kesimlerini korumak amacıyla yapılan vergi indirimleri kapsamında 51 milyar lira vatandaşımıza destek sağlamışızdır.

Gıda güvenliği ve tarımsal kalkınma milli güvenlik meselesi olarak gördüğümüz ve üzerine özellikle eğildiğimiz konuların başında geliyor. 2023 yılında tarıma 142, 9 milyar lira kaynak ayırıyoruz. 54 milyar değil. Sunumda benim ifade ettiğim 54 milyar sadece tarımsal destek programları için ayrılan ödenektir.

"Bütçeyi kim sunmalı" tartışması

Bütçeyi kimin sunacağı ile alakalı soru vardı. Bu yıl nereden icap etti de gündeme getirildi, Anayasal tartışma diye. Bizim zihnimizde uzaktan yakından böyle bir soru var, ne de Anayasa’ya aykırılığı ile alakalı uzaktan yakından herhangi bir tereddüt var. Anayasa Madde 161, Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini mali yılbaşından en az 75 gün önce TBMM’ye sunar diyor. Zaten Cumhurbaşkanı sunuyor bütçeyi, sunmuştur zaten. Sunardan kasıt, imzası ile buraya gönderdiği konudur, biz vatandaşımıza açıklamışızdır, buraya da gelmiştir.

Bütçenin kim tarafından sunulacağı da Meclis İçtüzüğünün 67’inci maddesi ile belirlenmiş olup, buna göre yürütme adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya bir bakan sunuş yapabilmektedir.

“Çiftçilerimizden uzak değiliz”

Çiftçiden illerden haberiniz var mı diye sorular oldu. Bizim kendimiz de çiftçilerden uzak değiliz, hele hele illerimizden vatandaşlarımızdan asla uzak değiliz. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin getirdiği faydaları, istikrarı, net ve hızlı karar alma imkanlarının nasıl Türkiye’ye fayda olarak döndüğünü net olarak görürsünüz. Özellikle dış politikada olsun, krizlerin yönetiminde olsun bunun sonuçlarını görüyoruz. Bunu uygularken de vatandaşımızdan asla uzak kalmayız. Sadece fiziki anlamda değil, gönül bağımızı hiç kimse koparamazdan vatandaşımızdan. Gidip miting alanlarında konuşup da dönmeyiz, dönen insanlar da değiliz. Mutlaka vatandaşımızın içindeyizdir. Bunun da liderliğini Cumhurbaşkanımızın kendisi yapar, milletiyle gönül bağı kurmuş olması son 15 seçimdeki başarısının da net göstergesidir.

“Net mesaj, durmak yok yola devam diyecektir”

Dolayısı ile bu son bütçedir, bundan sonraki şu bütçedir, bu bütçedir... Bunu göreceksiniz, bunun son bütçe olmadığını da göreceksiniz. Sadece bu dönemin son bütçesi, inşallah gelecek yıllarda da gene Cumhur İttifakı olarak sunmaya devam edeceğiz. Milletimiz 15 seçimde olduğu gibi yine sizlere de bizlere de aynı mesajı verecek. Net mesaj, durmak yok yola devam diyecekti. Sizin hayal görmeden önce bir aday belirlemenizde fayda vardır diye düşünüyorum.”

Oktay’ın sözlerine “Propaganda oldu biraz” diye muhalefetten eleştiri geldi.

“Külliye herkese açıktır”

Oktay, kadınlara da destek verdiklerini açıklayarak, “Yüzlerce kadın çiftçi, sizin saray bizim milletin evi dediğimiz Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Sayın Cumhurbaşkanımızla bir araya gelmiştir” dedi. HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, “Biz de gelebilir miyiz?” diye sordu. Oktay, “Tabii ki gelebilirsiniz. Külliye herkese açıktır. Buradan giderken beraber geçelim, burası milletin evi” diye yanıt verdi.

Oktay, “Yüzüncü yılın bütçesi milletle iç içe, milletin ta kendisi olan yönetim anlayışımızın mali alana yansımasıdır” dedi.

TTB Başkanı Fincancı’yı hedef aldı

Oktay, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimyasal silah kullanmış olabileceğini söylediği için gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın fotoğrafını taşıdıkları için HDP’li milletvekillerini eleştirerek, “Ne hikmetse bazı hatiplerin insan hakları savunucusu diye masum göstermeye çalıştıklarının evinden, arabasından mermiler, fişekler ve örgüt dokümanları çıkıyor” dedi.

“Cebinde basın kartı var diye kimse kendini hukukun üstünde göremez”

Oktay, gözaltına alınan gazetecilerle ilgili de değerlendirmede bulunarak, “Gazeteci dediklerinizin de kim olduğunu, ne olduğunu gördük. Cebinde basın kartı var diye kimse kendini hukukun üstünde göremez. Bu ben de olsam, siz de olsanız. Terör ile arasına mesafe koymayan da sonucuna katlanır. Biz defaten 85 milyonun bütçesi dedikçe, bazıları dini azınlık, etnik azınlık diyerek, ayrışmayı beslemeye çalışıyor. Ülkemizde azınlıklara yönelik politika ve uygulamalar Lozan Barış Anlaşmasının ilgili hükümlerine uygun şekilde belirlenmektedir. Hatta biz onun da çok ötesine gitmekteyiz” diye konuştu.

Oktay, Türkiye’deki Alevilerin beklentilerinin tespit etmek ve çözüm yollarını bulmak için hazırlık yaptıklarını söyleyerek, cemevlerine ilişkin kanun tekliflerini anımsattı. Oktay, “Ülkemizi Türkiye yüzyılına hazırlarken milletimizin tüm kesimlerinin, beraberliğini, kardeşliğini güçlendirecek adımlara özel önem veriyoruz. Biz bu milleti hizmetkar olmaya geldik derken, hiçbir grubu da dışarıda bırakmıyoruz, çünkü biz bu milletin ta kendisiyiz. 85 milyona ayrım gözetmeden eserlerimizle konuşmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

Açığın kapanabileceğini şerh koyarak vaat etti

Oktay, cari açıkla ilgili de “Cari işlemler açığı bu yıl enerji faturasında gözlenen astronomik fiyat etkisi ile göreli yüksek seyretmekte. Enerji dışında da cari işlemler fazlası verdiğimizi de ifade etmek isterim. Gelecek yıl enerji faturasının gerilemesi ile de cari işlemler açığımızın yüzde 2,5 seviyelerinde kabul edilebilir bir düzeye gerilemesini bekliyoruz. Şayet küresel ve bölgesel boyuttaki şartların normalleşmesi öngörüsü ile. Ki şu anda böyle bir öngörü için henüz erken” diye değerlendirme yaptı.

Oktay, “Cari işlemler açığının ana nedeni yükselen küresel enerji fiyatlarının enerji ithalatımızda önemli artışa neden olmasıdır” dedi. Oktay, enerji fiyatlarındaki artış olmasaydı Türkiye ekonomisinin cari fazla vermiş olacağını ileri sürerek, “Bu, enerji faturalarımızda 50 milyar doların üzerinde ilave bir artışa işaret etmektedir. Bir başka ifadeyle bu yıl astronomik enerji fiyat artışları olmasaydı, 2022 yıl sonunda ekonomimiz cari fazla vermiş olacaktı” diye iddiasını sürdürdü.

TOGG açılışına davet etti

Oktay, TOGG fabrikası açılışına muhalefeti davet ederek, şunları söyledi:

“İkinci nükleer santralinin yapımı şu anda planlama aşamasında, bu konudaki müzakerelerimiz de başladı. Enerji sektörünün günümüz dünyasında belirleyici olan en önemli ekonomik ve politik unsurlardan biri olduğu bilinciyle, dünyadaki güncel gelişmeler ışığında enerji sektörünü en doğru ve etkin şekilde destekleyecek ve yönlendirecek politika ve düzenlemeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz. Cari fazla hedefli büyümeyi destekleyecek şekilde yüksek katma değer ve yüksek teknolojiye sahip yatırımları teşvik ediyoruz.

Bu çerçevede; son olarak İzmir, Kocaeli, Sakarya ve Adana illerimizde, güneş paneli, kimyasal madde, hibrit ve şarj edilebilir otomobil ile batarya üretimlerini kapsayan 20 milyar lira tutarındaki 4 büyük yatırıma proje bazlı teşvik sağladık. 29 Ekim Cumartesi günü de ilk yerli ve milli elektrikli aracımız TOGG’un fabrikasının açılışını yapıyor, ilk aracımızı banttan indiriyoruz. Davetlisiniz. Mega projelerimizi soruyordunuz ya.”

KKM tutarı 1,45 trilyon liraya ulaştı

Oktay, kur korumalı mevduat için ise şu açıklamayı yaptı:

“Hem vatandaşlarımız hem de şirketlerimiz KKM uygulamamıza büyük teveccüh göstermiştir. 21 Ekim 2022 tarihi itibarıyla KKM’ye katılım sayısı 2,3 milyon kişiyi aşarken toplam tutar da 1,45 trilyon TL’yi geçmiş ve mevduattaki TL payı yüzde 50’ye yaklaşmıştır. Bu durum düşük gelir gruplarından toplanan vergilerin mevduat sahiplerine aktarıldığı iddialarının aksine, KKM’nin tabana yayıldığını ve tüm halkımıza hitap eden bir finansal ürün olduğunu ortaya açıkça koymaktadır.

Her vatandaşımız uygun gördüğü kadar tasarrufunu bu hesaplarda değerlendirebilmektedir, miktar konusunda her hangi bir alt ya da üst sınır bulunmamaktadır. Bu kapsamda kur korumalı mevduat sahiplerine sağlanan destekler, bireysel emeklilik sistemine sağlanan destekler (devlet katkısı) gibi tasarrufları teşvik edici ve kapsayıcı bir destek gibi görülmelidir. KKM ile döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payında 10 puandan daha fazla bir azalma olmuştur. Yine, bankaların döviz yükümlülükleri düşmüş ve 2021 Kasım ayında TL mevduatların ortalama vadesi 24 günken, 2022 Ağustos ayı itibarıyla 45 güne çıkmıştır.

KKM uygulamasının döviz kuru oynaklığı ve diğer makroekonomik göstergeler üzerindeki olumlu etkisine kıyasla maliyeti sınırlı olmuştur. 2022 Eylül sonu itibariyle KKM uygulamasının bütçeye maliyeti 84,9 milyar TL’dir ve bu zaten kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmaktadır. KKM uygulaması niteliği itibarıyla kamunun borçlanması karşılığı ortaya çıkan bir yükümlülük olmadığı için faiz harcaması olarak değerlendirilmemekte; bu kapsamda oluşan harcamalar da bütçenin cari transferler kaleminde izlenmektedir.”

Oktay, kur korumalı mevduat ile ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı rakamı ise “KKM sebebiyle Merkez Bankasında oluşan maliyet, Hazine ve Maliye Bakanlığının açıkladığı rakamların altındadır” diye değerlendirdi.

Oktay, TOKİ konutları ile ilgili de şöyle bilgi verdi:

“Vatandaşlarımızın alım gücünü desteklemek amacıyla İlk Evim İlk İş Yerim projesi hayata geçirilmektedir. Proje kapsamında 5 yıllık dönemde 500 bin konut, 1 milyon konut amaçlı arsa ve 50 bin iş yeri yapılacaktır.

Toplam 360 bin bağımsız birimden oluşan ilk etap 2 yılda bitecektir. Yapılacak olan 500 bin konut, 240 ay vade ile satışa sunulacak olup; alt yapıları ve imarı hazırlanmış konut amaçlı arsalar, vatandaşlarımıza 10 yıl vadeyle faizsiz olarak verilecektir"

Faiz ve borca ilişkin iddialı konuştu

Oktay faiz ve borç ilişkisine ilişkin de muhalefetin sorularını şöyle yanıtladı:

“2020 yılı sonunda 36,2 milyar dolar olan yurt içi döviz cinsi borç stoku, 2021 yılı sonunda 29,9 milyar dolar, Eylül 2022 sonu itibarıyla ise 25,8 milyar dolar seviyesine gerilemiştir. Önümüzdeki dönemde yurt içi döviz cinsi borç stoku kademeli olarak azaltılmaya devam edilecektir. 2021 yılsonunda 29,9 milyar doları yurtiçi döviz cinsi borç stoku, 109,7 milyar doları ise yurt dışı borç stoku olmak üzere merkezi yönetim toplam döviz cinsi borç stoku 139,6 milyar dolar iken söz konusu stok 2022 yılı Ekim ayı itibari ile yaklaşık 7 milyar dolar azalarak 133 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Uluslararası piyasalar tarafında ise finansmana erişimin zorlaştığı 2022 yılında, yatırımcıdan yoğun talep gören 3 ayrı ihraç ile toplam 7,5 milyar dolarlık dış finansman sağlanmıştır.

Faiz harcamalarının milli gelire oranı 2002 yılında yüzde 14,3 iken, 2021 yılında yüzde 2,5’e kadar gerilemiştir. 2022 yılında ise bu oranın benzer seviyede gerçekleşmesi beklenmektedir. AB tanımlı genel yönetim borç stokunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının 2021 yılı sonunda yüzde 41,8, 2022 yılı ikinci çeyreğinde ise yüzde 39,3 seviyesinde gerçekleşirken, bu yılsonunda 36,7’e düşmesi, Orta Vadeli Program (2023-2025) dönemi sonunda ise yüzde 32,1’e gerileyerek program dönemi boyunca yüzde 60 olan Maastricht Kriterinin oldukça altında seyredeceği öngörülmektedir. Söz konusu oran AB ülkelerinde ortalama yüzde 86,4 seviyesinde seyretmektedir.”

Oktay’ın konuşmasının ardından 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2021 yılı Merkezi Yönetim Merkeziz Hesap Kanunu Teklifinin maddelerinin görüşülmesine geçilmesi ve 2023 bütçe ve 2021 yılı kesin hesap kanun teklerinin birinci ve ikinci maddeleri AKP ve MHP’li milletvekillerinin oyları ile kabul edildi.

Siyaset Haberleri