CHP'li Tanrıkulu'dan iktidara çarpıcı çıkış: Hem seçim olsun hem sonuç değişmesin istiyorsunuz

TBMM Genel Kurulu'nda Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Otokrasiye yaklaşmış bu düzen içerisinde bu iktidarı seçimle değiştirecek güç ana muhalefet partisidir. Siz hem diyorsunuz ki seçim olsun hem de sonuç değişmesin" dedi.

TBMM Genel Kurul'nda TBMM Başkanlığı, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor.

"AYM KARARLARINA UYMAYI REDDEDEN MAHKEMELER HUKUKİ GÜVENLİĞİ ALT ÜST ETTİ"

Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine CHP grubu adına söz alan Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, şunları söyledi:

"Adaleti bütçe cetvellerinden okuyacak zamanı Türkiye'de artık çoktan geçtik. Bugün burada sadece konuşmak AKP'nin hukuksuzluk zulmü altında ezilen vatandaşa açıkta para konuşmak saygısızlıktır. AB Komisyonu 2025 Türkiye raporunda Türkiye hakkında 69 ihlal kararı verildi. Siyasetçiler, gazeteciler ve muhaliflere yönelik tutuklamalar yargı bağımsızlığını ortadan kaldırdı. Yargı organları yürütmenin kontrolü altında. AİHM kararları uygulanmıyor. AYM kararlarına uymayı reddeden mahkemeler hukuki güvenliği alt üst etti. Üzülerek söylüyorum; cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nu saf dışı edebilmek için, sırf bir seçim daha kazanmak için kurduğunuz yargı oyunları Türkiye'yi bu hale getirdi."

Gezi davasından tutuklu bulunan Tayfun Kahraman'ın kızı Vera'nın yazdığı mektubu okuyan Bülbül, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a dönerek, "'Her akşam Allah'a eve dönmem için dua ediyorum' diyor Vera. Düşünebiliyor musunuz Sayın bakan" dedi.

"İNSANLAR ADALETİ ADALET SARAYLARINDA DEĞİL SOSYAL MEDYA ADALETİNDE ARIYOR"

CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez şunları söyledi:

"Sorunun temel nedeni AKP'nin 24 yılda demokrasiden, hukuk devleti ilkesinden, evrensel hukuk kurallarından uzaklaşarak tek adam rejimini tahkim etmiş olmasıdır. O nedenle artık halk, hakim ve savcıların değil, adalet sistemiyle sorunlu olan kişilerin adaleti gerçekleştireceğine inanıyor. O nedenle Sayın Adalet Bakanı sık sık 'Türkiye bir hukuk devletidir' diyor. Vatandaşlarımız hızlı, tarafsız, öngörülebilir ve bağımsız bir yargı beklentisi içindedir. Bu beklentiyi karşılamanın yolu da HSK'nın güçlü, şeffaf ve liyakat esaslı bir yapıya kavuşmasından geçmektedir. HSK, ülke ağır bir hukuk krizi yaşarken hiçbir şey yokmuş gibi davranıp üç maymunu oynamaktadır. HSK olması gerektiği gibi hakimler ve savcılar için bir güvence kurumu olmaktan çıkmış, siyasi talimatlara uymayan hakim ve savcıların sürgün edildiği, soruşturmalarla baskı altına alındığı, terfi ve atamaların siyasal sadakat kriterleriyle belirlendiği bir yapıya dönüşmüştür."

"ADALET BAKANLIĞI BÜTÇESİNİN NESİNİ KONUŞALIM BİLMİYORUM"

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şu ifadelere yer verdi:

"Adalet Bakanlığı bütçesinin nesini konuşalım bilmiyorum. Bütün kamuoyu yoklamalarında halkımızın en fazla dertlendiği ikinci konu adalet haline gelmiş. Birincisi ekonomi, ikincisi adalet. Ve yargıya güven cumhuriyet tarihinin en dip noktasında. Türkiye bir hukuk devleti olmaktan çıktı başka bir devlete dönüştü ve bunun başında Adalet Bakanı olarak siz varsınız. Yargının bu kadar diplerde dolaştığı, adaletin olmadığı bir döneme ben rastlamadım. Şimdi bir savcıya işkence iddiasını iletemeyen bir yargı ortamı var. Bunun sorumlusu da sizsiniz. Bütün endekslerde Türkiye tarihinin en kötü durumunda. Bu nedenle cezaevlerinde bu kadar çok insan var. Bu nedenle her gün hepimize en çok gelen talep af ve infazla ilgili düzenlemeler. Yüzde yüz suç işlediği kesinleşen insanlar bile adil yargılanmadığına inanıyor. Bu anayasal düzende eğer bir mahkeme 'ben AYM kararına uymuyorum' diyorsa bunun yargı bağımsızlığı ile ilgisi yok. Bu doğrudan doğruya anayasal düzene karşı bir suç.

Otokrasiye yaklaşmış bu düzen içerisinde bu iktidarı seçimle değiştirecek güç ana muhalefet partisidir. Siz hem diyorsunuz ki seçim olsun hem de sonuç değişmesin. Bunun için bir taraftan yargıyı kullanarak ana muhalefet partisine yargısal baskılar ama diğer taraftan da onun yerel aktörlerine, cumhurbaşkanı adayına baskı yapacaksınız, içeriye alacaksınız. Bunun amacı ne; çünkü bunu seçimden üç ay önce yapamazsınız. İki üç yıl önce başlayıp adım adım gidersiniz. Siz bunu yapıyorsunuz. Sandıkla da seçimle de sonuç değişmesin."

Siyaset Haberleri