CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, İzmir'in Seferihisar ilçesinde bugün düzenlenen ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile kentin 30 ilçe belediyesinin meclis üyelerini bir araya getiren ‘Meclis Üyeleri Kampı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Süleyman Soylu'ya Taksim saldırısı tepkisi
İzmir Seferihisar'da olmaktan memnuniyet duyduklarını, meclis üyeleri ile belediye başkanlarıyla birlikte seçime dönük çalışmaları planlayacaklarını belirten Salıcı, şöyle konuştu:
"İzmir'e torpil geçmiyorum ama farklı nedenlerle sık gelme imkanımız oluyor. Bundan da memnunum. İzmirli belediye başkanlarımızın yaptığı hizmetleri görmekten memnunum. Bir hafta önce İstanbul'da terör saldırısı ile karşılaştık. İstiklal Caddesi'nde 6 canımızı kaybettik. Allah'tan rahmet diliyoruz. Yaralılarımız var. Acil şifalar diliyoruz. Bizi bu terör saldırıları ile terbiye edemeyeceklerini aslında biliyorlar. Kargaşa yaratma çabaları içindeler, onda da başarılı olamayacaklar. İşin bu tarafı bizim izin çok açık. İlk defa teröre maruz kalmıyoruz. Bunun bilincindeyiz. Prim verecek halimiz yok, bu çok net. Türkiye'de bu eylem yapıldığında bizim İçişleri Bakanı’mız ne yapıyordu, neyle meşguldü? Bunu da sormadan edemiyoruz. İçişleri Bakanı’mız var; o, sokaktan geçen suçluyu bulup fotoğraf çektirme uzmanı. Suçlu değilseniz fotoğraf çektiremiyorsunuz. Suçluları, dedektörle arar gibi buluyor. Uyuşturucu taciri ise mafya babası ise tercih sebebi. Derin suça bulaşmış insanlarla fotoğraf çektirmek için özel çaba gösteriyor. Onun bir fotoğraf albümü var. Birçok insan ‘Süleyman Soylu’ diyor ama biz ona ‘Fotoroman Süleyman’ diyoruz. Kendi görevini yapmak dışında her işle meşgul. O bombayı patlatan teröristin Afrin'den geldiğini söyledi. Sonra detaylar ortaya çıktı ki yeni gelmemiş. Bir süredir Esenler'de atölyede çalışmış, aylardır İstanbul'da. O terörist aylardır İstanbul'da gezerken sen ne yapıyordun Süleyman Soylu? Sen neyle meşguldün?"
"Soylu, Başkanlarımıza kumpas kurmakla meşgul"
CHP olarak il ve ilçe başkanlıklarına astırdıkları "Sınır namustur" yazılı pankartı anımsatan Salıcı, şöyle devam etti:
"'Sınır güvenliğinde problem var' dedik. Özellikle Suriye sınırından gelip geçenler belli değil. Afganistan'dan kalkıp binlerce kilometreyi otobüsle geçip, ondan sonra İran sınırından içeriye girip, illerimizde otobüslerden inip atletik şekilde geçen insanların videolarını vatandaşlar yayınlıyor. Bütün bunlar olurken Süleyman Soylu ne yapıyordu? Diyor ki 'Kimsenin etrafında Nusaybin, Kızıltepe, Kamışlı'da olduğu gibi birçok terör örgütünün fink attığı yer yok’. Bu bahsetmiş olduğu ilçeler, bizim ilçelerimiz. Bu Azez'de, Afrin'de değil. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının gezdiği yerler. Burada istihbarat örgütleri ile terör örgütleri mensupları fink atarken sen ne yapıyorsun Süleyman Soylu? Turizm Bakanı olsan sormayacağız. Sen ne yapıyorsun? Türkiye'nin güvenliğine katkıda bulunmak için ne yapıyorsun? Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na laf yetiştirmeye çalışıyor. Belediye başkanlarımıza, Tunç Bey’e de Ekrem Bey’e de diğer belediye başkanlarımıza laf yetiştirmekle, kumpas kurmakla meşgul. İçişleri Bakanlığı'nın gerektirdiği görevlerinin dışındaki her şeyi yapıyor."
"Beyefendi muhalefeti dizayn etme çabası içinde"
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İYİ Parti'ye yönelik "Temenni ederiz ki bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir” sözlerine de değinen Oğuz Kaan Salıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Önümüzdeki dönemde, hani Tunç Başkan da söyledi ya 'İktidarda olduğumuz bir yerel yönetimi, bir belediye başkanlığını hayal ettim' diye, Süleyman Soylu'nun İçişleri Bakanı olmadığı, Recep Tayyip Erdoğan'ın sokakta normal bir vatandaş gibi muamele gördüğü bir Türkiye'ye ihtiyaç var. Onların oturduğu sarayda yaşamayan, ama devleti yönetmeyi bilen, o devleti nasıl yöneteceğini iyi organize etmiş, seçim sürecini, Altılı Masa'yı iyi götürmüş, halkan yana bir iktidara; bu pisliklere, mafya babalarına posta koyabilecek, Beşli Çete’ye ‘dur’ diyebilecek bir iktidara ihtiyacımız var. Bu iktidar, Cumhuriyet Halk Partisi. O iktidarın yolu da bugün yaptığımız hazırlıklardan geçiyor. Türkiye'yi sosyal demokrat bir iktidarla buluşturmaya hazırız. Seçim tarihinin belirlenmesi gerekiyor. Orada da top iktidara düşüyor. İster bugün ister baskın... O seçimden çıkacak sonuç, İstanbul'un ikinci seçimlerinden çıkacak sonuç kadar farklı olacak. Millet iradesinden korkuyorlar. Başkanlarımızın hizmetlerinden korkuyorlar. Adımlarımızı sıklaştıracağız, Altılı Masa'daki iradeyi çelik bir irade olarak ortaya koyacağız ve yolumuza devam edeceğiz. Beyefendi diyor ki 'İYİ parti konumunu değerlendirsin’. Meral Akşener, İYİ Parti'nin saygıdeğer genel başkanı, kendi konumlarıyla ilgili veciz şeyler söyledi. Herhalde anlamıştır Tayyip Bey. Meral Hanım’ın verdiği cevabın ne demek olduğunu herhalde anlamıştır. Beyefendi, iktidarı bırakmış, muhalefeti dizayn etme çabası içinde. Tayyip Bey, unutma, burası majestelerinin muhalefeti değil. Burada, Türkiye'nin geleceğini organize edecek, hukuk devletini yeniden kuracak bir muhalefet var. O muhalefet, geleceğin iktidarı olarak gelecek."