İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Akşener, toplantısının büyük bölümünü Taksim İstiklal Caddesi'nde yaşanan, 6 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına ayırdı.
Akşener, saldırının gerçekleşmesine kadar yaşanan süreçte devletin sebep olduğunu ihmallere tepki göstererek "Devletin görevlerinden biri faili ortaya çıkarıp yakalamak, olayın arkasındaki güçleri aydınlatarak bir daha tekrarlanmaması için önlem almaktır. Devlet failleri yakalamakla görevlidir, iktidarın esas önceliği de terör eylemine daha yapılmadan engel olabilmektir" dedi.
Akşener, yaşanan bombalı saldırının, bir tarafıyla sığınmacı sorunu olduğunu vurgulayarak, saldırıyı gerçekleştiren terörist Ahlam Albashır için "Suriye uyruklu ve Afrin üzerinden ülkemize kaçak girmiş. Bu acı olayın bir de kaçak göç boyutu var, Türkiye'nin 11 yıldır yaşadığı sığınmacı meselesinin milli güvenlik sorunu olduğunu her fırsatta vurguluyoruz" dedi.
Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle:
Dün KKTC'nin 39'uncu kuruluş yıldönümüydü, kutlu olsun. Türk milleti Ankara'dan Lefkoşa'ya uzanan bir varoluş köprüsüdür. İYİ Parti olarak KKTC'nin tanınması ve erkin bir devlet olarak geleceğe taşınması kararlılığımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Başta büyük devlet insanımız merhum Rauf Denktaş olmak üzere edebiyete intikal etmiş kahramanlarımızı anıyorum.
Taksim terörü
Yine canımız yandı, PKK, PYD, YPG terör örgütünün bombasının ateşinde tertemiz hikayelerimiz yarım kaldı. Adana'dan yola çıkıp kardeşinin nişanı için İstanbul'a giden, sırf alışveriş yaptıkları için hayatlarını kaybeden minik Ecrin'imiz ve babası Yusuf Meydan'dan geriye birbirlerine mutlulukla baktıkları fotoğrafları kaldı.
Ablalarının dükkanlarından çıkıp sırf İstiklal Caddesi'nde yürümek istedikleri için Adem Topkara ve Mukaddes Elif Topkara çiftinin ardında daha 3 yaşındaki Elis kızımız ve 9 aylık yağız yavrumuz öksüz, yetim kaldı.
Sırf o gün o saatte İstiklal Caddesi'nde oldukları için daha 15 yaşındaki Yağmur Uçar kızımızla annesi Arzu Özsoy öğretmenimizin yarım kalan hayalleri içimizi yaktı, ruhları şad mekanları cennet olsun.
Terör korkudan beslenir, şüpheden beslenir ve amacı her zaman aynıdır. Millet iradesini endişe ve korkuyla teslim almak ister. Tüm bu yollarla da kirli emellerine ulaşmak ister. Tarihimizin her döneminde böyle kirli emellere karşı direndik.
Kimden ve nereden gelirse gelsin, hangi güç odağının planı olursa olsun, asla korkmadık, sinmedik, dimdik durduk.
Milletçe maalesef çok ağır ve acı hatıralara sahibiz. Bombalar, suikastlar, saldırılar... Her seferinde teröre lanet ettiğimiz, her seferinde de dimdik ayaktayız dediğimiz hatıralar. Yüzlerce olay yaşadık. Büyük dava adamı, rahmetli Dündar Taşer, vatanımızın stratejik konumunu tarif ederken, 'Biz çadırımızı sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz' der. Bu muhteşem tespit, bugün karşı karşıya olduğumuz taarruzların, gelecekte yaşayabileceklerimizin nedenini de çok güzel anlatır.
Evet biz çadırımızı sırtların yolu üzerine kurmuşuz ancak tüm saldırılara karşı önlem alabilecek güçteyiz. Değil 40, 140 yıl olsa da teröre asla teslim olmayacağız.
'Devlet biziz'
Milletimizin teröre karşı aldığı tavır, her daim dik durmak, güvenlik güçlerimizin görevlerini yapacağına inanmak, devletinin yanında olmaktır. Ancak devletimizin yanında dururken, devlet benim diye ortalıkta gezenlerin işlerini yapmadıklarını en çok da böyle acılı zamanlarımızda gözden geçirmek zorundayız.
Evet, devletimizin yanındayız ama içindeyiz, ötesindeyiz, berisindeyiz, her yanındayız. Çünkü biz milletiz, çünkü devlet biziz. Devlet koltuk sahiplerinin babalarının malı değildir. Devletimiz milletçe sığındığımız birlikteliğimizdir. Devlet bunun için büyüktür, bunun için yücedir.
İşte o nedenle devletimizin yanında olduğumuz kadar içinde olabilmeliyiz. O devlet ki vatandaşının can, mal, ırz güvenliğini sağlamak en temel görevlerinden biridir.
'Terörle mücadelede yapılan ilk hata son hatadır'
İktidarın ciddiyetle tehdidi ortadan kaldırması gerekir. Çünkü terörle mücadele, ciddiyetsizliği, siyasi ihtirasları kaldırmaz. Çünkü terörle mücadele, kusursuz işleyen bir devlet aklı olmadan yapılamaz. Terörle mücadelede hiçbir şey gözden kaçamaz, hiçbir aşamada hata yapılamaz. Terörle mücadelede yapılan ilk hata, son hatadır. Bu salonu şereflendiren arkadaşlarımın arasında bu mücadeleyi büyük bir ciddiyetle yapıp sorumluluk üstlenmiş, o sorumlulukların gereklerini şikayet etmeden yerine getirmiş arkadaşlarım var. Onlara teşekkürü bir kere daha borç biliyorum.
'Devletin görevi...'
Devletin görevlerinden biri faili ortaya çıkarıp yakalamak, olayın arkasındaki güçleri aydınlatarak bir daha tekrarlanmaması için önlem almaktır. Devlet failleri yakalamakla görevlidir, iktidarın esas önceliği de terör eylemine daha yapılmadan engel olabilmektir.
Devlet teröristlerin ayakkabı numarasına kadar bilir, Ama iktidarın görevi, ayakkabı numarasına kadar bildiği o teröristleri tek bir vatandaşımızın burnu kanamadan etkisiz hale getirmesini çok daha iyi bilmektir.
Devlet, bir teröristin mülteci kılığına girerek 4 ay kaçak bir şekilde ülkemizde yaşamasına göz yummaz. İktidar ise kontrolsüz bir göç politikası uygulayarak sınırlarımızın kevgire çevrilmesine sessiz kalmaz, teşvik etmez, edemez.
Sokaklarda yürüme özgürlüğümüz elimizden alındıysa, terör amacına ulaşmış, milletine söz verip yetkiyi alanlar da işlerini yapamıyor, yapmıyor demektir.
Dezenformasyonla mücadele bilgilendirme ile yapılır
Dezenformasyonla mücadele de terörle mücadelenin ilk şartlarından biridir, ancak dezenformasyonla mücadele devlet karartmasıyla değil, doğru bilgilendirme ile yapılır.
Devleti idare edenler bilir ki, bu saldırılar şahısların makamlarını değil, milletimizi ve devletimizi hedef alır. Meseleye bu ciddiyetle yaklaşmak buna göre önlem almak lazımdır. Ülkemize yapılan saldırıyı şahsına yapılan bir saldırı gibi anlayarak yanılanlar, bir sonraki adımlarında da yanılmaya mahkumdur.
Sayın Erdoğan'ın yurtdışı seyahatini iptal etmesini beklemek, en azından milletçe yas tutarken kendisini dans gösterisiyle karşılatmamasını beklemek en doğal hakkımızdır.
İster iktidar ister muhalefet olsun, bu vahim olaydan siyaset devşirmeye kalkan her zavallı odağın karşısında dimdik duracağız, hele ki geçmiş travmalarımızın tetiklenmesine izin vermeyeceğiz.
Sığınmacı sorunu
Devlet kaynaklarına göre 6 canımıza kıyan terörist, PKK, PYD, YPG elinde eğitim görmüş, Suriye uyruklu ve Afrin üzerinden ülkemize kaçak girmiş. Bu acı olayın bir de kaçak göç boyutu var, Türkiye'nin 11 yıldır yaşadığı sığınmacı meselesinin milli güvenlik sorunu olduğunu her fırsatta vurguluyoruz.
'Herkes aklını başına alsın'
Bu tehlikeli ve kontrolsüz göçün geldiği nokta apaçık ortada. Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına seslenmek istiyorum: Herkes aklını başına alsın, sirk yönetmiyorsunuz, devlet yönetiyorsunuz devlet. Türkiye'yi yönetenlerin işi siyasi yakar top oyunlarından medet ummak değildir.
'Demokrasimiz sahipsiz değil'
Bay kriz sorunu büyüttüğünü görmelidir. Bay kriz ve beceriksiz ekibi bu sorunu bir an önce çözmelidir. Biz AK Parti iktidarının sorumlusu olduğu bu sorunu AK Parti kadrolarının çözemeyeceğini çok iyi biliyoruz. Sandık geldiğinde yetkiyi alıp, gerekeni yapacağız. Önümüzdeki sürecin bir korku iklimi içinde geçmesine izin vermeyeceğiz. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında demokratik ortamda seçimlere gideceğiz. İyi olanın milletimizin teveccühünü kazanacağı tertemiz bir seçim süreci geçireceğiz. Devletimiz, milletimiz, demokrasimiz sahipsiz değil.
'Bu düzen ihanet düzenidir'
Faiz haramdır diye tefecilerin davulunu çalan bu düzen bir haram düzenidir. Terör örgütleri arasında tercih yapabilecek kadar şirazesinden çıkan bu düzen bir yıkım düzenidir. Bir müstevliyi başka bir müstevliye, bir emperyalizmi başka emperyalizme tercih eden bu düzen bir ihanet düzenidir. İnsanımızın yaşama hakkını kendi egosu için feda eden bu düzen bir mafya düzenidir. Böyle bir düzene de ancak 'kahrolsun düzen' denir. Türk milleti kendi açlığı pahasına elin tokluğunu, kendi namusu pahasına elin onurunu, kendi çocuğu pahasına başkasının çocuğunun makbul görüldüğü düzeni değiştirmesini çok iyi bilir.
''Yeter söz milletin' diyeceğiz'
Artık milletimiz, kendisini her alanda fakirleştiren, özgürlüklerini her alanda kısıtlayan ve ülkemizi her alanda krizlere sürükleyen bu yönetimden amasız, fakatsız derhal kurtulmak istiyor. Bu çirkin zihniyetten artık bıktı. Güç bela kazandığı ekmeğini milyonlarca sığınmacıyla paylaşmaktan bıktı. Çünkü adaletsizlik duygusuyla yaşamaktan, kendisini aşağılayan bir Cumhurbaşkanı'ndan bıktı. Çünkü kutuplaşmaktan, öfke siyasetinden, nefret dilinden, iktidarı ikna etmeye çalışmaktan bıktı. Artık biz varız. Bizim bu cennet topraklarda yokluğun içerisinden bırakacağımız tek insanımız yok. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Yeter söz milletin diyeceğiz, aslanlar gibi iktidara geleceğiz.