Metin Avcı tarafından vahşice katledilen Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin basın toplantısı düzenledi. Daha önce kızının ölümünün ardından CHP'li bir Muğla milletvekilinin kendisini aradığını ve şikâyeti geri çekmesini istediğini iddia eden Gültekin, ismi 4 Ocak'ta görülecek duruşma sonrasında açıklayacağını belirtmişti. Yalan haberlerin çok çıktığını ve bu nedenle açıklama yapmak zorunda kaldığını söyleyen Gültekin, kendisini arayarak şikâyetini geri çekmesini isteyen CHP’li milletvekilinin Süleyman Girgin olduğunu öne sürdü.
Gültekin, temmuz ayının 23’ünde kendisini arayan Girgin’in, önce taziye dileklerini ilettiğini ardından da “Davadan vazgeç, kamu davası devam eder. Biz senin yanındayız, ne gerekiyorsa yapacağız” dediğini iddia etti. Girgin’e “Sizin kızınız olsa kabul eder misiniz?” yanıtını verdiğini söyleyen Gültekin, 20 gün sonra CHP Hizan İlçe Başkanı Aydın Sadak’ın kendisine ulaştığını ileri sürdü.
"Para teklif ettiler"
Sadak’ın kendisini defalarca aradığını söyleyen Gültekin, “Defalarca görüştük. Ne kadar para istersen veririz dediler. Canım pahasına da olsa, İstanbul’un tapusunu da verseler bu davadan vazgeçmeyeceğim” ifadelerini kullandı. Haberin çıkmasından hemen önce Aydın Sadak’ın CHP ilçe başkanlığı görevinden alındığını söyleyen Gültekin, “Özgür Özel Bey, gerekeni yapacaklarını ve böyle insanları parti içinde barındırmayacaklarını söyledi” dedi.
"Çalışmadığı için görevden alındı"
Halk TV olarak CHP Bitlis İl Başkanı Veysi Uyanık’a bu iddiayı sorduk. Uyanık, Hizan’ın büyük bir ilçe olduğunu ancak buna rağmen sadece 47 CHP üyesi olduğunu ifade ederek “Çalışmadığı için kendisini ve ilçe yönetimini görevden aldık. Genel Merkezimizin bundan haberi var. 24 Aralık’ta görevden aldık” diye konuştu. Öte yandan; Aydın Sadak, 8 yıldır CHP Hizan İlçe Başkanlığı görevini yürütüyordu.
Görevden alınma tebliğlerinin posta gönderilerini de paylaşan Uyanık, aynı tarihte Tatvan İlçe Başkanı Maruf Kızılağaç’ın da görevden alındığını ifade etti.
Süleyman Girgin HTS kayıtlarını paylaşmıştı
CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, iddialar üzerine önceki gün HTS kayıtlarını kamuoyu ile paylaşmış ve "Eğer benim, arayarak davanın adil yargılama sürecine müdahale ettiğime dair herhangi bir delil, herhangi bir belge, herhangi bir teknik bulgu, ya da en ufak bir ima ortaya koyulduğu takdirde ben değil CHP'den, milletvekilliğinden de istifa edeceğimi taahhüt ettiğimi, daha önce söyledim.” demişti.
Girgin o açıklamasında şöyle konuşmuştu:
Altını çizerek söylüyorum ne dava içeriği ne de davaya yönelik bir telkinim asla ve asla olmamıştır. Cep telefonu operatörümden son 5,5 aya ait HTS kayıtlarını istedim. Arama kayıtları, kaç dakikalık görüşmeler yapıldığını ve telefonumdan kimlerin arandığını içermektedir. Ziyarete gittiğim yerlerde bile tanısam da tanımasam da herhangi bir hukukum olmasa dahi tasada ve sevinçte buna ortak olmaya çalışırım. Bu konudaki hassasiyetimi herkes bilir. Keza yine Muğla'da katledilen Zeynep Şenpınar için memleketi Kahramanmaraş'ın il başkanını da aradım, aynı şekilde taziye dileklerimi ilettim. Şimdi olsa taziye amaçlı yine ararım. Son derece insani duygularla yapılan bir başsağlığı aramasının nasıl bu hale getirildiğini şaşkınlık içinde izliyorum. Biz her daim Gültekin ailesinin acısına ortak olduk olmaya da devam edeceğiz.”
Tüm Türkiye kamuoyuna şu soruyu sormak istiyorum. Hangi vicdansız, hangi insafsız, hayatının baharında menfur bir cinayet sonucu katledilmiş gencecik bir kızın acılı babasına bunu diyebilir? Üstelik de taziye için yapılan bir aramada kaçınız bunu diyebilir? Her biriniz 'Ben diyemem' derken nasıl olur da benden böyle bir arama yapabileceğim beklenebilir? Benim böyle bir şey yapabileceğim nasıl akla gelebilir? Bunu elini vicdanına koyabilen herkese soruyorum. Eğer benim, arayarak davanın adil yargılama sürecine müdahale ettiğime dair herhangi bir delil, herhangi bir belge, herhangi bir teknik bulgu, ya da en ufak bir ima ortaya koyulduğu takdirde ben değil CHP'den, milletvekilliğinden de istifa edeceğimi taahhüt ettiğimi, daha önce söyledim.