Ya Komutan Tarikattansa!

Mehmet Tezkan yazdı: Ya Komutan Tarikattansa!

Ahmet Hakan Hürriyet’teki köşesinde ‘askerin emir alacağı tek kişi komutanıdır’ başlıklı yazı kaleme aldı…
Önce yazıya bir göz atalım sonra söyleyeceklerim var…
“Teğmenler, alt devrelerini Nurcu toplantısına çağırmış” diye bir haber ilişti gözüme.
Bu haber, bu bilgi, bu iddia doğruysa hemen alarm zilleri çalmalıdır.
Neden?
Şundan dolayı:
Tarikat ve cemaatler:
Hiyerarşik yapılardır. İtaate dayalıdırlar. Tek tip insana yönelirler. Sorgulatmazlar. Manevi önderliği esas alırlar.
Askerlik mesleğinde de durum aynıdır:
Disiplin her şeyin başıdır. Hiyerarşi bir numaralı konudur. Emre itaat çok önemlidir. Komutanın mutlak otoritesi vardır. Emirler sorgulanmaz.
Cemaat ve tarikat kışlaya girerse doğal olarak...
İki farklı otorite ortaya çıkar. İki farklı hiyerarşik düzen ortaya çıkar. İki farklı emir ortaya çıkar. İki farklı adanmışlık ortaya çıkar. İki farklı disiplin ortaya çıkar.
Kısacası bir Nurcu toplantısına herhangi bir kişi katılırsa bir şey olmaz ama bir teğmen katılırsa bunun çok tehlikeli sonuçları olabilir.”

Yazının bütünlüğüne katılıyorum ama bir itirazım ve ekleyeceklerim var…
İtirazım şu; Ahmet Hakan emirler sorgulanamaz demiş. Ama kanuna aykırı emire uymak/uygulamak suçtur.
1943’te 3. Ordu Komutanı Mustafa Muğlalı’nın kaçakçılık yapıyorlar diye sivilleri kurşuna dizdirmesini hatırlatırım… 33 kurşun olayını!...
Neyse bu ayrıntı.
Ahmet Hakan temelde haklı teğmenler alt devrelerini nurcu toplantısına çağırıyorsa alarm zilleri çalmalı…
Ama o zil devletin en üst kademesinde çalmalı ki işe yarasın. İktidar bu tür yapılara izin vermemeli ki sonuç alınsın…
2002 yılından sonra tam tersi oldu… AKP iktidarı bu tür yapıların askerde örgütlenmesine izin verdi. Hatta önünü açtı. Terfi ettirdi. Yaptıkları kumpaslara göz yumdu…
15 Temmuz’da gördük. Genelkurmay FETÖ’nün işgali altındaymış… 100’e yakın general FETÖ’cüymüş… Yüzlerce subay önce cemaat sonra hizmet dedikleri ama özünde tarikat olan yapıya bağlıymışlar…
Türkiye Cumhuriyeti’ne değil, Pensilvanya’ya bağlıymışlar… Fethullah’ın imamlarından emir alıyorlarmış…
Ayağımızı denk alalım tarih tekerrür etmesin diyeceğim ama korkarım edecek! Bu devrin güçlü tarikatları da aynı yolu izleyebilir…
Bu sebeple başlığı böyle attım:
Ya komutan tarikattansa!
Ahmet Hakan diyor ki; Kısacası bir Nurcu toplantısına herhangi bir kişi katılırsa bir şey olmaz ama bir teğmen katılırsa bunun çok tehlikeli sonuçları olabilir.
Herhangi bir kişiyi kavramını da tanımlayalım…
Adını koyalım…
Hakim, savcı, vali, kaymakam, emniyet müdürü, polis memuru, bürokrat, devlet memuru, öğretmen, devlette görev yapan doktor, mühendis tarikat toplantısına katılabilir mi?
Siyasal iktidar asker değiller diye izin vermeli mi?
Tabii ki hayır ama!...
Bırakın izne destek veriyor... Bazı tarikatlara üye olan kişilerin önü açılıyor, sırtı sıvazlanıyor.
Milli Eğitim Bakanı tarikatlarla protokol yaptıklarını açıkladı. Daha ne olsun…
Soruyorum…
Bakan’ın protokol yaptığı tarikata il milli eğitim müdürü, ilçe milli eğitim müdürü, okul müdürü, öğretmen karşı çıkabilir mi?
Tarikat düzeni ilkokuldan başlatılıyor. Hatta daha önce, 4 yaşındaki çocuklar kuran kursu adıyla sisteme sokuluyor. 4 yaşındaki çocuk kuran okumasını öğrenebilir mi? Hem de Arapça!
Amaç başka beyinler yıkanıyor, beyinler satın alınıyor.
Sonra o kişiler asker oluyor, general oluyor, bakan oluyor, müsteşar oluyor, vali oluyor, kaymakam oluyor, hakim oluyor, savcı oluyor, büyükelçi oluyor, milletvekili oluyor, üst düzey bürokrat oluyor, okul müdürü oluyor, öğretmen oluyor, imam oluyor.
Daha sonra…
15 Temmuz oluyor!...

Siyaset Haberleri