Oksijen Gazetesinde okudum Şirin Payzın ikinci Trump döneminde bizi ve dünyayı neler beklediğini dört uzmanla konuşmuş. Ortadoğu uzmanı James Holman’ın şu saptaması dikkatimi çekti…
Altını çizdim…
Holman ‘Trump, Putin gibi, Erdoğan gibi olmak ister muhakkak. Güçlü adam rolünü seviyor’ demiş… Demek ki; Batı’dan bakınca Putin ile Erdoğan arasında fark yok.
Trump da onlar gibi olmak istiyormuş; Putin gibi Erdoğan gibi….
Şöyle de diyebilirim; Erdoğan sonunda muradına erdi…
Niye mi böyle dedim? İzah edeyim…
İlk defa 2007 yılının mart ayında kaleme aldım. Bu yönde atılan adamları örnek göstererek 17 yıl boyunca defalarca yazdım…
2007 yılında iddiam şuydu; Erdoğan’ın tek bir amacı var. Putin gibi olmak. Putin kadar güçlü olmak. Putun gibi tek karar verici olmak.
İslam devleti oluşturmak istemiyor. Söylediğinin kanun olmasını istiyor.
Kısaca Putinvari rejim kurma niyetinde.
Övünmek gibi olacak ama mütevazı olmanın da anlamı yok. Zaman ve siyasal gelişmeler doğru tespit yaptığımı, siyaseti iyi analiz ettiğimi doğruladı.
Evet Erdoğan Putin gibi oldu. Gücünü 2023 Mayıs seçimini kazanarak perçinledi.
Seçimden hemen sonra temmuz ayında şöyle yazmıştım:
“Yıllardır Erdoğan Putin kadar güçlü olmak, ülkeyi tek başına yönetmek istiyor dedim… FETÖ’cülerin darbe girişimi kapıyı açtı (hatırlayın Erdoğan Allah’ın lütfu demişti) MHP Genel Başkanı Bahçeli kol kanat gerdi, destek çıktı Erdoğan tek adam rejimini kurmayı başardı.
Ama kuşkulu bir durum vardı. Yeni rejim kalıcı mı olacaktı, beş yıllık bir heves olarak tarih kitaplarında yerini mi alacaktı yoksa demir atacak mıydı?
Kalıcı olma yolunda ikinci engeli de aştı diyebilirim.
İlk turda yüzde 49,5 ikinci turda yüzde 52,1 oyla kurduğu tek adam rejimini perçinledi.
Putin gibi oldu…
Bir dediğini iki edecek güç yok…
İtiraz edecek kurum yok…
Yanlış yaparsa söyleyecek cesaretli adam da yok…
Dün faiz inecek diyordu, indi de… Bugün çıkartın diyor çıktı da… Dünde bugünde alkışlayanlar aynı ekip. Ne yapsa alkışlıyorlar Rusya’da Putin’i alkışlayanlar gibi…
Biat ediyorlar Rusya’da Putin’e biat edenler gibi…
Nemalanıyorlar Putin’den nemalananlar gibi…
Şimdi gelelim esas soruya… Erdoğan Putin gibi oldu da Türkiye Rusya olur mu?
Bu ne demek?
Muhalefetsiz, sivil toplumsuz, sessiz sedasız, siyasi otorite ne yaparsa kabul eden, hatta alkışlamak zorunda kalan, eleştiri yapmaktan hatta konuşmaktan korkan toplum olur muyuz?
Rusya gibi…
İnsanların gerekçesiz hapse atıldığı, çok uzun tutuklulukların yaşandığı, mahkemelerin tamamen siyasetin kontrolüne girdi ülke olur muyuz?
Bu saydıklarımın yarısı hadi yüzde altmışı var diyelim. Yüzde yüze çıkar mı?”
Evet artık sormamız gereken soru bu… Erdoğan Putin gibi oldu da Türkiye Rusya gibi olur mu?
Bu istikamete koşar adam gittiğimizin emareleri bir hayli fazla… Gerekçesiz tutuklama dönemi başladı. İçi boş dosyalarla… Sosyal medyada beğenilmeyen mesaj atanın başı bela giriyor. (Örnek: Nasuh Mahruki ) Haber yazan gazeteci birilerinin nasırına bastı diye hapse atılıyor. (Örnek: Furkan Karabay) Haberin incir çekirdeğini doldurmayan küçük, önemsiz ayrıntısı doğru değil gerekçesiyle gazeteciler hakkında anında soruşturma açılıyor. (Örnek: İsmail Saymaz ve Fatih Altaylı) Belediye başkanları 10 yıl önce 12 yıl önce 14 yıl önce şununla görüştün, bunun evine taziyeye gittin görevden alınıp yerlerine kayyum atanıyor (Örnek: say sayabildiğin kadar) ….
Ama yine de Rusya gibi olduk demek için erken…
Çünkü hala…
Sesini duyuran, toplumsal desteği iktidardan fazla olan zaman zaman gündemi belirleyen muhalefet var…
Cılız da olsa sivil toplum kuruluşları var…
Her geçen gün gücünü yitirse de sendikalar var…
Sayıları az olsa da iktidarın arkasında hizalanmayan, gerçekleri dile getirmeye çalışan medya var…
Aydınlar var, kanaat önderleri var, akademisyenler var, yazarlar var, gazeteciler var