Takiye referandumun bedelini ödüyoruz

Gazeteci Mehmet Tezkan son köşe yazısında 2017 yılında girdiğimiz referandum seçimlerinin etkisini nasıl gördüğümüzü kaleme aldı. İşte Tezkan'ın "Takiye referandumun bedelini ödüyoruz" başlıklı yazısı...

Hileli referandum diyecektim ama tam ifade etmiyor. Seçim hilesi anlaşılıyor. Rejimi pazarlama hilesinden söz ediyorum…

2017 yılının kış aylarını hatırlayın. Rejimi değiştirdiğimiz referandumu düşünün. Referandumda evet oyu kullananlara soruyorum…

AKP’lilere, MHP’lilere… Memnun musunuz?

İçinizde evet, Türkiye çok iyi yönetiliyor, her şey harika diyen kaç kişi var? Çok para kazanan iş insanları bile, ihracatçılar bile alkış tutmuyor!..

Neden?

İkinci sorum: Türkiye’nin tek adamın iki dudağı arasına sıkışacağını, tek imzaya mahkûm olacağını biliyor muydunuz?

En şiddetli AKP taraftarları… En büyük Erdoğan destekçileri… ‘Evet biliyorduk’ demeyin yalan söylemiş olursunuz.

Israrla biliyordum diyorsanız ben de size bu ülkeye kastınız neydi diye sorarım…

Bu topraklarla alıp veremediğiniz!

Kayıtlar ortada, 2017 yılında rejim değişikliğine gidilirken Türkiye’nin böyle yönetileceği anlatılmamıştı…

Gerçi merhum AKP Milletvekili Anayasa profesörü Burhan Kuzu ‘zavallı Obama’ diyerek başımıza gelecek felaketin ipuçlarını vermişti. Bizim başkan, çok güçlü başkan olacak demişti. Türk usulü demişti…

ABD Başkanı gibi denetime tabi olmayacak.

ABD Başkanı gibi Kongre’den (Meclis’ten) onay almak zorunda kalmayacak…

ABD Başkanı gibi sivil toplum kuruluşlarıyla muhatap olmayacak demişti…

Peki ne olacak?

Ne olduğunu gördük. Anlatmaya gerek var mı?

Referanduma giderken takiye yaptılar. Gerçek niyetlerini gizlediler. Tek adam diktatörlüğüne adımlar atacaklarını söylemediler. Kuvvetler ayrılığını yok sayacaklarını ilan etmediler. Yasama organını işlevsiz kılacaklarını, yargıyı siyasetin kapsama alanına sokacaklarını gizlediler.

AKP’li seçmenleri geçtim.

AKP’li milletvekillerine soruyorum böyle bir Türkiye bekliyor muydunuz?

Ne var İstanbul sözleşmesinden çıktıysak, zaten karşıydık, eski milletvekilimiz, yazar Mehmet Metiner’in itiraf ettiği gibi biz de okumadan kabul ettik mi diyorsunuz?

İstanbul Sözleşmesini bir tarafa bırakalım. Sizin oylarınızla kabul edilen bir anlaşmanın bir imzayla, bir tek kişinin iradesiyle çöpe atılmasına ne diyorsunuz?

Üstüne üstlük bunun Danıştay tarafından onaylatılarak meşru hale getirilmeye çalışılmasına. Yüzlerce sözleşmenin tek imzanın inisiyatifi girmesine…

Hadi cevap verin…

TBMM Başkanı hadi sen söyle… Meclis’in onayladığı yasa hükmünde olan bir kararın yok sayılmasına ne diyorsun?

Mesele ciddi. Danıştay kararıyla Anayasa askıya alındı. TBMM’nin iradesi yok sayıldı.

Tek adam diktatörlüğüne yelken açıldı.

Diyeceksiniz ki senin yaptığın abartılı yorum, böyle bir niyet yok.

Tamam o zaman. Ben de soruyorum böyle bir niyet yoksa Erdoğan neden normal prosedürü izleyerek İstanbul sözleşmesini iptal ettirmedi…

Her zaman olduğu gibi, AKP Milletvekilleri gece yarısı önerge verir, AKP/MHP oylarıyla kabul edilir. Erdoğan onaylar, resmî gazetede yayınlanırdı. En azından hukuki tartışma çıkmazdı.

Erdoğan rejimi zorlamak için bu yolu seçti. Bu sebeple bir adım sonrası diktatörlük rejimidir diyorum.

Türkiye Haberleri