Saray'ın ışıkları sabaha kadar yanıyor...

halktv.com.tr yazarı Mehmet Tezkan yazdı: Saray’da panik var!

Sızan veya sızdırılan haberlere göre Erdoğan 14 Mayıs’ta seçim yapmakta kararlıymış. Depremin ilk günlerinde seçimi ötelemek, sonbahara sarkıtmak işine geldiği söylenmişti. Kurmaylarının hesabı buydu.
Ama her geçen gün sorunların büyüyeceği, sorunlara başka sorunlar ekleneceği, iktidarın yetersiz kaldığı anlaşılacağı endişesiyle bir an önce sandığa gitme kararı aldıkları söyleniyor.
Tabii rejimin yapısı nedeniyle kimse net konuşamıyor. Çünkü ülkede tek karar verici var. O ne derse her konuda o oluyor!
Üç gün önce iktidar seçim kampanyasını başlattı. Erdoğan Kılıçdaroğlu’na ‘be namusuz be ahlaksız, be adi’ diyerek seçim startını verdi.
Ve anında ‘kentsel dönüşüm yapacaktık, solcular karşı çıktı’ kampanyasını başlattılar. ‘Bizim kabahatimiz yok. Kabahat muhalefetin’ diyerek teflon tava siyasetini devreye soktular.
Soruyoruz ama yanıt yok. Hem gelir elde etmek hem de oy devşirmek için masa başı imzalarla imar aflarını kim çıkardı?
7 milyon bina imar affından yararlanmış. 300 bini depremde sarsılan 10 ildeymiş!
‘Kaçak bina on yılların birikimi, bırakın binayı mahalle kaçaktı’ denilebilir.
Doğru…
Ama şunu yapabilirlerdi. İmar affına girmek isteyen binaların zemini kontrolü edilir, binanın yapısı incelenir, depreme dayanıklıysa tapu verilirdi.
Zemin uygun değilse yıkılır. Zemin uygun bina çürükse güçlendirme istenirdi. Deprem için toplanan vergilerle kredi açılır kentlerin ayakta kalması sağlanırdı.
Yapılmadı. Neden?
Uzun iş… Kim uğraşacak?
Al parayı ver tapuyu, karşılığında basın oyu anlayışı etkili oldu.
Türkiye 20 yıldır inşaat sektörü üzerinden büyüyor. İnşaat sektörüyle istihdam yaratılıyor. AKP iktidarıyla birlikte önce gökdelenler yapıldı, sonra neredeyse her mahalleye AVM dikildi. Gereksiz otoyollar, köprüler, cabası…
İktidar ‘yaşasın inşaat’ dedi.
Bunu yaparken bilimi boşladılar. Müteahhitleri daha fazla kazansın diye kıyak üzerine kıyak yaptılar.
Kanıtı mı?
Yüzyılın felaketi dedikler depremden 37 gün önce yayınlanan Çevre Bakanlığı’nın yaptığı yönetmelik değişikliğini gördünüz mü?
Zemin etütlerini artık jeoloji mühendisleri yapamayacakmış! Yetki onlardan alındı inşaat mühendislerine verildi.
İnşaat mühendisi zeminden ne anlar?
Anlamaz da amaç ne?
Müteahhitler daha fazla kazansın! Jeoloji mühendislerine ücret ödemesinler. Jeoloji mühendisleri güçlük çıkarmasın.
Türkiye deprem ülkesi… Türkiye heyelan ülkesi… Türkiye sel ülkesi… Türkiye her türlü yer afetinin olduğu ülke ama şu hale bakar mısınız?
Ülkemizde Jeoloji mühendisli olan dokuz, jeofizik mühendisliği olan beş fakülte var. Jeoloji mühendisliğinin 322 kontenjanı varmış, 78’i boş kalmış. Jeofizik mühendisliğinin 136 kontenjanından 57’i boş.
Neden?
Çünkü bu bölümleri okuyanlar iş bulamıyor. Depremin merkezinde olan Çukurova Üniversitesi jeoloji mühendisliği için 21 kontenjan açmış giren öğrenci sayısı bir…
Bir daha söyleyeyim bir…
Küçük bir not eskiden 32 üniversitede jeoloji mühendisliği bölümü vardı, talep olmadığı için bu yıl 23 ‘ü kapatmış!
Bilime inanmayan Çevre Bakanlığı zemin etüdü yapmakla görevli olan jeoloji mühendisliğini devre dışı bırakılıyor. Kimse sesini çıkarmıyor.
Büyük felaket olunca, utanmadan sıkılmadan zemin etüdü yaparak sağlam yerlere yeni konutlar dikeceğiz diyebiliyor.
TOKİ Başkanı kameralara zemin etüdü çalışmalarını bizzat denetlediğinin şovunu yapıyor/yapabiliyor.
Neden?
Telaş var. Zemin sadece binaların altında kaymadı, zemin iktidarın altından da kaydı.
Deprem sadece binaları yıkmadı, iktidarın kurduğu de rejimi yıktı.

Telaşları bundan…
Saray’ın ışıkları sabaha kadar yanıyor. Sabaha kadar ağır hasardan nasıl çıkarız diye kafa yoruyorlar

Siyaset Haberleri