Nebati bey ile Şahap Bey’in geçinemediği, birbirlerini çekemedikleri ortada. Hatta kavgalı bile olabilirler.
Biri Hazine ve Maliye Bakanı öteki Merkez Bankası Başkanı görev alanları farklı niye kavga etsinler demeyin. Ankara’da artık kimin ne yaptığı belli değil.
Erken kalkan değil ama Saray’a erken ulaşan borusunu öttürüyor galiba! Biliyorsunuz Şahap Bey iki, iki buçuk ay önce cari açığı kapatmak gibi kendine yeni bir hedef seçmişti.
Aklı başında birçok siyasetçi, birçok iktisatçı yapma etme Merkez Bankası’nın birinci görevi fiyat istikranı sağlamaktır bunun adı da enflasyonla mücadele dese de dinletemediler.
Şahap Beş kafayı cari açığa takmıştı.
Hatta bir önceki Maliye Bakanı ‘cari açık benim işim sen kendi işine bak’ diye fırçalı bir dille uyarmıştı. Şahap Bey cari fazla yaratıp Saray’ın gözüne tam anlamıyla girme mücadelesi Türk lirasının aşırı değer kaybı enflasyonun ikiye katlamasıyla son buldu.
Şahap Bey dün itibariyle aslı görevini hatırlayıp enflasyonla mücadeleye geri döndü. Enflasyonun yüzde 18.6 ile 27.8 aralığında seyredeceğini ilan ederek yıl sonu tahmininin yüzde 23.2 olduğunu açıkladı.
23 değil de neden 23.2 veya neden 18 veya 19 değil de 18.6 diye açıklama yapıldığını sormayın. Bu işin yıkama yağlama kısmı. Ne kadar hassas olduklarını göstermek için. 27 değil, 27.8…
Şahap Bey asıl işine döndü ama bir de baktı ki asıl işini başkaları kapmış. Nebati bey boşluğu doldurdu, enflasyonla mücadelede baş rolü kaptı.
Merkez Bankası Başkanı’ndan önce davranarak hükümetin enflasyon hedefini açıkladı. Bir süre yüzde 40 seviyesinde gidecekmiş yıl sonunda inşallah yüzde 30 seviyesine inecekmiş. Bakan iş insanlarına hesabınızı buna göre yapın diye tüyo verdi…
Şahap Bey’in tahminiyle Nebati beyin tahmini arasında makas açık olunca kafalar karıştı. Meseleyle ilgilenenler kime inanacağını şaşırdı.
Nebati Bey mi doğru söylüyor, Şahap Bey mi?
İkisinin de ortak noktası yok değil; var. İkisi de enflasyonun yükseldikten sonra yıl sonuna doğru düşeceğini, bu düşüşten de başarı öyküsü yazma peşine düşmüş.
Sene sonu yüzde 20’lere inerse (yüzde 29 veya yüzde 23 fark etmez) başardık nutukları atacaklar. Anlaşılan o ki hesap kitap bunun üzerine.
Bir yıl anamız ağlayacak, burnumuzdan soluyarak geçireceğiz sene sonu yüze 20’lere indi diye sevineceğiz; öyle mi?
Yüzde 15’lerde yüzde 16’larda seyrederken neden yüzde 40’lara yüzde 50’lere kadar çıkarıldığını konuşmayacak mıyız? Sormayacak mıyız?
İş dünyası hesabını kitabını neye göre yapacak? Veya bütçesini denk getirmeye çalışan küçük esnaf veya işçi/memur.
Şahap Bey’i mi dikkate alacaklar, Nebati Bey’i mi? Yoksa üç, beş ay sonra yine ekonomi politikasıyla birlikte oyuncular da mı değişir?