Merkez Bankası enflasyon raporunu açıkladı. Yeni Başkan Fatih Karahan 2024 tahminin açıkladı: Yüzde 36…
İnandırıcı bulunmadı… Kendi de ağzından çıkan söze inanmamış olacak ki; elektrik ve doğalgaz zamlarına dikkat çekti. 1 Nisan’dan sonra döviz üzerindeki baskının kalkacağı, elektrik ve doğalgaz sübvanse edilmeyecek. Enerji fiyatları katlanacağı için maliyetler artacak.
Bütün mal ve hizmetlerin bedeli katlanacak..
Üstüne üstlük Greedflasyon (aç gözlülerin fiyatları şişirmesi) da devreye girecek. Bu ortamda enflasyon yüzde 70’lerden, yüzde 80’lerden yüzde 36’ye nasıl inecek?
İnmez…
Zaten Merkez Bankası’nın yılın başında yaptığı hiçbir tahmin bugüne kadar tutmadı. Geçen yıl yüzde 22 olacak demişlerdi yüzde 67 ile yılı kapattık.
Binlerce kişinin çalıştığı kurum nasıl bu kadar yanılır, nasıl bu kadar hata yapar; inanılır gibi değil. Biliyorum, MB’de çalışan uzmanların kabahati yok. Rakam Saray’da belirleniyor, Merkez Bankası Başkanları da önlerine konulan metni okumak zorunda kalıyor…
Dilerim Karahan kendinden öncekiler gibi davranmamıştır!...
Toplantıda Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Akçay ne kadar güç koşullarda mücadele ettiklerini anlatmak için şöyle dedi:
‘Ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti mevduat faizi linki kopmuş, politika faizi enflasyon linki kopmuş, faiz kur linki kopmuş durumda. Biz yedi aydır kopan linkleri tekrar ihdas ediyoruz.’
Ekonominin linkleri kopmuş tamam da kim koparmış?
Kim olacak; Erdoğan….
Merkez Bankası Başkanı’nın sıkılaştırma politikası sürecek demesinin tercümesi şu; yüksek faiz devam edecek!..
Hayırlı olsun…
Erdoğan’ın yanına girebilen bir Allah’ın kulu gazeteci ‘sayın Cumhurbaşkanı nass ne oldu’ diye neden sormaz?
Neden soramaz?
Linkleri kopan sadece ekonomi değil ..Hukukun da, adaletin de linkleri koptu. Bu benim iddiam değil. Dün Anayasa Mahkemesi Başkanı Cumhurbaşkanı’nın gözlerinin içine bakarak haykırdı:
‘Anayasanın 148. Maddesine göre bireysel başvuru olağan kanun yolları tüketildikten sonra yani kural olarak karar temyiz aşamasından geçip kesinleştikten sonra bireysel başvuru ile AYM önüne gelebilmektedir. Kesinleşen bir karara karşı bireysel başvuru yapıldığında da artık anayasayı yorumlamak ve uygulamak konusunda nihai yetki Anayasa Mahkemesi'ne verilmiştir. Bu bağlamda temyizden geçerek kesinleşmiş yargı kararlarından sonra AYM’nin verdiği karar ve yaptığı yorumdan sonra görüş farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle AYM kararlarına uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini yoktur.’
Daha ne desin?
Anayasayı resmen ihlal ediyorsunuz diyor…
Hukukun linkleri de kopmuş da koparan kim?
Kim olacak; Erdoğan…
Anayasa şu anda resmen askıda… Bireysel başvuru hakkı fiilen bitti. Yasaları anayasa aykırı diye iptal etme hakkı da fiilen elinden alınırsa siz sağ ben selamet.
AKP/MHP/HüdaPar/YRP/DSP/BBP ittifakının nihai hedefi bu değil mi?
Anayasasız Türkiye…
DENİZ BEYİ NEDEN HATIRLADIM?
Hukukun linkleri kopunca aklıma Deniz Baykal geldi. Pazar günü aramızdan ayrılışının birinci yıl dönümü. Neden aklıma geldi derseniz hukukçudur. Siyaset bilimi hocasıdır ama temeli hukuktur. Zaten hukukun temel olmadığı hiçbir yapı ayakta kalamaz…
Başta devlet düzeni.
Yaptığımız uzun sohbetlerde her zaman hukuka vurgu yapmıştı. Adaletin çok önemli olduğunun üstünü defalarca çizmişti…
Bugün siz hükümet olursunuz öteki gün bir başkası. Ama Anayasa olmazsa, birileri Anayasa’yı yok hükmünde sayarsa!...
Hatırlıyorum Genel Başkanlıktan ayrıldığı günlerdeydi. Yanılmıyorsam 2011 olabilir. Uzun uzun 12 Eylül dönemini konuşmuştuk. Bugünkü Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz diye sorduğumuzda; ‘iyi gördüğümü söyleyemem’ dedi…
2011 ekonominin iyi olduğu…
AKP’nin yüzde 49’ları yakaladığı yıllar…
Deniz Bey gidişat konusunda daha o günden diplomatik dil kullanarak nazikçe uyarmıştı. Rahatsızlığından önce bir araya gelmiştik… 2021 yılı olabilir. Elinde bir kitap vardı; 1514…
Bunu oku dedi…1514 yani Çaldıran Savaşı…
Yani Türklerle Türklerin savaşı…
Yani Sünnilerle Şiilerin savaşı…
Yani Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail’in savaşı…
Bugünkü siyaseti, bugünkü sosyolojiyi tahlil etmek için 1514 iyi bilinmeli demişti…
Sahi hangisi daha Türk’tü… Yavuz mu, İsmail mi?
Neyse bu ayrı konu. Deniz Bey yaşasaydı Anayasa’nın askıya alınmaya çalışmasına, Saray’ın militan hukukçusunun Anayasa Mahkemesi Başkanı’na fırçalar gibi cevap yetiştirmesine, MHP’nin kapatalım diye tutturmasına ne derdi?
Öbür alemle link kopuk olduğu için yanıtını bilmiyorum ama tahmin ediyorum…
Nur içinde yatsın…