Bu bayram güne, güzel şeylerden söz ederek başlamak isterdim. Biliyorum siz de güzel sözler, umut dolu ifadeler duymak, okumak isterdiniz…
Maalesef siyasetin her geçen gün biraz daha düşen düzeyi, zaman zaman çirkefleşen, sıradanlaşan, bayağılaşan dili, söylemi buna izin vermiyor…
Profesyonel olarak (gazetecilik yaparak) 1979 yılından beri siyaseti izlerim. İnanın hiçbir dönem bu kadar ucuzlamamıştı. Hiçbir dönem bu kadar kalitesizleşmemişti, bu kadar küstahlaşmamıştı, bu kadar hoyrat, bu kadar kalleş bu kadar müptezel olmamıştı…
Bunun adı paçoz siyasettir…
Bu paçoz siyaset ülkeyi de paçozlaştırıyor.
Ne demek paçoz?
Alev Alatlı şöyle tarif eder:
‘Liyakatin ölçü olmadığı, sıradanlığın ve kalitesizliğin hüküm sürdüğü bir durumdur paçozluk…
Paçoz kendi çıkarları için her yolu mubah sayan, küstah, beş para etmez, sokak kurnazı, zevzek, müptezel, basmakalıp, palavracı, rüküş, hoyrat, içtensiz, pespaye, nekes; terbiyesiz, aşağılık, ahlaksız, kalleş…
Topluma musallat olan iblistir paçozluk.’
Paçozluk önce siyasete musallat oldu, sonra toplumun yakasına sülük gibi yapıştı.
Sök söke bilirsen, at atabilirsen.
Son örnek gerçekten içler acısı. Kalitesizliğin zirvesi. Bu siyaset değil sözüne çarpıcı örnek.
Nedir diyeceksiniz...
İBB’ de sosyal hizmetler uzmanı olarak çalışan bir kadının PKK’lılarla silahlı fotoğrafı çıkınca gözaltına alındı.
Polisler evinden almamış İBB’ ye gidip iş yerinde gözaltına almış. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da evinden niye almadınız İBB’ de gözaltına almak için sekiz gün niye beklediniz diye polislere sitem etmiş. Kendisine haber verilmemesini eleştirmiş.
Vay sen misin sitem eden!
İçişleri Bakanı açtı ağzını yumdu gözünü.
Demiş ki; sana haber verselerdi de ortakların HDPKK’ya ispiyonlayıp, teröristi kaçırtsa mıydın? Cezaevindeki suçluların, katillerin, FETÖ’cülerin, Demirtaşların, Kavalaların, sevicisi, bu iş büyükelçilerle yaptığın peşkeşe benzemez…
Ağzından bu cümleler dökülen kişi bu ülkenin İçişleri Bakanı. Sevici diye hitap ettiği kişi de İstanbul’un Belediye Başkanı.
16 milyonluk kentin belediye başkanını teröristlerle iş birliği yapmakla suçluyor. Onlara yardım ve yataklık yapmakla itham ediyor.
Bunun adı da siyaset yapmak oluyor.
Neymiş o… 60 binden fazla kişinin çalıştığı devasa kurumda bir kadının PKK’lı olduğu ele geçirilen fotoğraflardan anlaşılmış. Eee…
Eeesi belli… Seçim öncesi bunlar kazanırsa zabıta memurları PKK’dan olacak demişlerdi ya… İBB’ de kendini gizlemiş ( kripto olabilir ) PKK’lı bir kadın buldular ya… Sanki koca belediyede yer gök PKK’lı olmuş gibi yaygara koparıyorlar...
Algı operasyonu yapıyorlar. İnsanlar, İmamoğlu’nun PKK ile iş birliği yaptığına inansın istiyorlar.
Yaftalamakta sınır tanımıyorlar…
Bunun adı paçoz siyasettir.
Ahlakın devre dışı kaldığı siyasettir.
Müptezel siyasettir.
Pespaye siyasettir.
Karalama, itibarsızlaştırma siyasetidir…
Bu siyaset tarzı söyleyene itibar kazandırmaz, söyleyeni yüceltmez, alkış aldırmaz ama Türkiye’yi küçültür, sıradanlaştırır, kabile devletine döndürür…
Siyaset, kendine musallat olan bu iblisten kurtulmadıkça korkarım Türkiye’yi aşağıya çekmeye devam edecek.
Neyse bu bayram günü Çetin Altan ustanın dediği gibi; enseyi karartmayalım…
İyi bayramlar…