Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine sessiz kalan MHP, sürekli kan kaybediyor.
Bazı Ülkücüler e-devlet üzerinden parti üyeliklerini sonlandırdıklarını gösteren ekran kayıtlarını sosyal medyada yayınlıyor. Bazıları da hilal bıyıklarını keserek, partiyi protesto ediyor.
MHP, bugüne kadar suskunluğunu korudu.
Fakat dün…
MHP Ankara İl Başkanı Turgay Baştuğ, üyeliğini iptal eden bir vatandaşa şu mesajı gönderdi:
“E-devlet üzerinden yapmış olduğunuz ‘siyasi parti üyelik sonlandırma’ işleminiz neticesinde MHP üyeliğiniz son bulmuştur. Bu tercihle yelken açtığınız yeni siyasi hayatınızda başarılar diliyor, partimize karşı herhangi bir sorumluluğunuzun ve manevi bir bağınızın kalmadığını dikkatinize sunuyorum.”
Sinan Ateş’in yakın arkadaşı
Sinan Ateş’in yakın arkadaşı olan Baştuğ’un suikast karşısında bir “Allah rahmet eylesin”i çok görerek, istifa edenlere gözdağı vermesi düşündürücüdür.
Fakat asla şaşırtıcı değil.
Baştuğ, bugün Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada yargılanıyor.
Suçu, tehdit!
İki yıldan beş yıla kadar hapsi isteniyor.
Tehdit ettiği kişi, MHP’ye muhalif olan bir Ülkücü: Alparslan Türkeş Vakfı Genel Sekreteri Alparslan Yılmaz.
Alparslan Türkeş Vakfı’nı ve anmasını bastı
Alparslan Türkeş’in eşi Seval ve oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş tarafından kurulan, MHP’ye muhalif bir çizgi benimseyen vakıf, 25 Kasım 2021’de ‘Başbuğ’u anmak istedi.
Baştuğ, etkinliğin iptali için tehdit savurdu.
Ancak engelleyemedi.
Böyle olunca…
Beraberindeki 50’yi aşkın MHP’li ile birlikte etkinliği basarak, polisin gözleri önünde katılımcılara saldırdı. İddiaya göre salona silahla giren 43 yaşındaki Baştuğ, dedesi yaşındaki eski milletvekili Salih Dilek’i yumrukladı. Yine eski milletvekillerinden Mahmut Öztürk, Ali Uzunırmak ve Şevket Bülent Yahnici tartaklandı. O gün etkinlik mecburen iptal edildi.
Baştuğ, durdurulamadı.
Bu kez 3 Aralık’ta…
Alparslan Türkeş Vakfı’nın binasını bastı.
İçerideki yaşlı Ülkücüleri tehdit etti.
Şöyle dedi:
“Sizi uyarmaya geldim. Ya adam gibi çalışma yürütürsünüz ya da nefesimiz ensenizde olacak. Bundan sonra uyarmayacağım.”
Baştuğ’a bu tehditten Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. İddianamede, Baştuğ’un “Türkeş adına bizim haricimizde kimse anma yapamaz. Hesabını soracağım” dediği savunuluyor. Oysa MHP’nin yayınladığı video kaydında, “Nefesimiz ensenizde” sözleri apaçık işitiliyor. Savcı, tehditleri iddianamesine almamış görünüyor.
Hoş, bu kadarına da şükür!
Hiç değilse dava var.
Türkeş anmasına yapılan saldırının onlarca görüntüsü olduğu, Baştuğ ve diğer saldırganlar görüldüğü halde soruşturma ilerlemedi. Bir mağdurun ifadesi alınmadı.
Bu şaşırtıcı mı?
Değil.
Çünkü Alparslan Yılmaz’ın dört yıl önce uğradığı saldırıya bile hala dava açılmadı.
Kameralar çekti, savcı görmedi!
Yılmaz, 31 Mart 2019’da yerel seçim öncesi Mansur Yavaş’ın Etimesgut-Sincan Seçim Koordinasyon Merkezi’ni kurdu. İddiasına göre MHP’liler “Kapat” diye tehdit etti.
Yılmaz, 6 Mart 2019’da dükkanının önünde Yavaş’la telefonda konuşurken, Etimesgut Ülkü Ocakları Başkanı’nın da aralarında olduğu 10 genç saldırdı.
Yılmaz’ın ifadesinden:
“İlk darbeyi kafama aldığım için sersemledim. Akabinde 20-25 yaşlarındaki 8-10 kişilik grup üzerime çullanıp tekme tokat darp etti. Babam müdahale etmek isteyince saldırdılar. Saldırganlar ‘Orası kapanacak, Etimesgut’u size dar ederiz, terk edeceksiniz, bir dahakine canınla ödersin’ diye bağırıyordu.”
Yılmaz, sokak üzerindeki tüm güvenlik kamerası görüntülerini topladı.
Kaçtıkları aracı cep telefonuyla çekti.
Bütün kanıtları savcılığa verdi.
Ancak Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, “Kimlik tespitine yönelik araştırmaya rağmen faillerin bulunamadığı, kimliklerinin de tespit edilemediği” gerekçesiyle dosyayı daimi aramaya kaldırdı. Bu demektir ki failler yakalanmayacak!
‘Saldırılar bağlantılı’
Bugün Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde BELTAŞ A.Ş Genel Müdür Yardımcısı olan Alparslan Yılmaz, aileden ülkücü…
Babası, oğluna Alparslan adını veren bir Ülkücü.
Annesi MHP’nin Kadın Kolları Başkanı.
Dayısı MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı.
Kendisi Haymana Ülkü Ocağı Başkanı.
Yılmaz, dört yıl önce uğradığı saldırıya ilişkin, “Bu saldırı AK Parti’nin Seçim Koordinasyon Merkezi’ne yapılsa savcı ne yapardı? En azından ifadeleri alınsaydı” diyor.
Sözü, Sinan Ateş suikastine getiriyor.
“Hepimizin ciğerini yaktı” diyor.
Ekliyor:
“Bana yapılan saldırıda Sinan’ın da dahli var. Sinan’ın haberi olmasa Ülkü Ocağı bana bir şey yapamazdı. Buna rağmen Sinan’a çok üzüldüm. Ankara'nın göbeğinde torbacılar tarafından yapılan saldırıyı içimize sindiremiyoruz.”
Yılmaz’a “Saldırılar birbirleriyle bağlantılı mı?” diye sordum.
Şöyle yanıt veriyor:
“Kesinlikle. Hep aynı odaktan yönlendiriyor.”
“Ülkücü ve Türk milliyetçisi denildiği zaman herkes bize itibar eder, saygı duyardı. Şimdi bunlarla anılmamak için Ülkücülüğümüzü gizler hale geldik” diyor.
Yılmaz’a dört yıl önceki saldırının failleri yakalansaydı, siyasi sorumluları açığa çıkarılsaydı, belki Alparslan Türkeş Vakfı basılamayacaktı? Alparslan Türkeş Vakfı’na yönelik iki baskın etkin şekilde soruşturulsaydı, belki Sinan Ateş’in katilleri cesaret bulamayacaktı.
AK Parti, seçim kampanyasını mayısa göre hazırlıyor
AK Parti Genel Merkezi, seçimlerin mayısa çekilmesine bağlı olarak kampanyasını güncelliyor. Seçimin 7-14 ya da 21 Mayıs’ta olabileceği tahmin ediliyor. Bir AK Partili yetkili bana “Mayısta olma ihtimali yüzde 99” diyor.
Bu arada, AK Parti’de başörtüsü düzenlemesinin referanduma gitmesi ihtimaline ilişkin bir hazırlık yok.
AK Partili yetkili şöyle diyor:
“Eğer referandum olursa başka bir modüle geçmek gerekebilir. Referandumun içeriğine ilişkin hangi temalar öne çıkacak, tartışmalar din ve kimlikler üzerinden mi yürüyerek? Ona göre formüle etmek gerekebilir.”
AK Parti açısından Altılı Masa’nın üç krizi var.
1: Atılı Masa’yı yönetmek.
2: HDP ile ilişkiler.
3: Aday belirleme sıkıntısı.
AK Partili yetkili “Adayın belirlenmesini bizler de bekliyoruz. Bir an önce belirlensin ki, ona göre stratejimiz de revize olsun.”
AK Partili yetkili, Kılıçdaroğlu’nun kolay bir aday olmadığını savunarak, şunları söylüyor:
“Kılıçdaroğlu’na HDP’nin desteği var. Bu destek süreci radikal biçimde değiştiriyor. Yarışa CHP, İyi Parti ve HDP oylarını katarsak, yüzde 45’le başlıyor. Kılıçdaroğlu’nun zor bir aday olduğunu düşünüyorum. Bir kere şeffaf. İçi dışı biliniyor. Gizemi yok. Çok üzerine oynayamazsınız. CHP’nin en büyük handikapı, dış dünyaya entegrasyonuna ilişkin sıkıntılarıydı. Kılıçdaroğlu, onunla ilgili radikal bir dönüşüm yaşatıyor. Değişime ne kadar açık ve CHP’yi dünyaya entegre edebilecek vizyona sahip olduğunu hissettiriyor. Bir açıdan da başarılı.”
Bu arada AK Parti Genel Merkezi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı muhalif gazetecilerle buluşturmayı planlıyor. Bir sohbet şeklinde düşünülen buluşma, Erdoğan onaylarsa gerçekleşecek.