Adana Yüreğir Fetahmet Gülşen Camisi imamı Tarık Karadağ, 14 yaşındaki kız çocuğu F.A.’ya ısrarla mesaj atmış.
Kah “Bayramın kutlu olsun” diyor.
Kah kandilini kutluyor.
Sohbet için defalarca “F.” diye sesleniyor.
Ancak F.A., 46 yaşındaki imamın niyetini anladığı için karşılık vermiyor.
Karadağ’ın, en son 29 Haziran’da “Ne yaptın, kurstan geldiniz mi?” diye sorması bardağı taşırdı.
F.A., şöyle yanıt verdi:
“Hocam bir daha bana özelden yazmaz mısınız. Yanlış duruma düşmek istemiyorum.”
Sonrası malum.
Günlerdir bu köşede yazıyorum.
Kuran Kursu’nda okuyan F.A., Karadağ tarafından elbise almak bahanesiyle evden çıkarılarak, arabada tacize uğradığını iddia ediyor.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, arabada görgü tanığı olmadığı gerekçesiyle 18 Temmuz 2024’te takipsizlik kararı verdi.
Yüreğir Müftülüğü, Karadağ’a hiçbir işlem yapmadı.
Taciz cezasız ve yaptırımsız bırakıldı.
Ve F.A’nın 16 yaşındaki ağabeyi M.A., 25 Kasım’da Karadağ’ı bıçaklayarak öldürdü.
Kuran kursu hocası ortaya çıkardı
Dün, kapatılan taciz soruşturması dosyasına ulaştım.
İlk gözüme çarpan, F.A.’nın Kuran kursundaki hocası N.B.’nin ifadesi oldu.
N.B., olacakları öngörmüş.
Tacizi öğrenir öğrenmez amirlerine ve müftülüğe bildirmiş.
İfadesinde, F.A.’yı aylar önce derste ağlamaklı gördüğünü dile getiriyor.
F.A., imamın, derslerine motive etme amaçlı kendisini camiye çağırdığını söylemiş.
Karadağ, bir gün kursa gelmiş.
Hocası N.B.’ye “F.A.’nın dersleri nasıl?” diye sormuş.
O da “Biraz zayıf” şeklinde konuşmuş.
Karadağ, “Çağırıp motive ederim” demiş.
F.A.’yı “Tarık hocanın yanına tek gitme, babanla git” diye ikaz etmiş.
Müftülük toplantısında karşılaştığı Karadağ’ın “F.A.’yı umreye götüreceğim” dediğini belirten N.B., şöyle devam ediyor:
“Tek başına götüremeyeceğini, derslerinden geri kalacağını söyleyip götürmesini istemedim. F.A.’yı çağırdım. Tarık hoca ile tek başına umreye gitmemesi gerektiğini, İslami açıdan uygun olmayacağını söyledim. Tarık hocayı babası gibi gördüğünü söyledi. Ailesini aradım. Razı olmadığımı söyledim. Babası da anneannesiyle göndereceğini söyledi.”
Olaylar N.B.’nin tahmin ettiği şekilde gelişmiş.
F.A.’yı derste yine ağlamaklı bulmuş.
N.B., şunları söylüyor:
“Bana bayram için Tarık hocanın kendisini evden aldığını, araç içerisinde elini tutup öptüğünü, ‘Sen hocasın, haram değil mi’ dediğini söyledi. Tarık hocanın ‘Telefonunu aşkım diye kaydedeyim, seni kalbime yazdım’ dediğini anlattı.”
N.B., öğrencisine kağıt kalem vererek, olayı yazmasını istemiş. Bu kağıdı tutanakla birlikte amirlerine ve müftülüğe göndermiş.
Skandal böylece ortaya çıkmış.
‘Ölen kızıma benzettim’
Karadağ ise 17 Temmuz’da savcılıkta ifade verdi.
İfade tutanağına göre…
Karadağ, Adana Müftülüğü’nün onayıyla ilahi korosu kurmuş. Kuran kurslarına, okullara ve sevgi evlerine giderek ilahi söylüyorlarmış. F.A.’nın okuduğu Hacı Menekşe Hatun Kız Kuran Kursu’na bu amaçla gitmişler. Ve o gün F.A. ile tanışmış.
Karadağ, anlatıyor:
“17 yaşında kızımı kaybettim ve kaybettiğim kızıma kendisini çok benzettim. Kurstaki hocalarla konuştuğumuz sırada F.A.’nın kursu bırakacağını söylemekteydiler. Ben de rahmetli kızıma benzettiğim için ‘Kızım, Kuran kursunu bırakma, seni umreye de göndereceğim, bayramlık da alacağım’ dedim. Ben görevli olacak şekilde grupla umreye gittik. Bu nedenle babasını tanıdım. Babası F.A.’yı kızım gibi sevdiğimi bilir. ‘Hocam kızımı ara, ihmal etme’ diye söylemiştir.”
Karadağ, Kurban Bayramı’ndan önce F.A.’nın babasına bıçakları bileylemek için evlerine gitmiş. Eşi mezarlık ziyaret ettiği için Karadağ, eve giderken yalnızmış.
Bayramlık almak için F.A. ile birlikte dışarı çıkmışlar.
Karadağ:
“Babası kapıyı açıp kızını arabaya bindirdi. Babası benim ona bayramlık alacağımı biliyordu. F.A., ‘Beni gezdir’ dedi. ‘Kızım, geç kalırız, baban bekler, ben kıyafet için babandan söz aldım’ dedim. O da ‘Bir şey olmaz, zaten babam beni bıraktı’ dedi. ‘Aç mısın’ diye sordum. ‘Değilim ama çiğ köfte yerim’ dedim. Çiğ köfte yedik. Kıyafet alıp babasının bıçak bilediği iş yerine geçtik. Yol boyunca ya da gittiğimiz yerlerde aramızda hiç temas olmadı. Nikah ya da başka bir yere götürme şeklinde konuşma geçmedi.”
Karadağ, F.A.’nın “Evinize eşinizle bayramlaşmaya geleceğim” dediğini iddia ediyor. Gelip gelmeyeceğini sormak için mesaj attığını öne sürüyor.
Çocuk ona aşıkmış!
F.A.’nın Kuran kursunu bırakmak istediği, kendisinin de engel olduğunu, bundan ötürü şikayette bulunmuş olabileceğini savunarak, şöyle diyor:
“F., kursu bırakmak istiyordu. Ben de kızıma benzettiğim için hocalar ilgilendiğimi bildiğinden ‘Arada Tarık hoca var, bırakma’ diye sürekli söylüyorlardı. Bundan dolayı bu şekilde ifade vermiş olabilir.”
Karadağ’a göre bir diğer ihtimal, çocuğun kendisine aşık olup karşılık bulamamasıymış!
Karadağ:
“Benden şikayetçi olduğu günün akşamında TikTok’ta fotoğraflar paylaşıp kalp emojileri koymuştur. Kızlarım bunu bana gösterdi. Bana karşı duygusal bağı oluşmuş, karşılık bulamadığı için böyle bir ifade vermiş olabilir.”
Avukatı Dilek Işık Cantepe, ifadede Karadağ’dan geri kalmadı.
“Mağdurun duygusal olarak psikolojik buhran içerisinde olup tek taraflı bir ilgili olabilir” dedi ve F.A.’nın psikiyatri servisine sevk edilerek, rapor aldırılmasını istedi. “Mağdurun tek taraflı duyguları nedeniyle şikayette bulunması muhtemeldir” diye ekledi.
Karadağ’ın ifadesinden bir gün sonra kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Ne F.A.’nın annesinin ifadesi alındı…
Ne de başka mağdur olup olmadığı araştırıldı.
Israrlı taciz içeren mesajlar ‘olağan konuşma’ kabul edildi.
Ve bindikleri araçta görgü tanığı bulunmadığı gerekçe gösterilerek, dosya kapatıldı.
F.A.’nın ailesi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bu karara itiraz etti. Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği, 13 Ağustos’ta itirazı reddetti.
Avukatlığını ‘Önce Çocuklar’ üstlendi.
Savcılığın dava açmaması, müftülüğün imamı açığa almaması, taciz iddiasının cezasız bırakılması; cinayetin nedenleri arasında sayılmalı.
Adalet hissi giderilseydi, Karadağ toprak altında, 16 yaşındaki M.A. ise cezaevinde olmayacaktı.
Tam da bu yüzden…
Kadın cinayeti ve cinsel saldırı yargılamalarını gönüllü şekilde yürüten Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, M.A.’nın avukatlığını üstlendi.
İlk kez bir ‘suçluyu’ savunacaklar.
“Bütün her şey cinsel taciz dosyasının kapatılmasıyla başladı” diyecekler.