Mustafa Çelik, hayata veda ettiğinde henüz dokuz yaşındaydı.
Engelli ve epilepsi hastası bir çocuktu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Niğde Engelsiz Yaşam ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi’nde kalıyordu.
Ölüm sebebini Adli Tıp Raporu’na şöyle yazdılar:
“Epilepsiden…”
Mustafa, kendisi ve arkadaşlarının aylardır gördüğü işkenceyi ölümüyle birlikte duyurmuş oldu.
Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesine göre 14’ü tutuklu 26 kadın bakıcı, Çelik de dahil 15 çocuk ve bir yetişkine cehennemi yaşattı.
Dosyaya giren kamera görüntülerine göre…
Engelli çocuklara dayak atıp tekme-tokat vurdular.
Boğazlarını sıktılar.
İtip kaktılar, yerde sürüklediler.
Sövdüler.
Merdiven altlarında bekleme cezaları verdiler.
Üzerlerine kapıları kilitlediler.
Aç bıraktılar.
Önlerinden yemeklerini alıp çöpe attılar.
Çırılçıplak soyup topluca yıkadılar.
Çelik, hayatını kaybetmeseydi bu işkence daha aylarca devam edecekti.
Kameralar işkenceyi kaydetti
Okurlarım hatırlayacaktır.
Niğde’deki çocuk ölümünü 10 Ekim’de bu köşede yazmıştım.
4 Kasım’da 14 kadın bakıcının tutuklandığını duyurdum.
Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı, nihayet 103 sayfalık iddianamesini tamamladı.
26 bakıcı hakkında yaralama, kötü muamele, çocuğa ve beden veya ruh bakımından kendisini savunmayacak kişiye karşı eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dava açıldı.
İddianameye göre…
Niğde Engelsiz Yaşam ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi’nde dokuz yaşındaki Çelik, 22 Temmuz’da rahatsızlanarak, hastaneye götürüldü. Çelik, o gün hayatını kaybetti.
Adli Tıp raporunda ölüm sebebi olarak epilepsi hastalığı, buna bağlı gelişen komplikasyonlar gösterildi.
Bu arada soruşturma kapsamında merkeze ait 101, 110, 111 ve 112 numaralı evlerin kamera görüntüleri incelendi. Görüntülerde 15 çocuk ve bir yetişkinin eziyete uğradığı saptandı.
En başta da Mustafa’nın!
Mustafa’yı aç bıraktılar, itip kaktılar, sürüklediler
7 ila 13 yaşındaki çocukların kaldığı 101 numaralı evin mutfak görüntülerine göre Çelik’in başına şunlar geldi:
-S.K. adlı bakıcı yerde yatan Çelik’i ayağından tutarak, mutfak kapısına sürüklüyor.
-T.D. adlı bakıcı Çelik'i sandalyeye itekliyor. Çocuk kendisinde değil. Bakıcı çocuğu yedirmeden mutfaktan çıkarıyor.
-Çelik, sandalyeden düşüyor, masanın altında hareketsiz halde yatıyor. Bakıcılar müdahale etmiyor. 26 dakika sonra bakıcı N.Ö., Çelik’i kıyafetinden çekerek götürüyor.
-Ş.B. adlı bakıcı yerde yatan Çelik’i ayağıyla itip buzdolabını açıyor.
-Çelik sandalyede dengede duramayıp yana kayıyor. N.Ö. adlı bakıcı kafasına yumrukla vurarak, çocuğu doğrultuyor.
Tarih, 13 Temmuz.
-S.B. ve Ş.B. adlı bakıcılar yemek yedikten sonra kalanını çöpe döküyor. Çelik’e yemek vermiyorlar.
-Bakıcı Ş.B., Çelik’in boğazını sıkıp sandalyeye itekliyor. Çocuğa yedirmeden çorba ve yemeği çöpe döküyor.
101 numaralı evin salonuna ait görüntülere göre:
-Ş.B. adlı bakıcı Çelik’i kucağında getirerek, sert şekilde yere vuruyor. Ayaklarından sürükleyerek salondan çıkarıyor.
101 numaralı evin giriş katında Çelik’in odasını gösteren ve ses kaydı yapan kameraya göre:
-C.Ç. adlı bakıcı Çelik’e “Salak, geri zekâlı, aptal, önüne bak” diyor.
-T.Y. adlı bakıcı Çelik’i kollarından tutup itekleyerek getiriyor. “Gebermiyorlar” diyor. C.Ç. adlı bakıcı bebek alt bezi ile Çelik’in yüzüne vuruyor.
-T.Y. adlı bakıcı Çelik’i tek kolundan çekerek kaldırıp odasının zemine bırakıyor. Çocuğu ayağı ile kapı önünden itekliyor.
-S.B. adlı bakıcı odada Çelik varken, içeriye ilaç ile giriyor ve ‘'Yut belanı s…, şurdan sokar, şurdan çıkarırım, o… ç…” diyor.
-Ş.B. adlı bakıcı evden çıkarken yerdeki Çelik’e tekme atıyor.
Ve Çelik’in öldüğü gün.
-Saat 16:55’de Çelik odasına giriyor.
-Ş.B. adlı bakıcı Y. adlı bir çocuğa “Gelirsem senin belanı s…” diyor.
-S.B. adlı bakıcı “A… k… çocuğu, gel buraya” diye bağırarak, çocuğu sırtından tutup odaya itekliyor.
-S.B., “Mustafa nerde” deyip Çelik’in odasına yöneliyor. Çelik kapının arkasında düşüyor. Yatar vaziyette olduğunu bakıcı fark ediyor. “Kalk lan” diye bağırıyor. Çocuğu itekleyerek içeri giriyor. Çelik, tepki vermiyor. S.B., çıkıyor. S.B. ve Ş.B. adlı bakıcılar odada temizlik yapıp çıkıyor.
-Ş.B., Çelik’in odasına 17:25'te giriş çıkış yapıyor.
-S.K. adlı çocuk mutfaktan banyoya koşarak geçiyor. S.B. adlı bakıcı, “Belanı s…” diye bağırıyor. Yedi-sekiz tokat sesi geliyor. Çocuk çığlığı ve ağlama sesleri geliyor. S.B., “'Ebeni s…, o… çocuğu… Tokat manyağı yaparım seni” diyor.
-Saat 20.10’da odadan çıkan C.K. adlı bakıcı “Mustafa ölmüş” diyor. Görevli koşarak gelip “Musti!” diye sesleniyor. Ve 112’yi arıyorlar.
Yemek yemediler, dayak yediler
101 numaralı evin mutfak kameralarına diğer çocukların maruz kaldığı şiddet yansıdı.
-S.T. adlı bakıcı yemek masasında oturan M.H.D. adlı çocuğun başına ve sırtına vuruyor.
-N.Ö. adlı bakıcı M.M. adlı çocuğun kolundan tutarak altı defa sırtına ve kafasına vuruyor.
-Ş.B. adlı bakıcı, yemek yiyen Y.G. adlı çocuğu kaldırıp tabağı
alıyor. Çocuğun tabağına elini uzatması üzerine kolundan itekliyor. S.K. adlı çocuğun çorbasını elinden alıyor.
-Dört çocuk çıplak halde mutfağa geliyor.
-M.A.K. adlı çocuk kahvaltısını yaptığı sırada M.Y. adlı bakıcı kalk talimatı veriyor. Çatalın kulpuyla çocuğun sırtına vurup kahvaltı tabağını alıyor.
Merdiven altında vurdular, yalan tutanak tuttular
101 numaralı evde Çelik’in odasını gösteren, ses kaydı yapan kameraya yansıyanlar:
-N.Ö. adlı bakıcı M.H.D. adlı çocuğa “Ver a… k… çıkardığı, ver” diyerek elini sallıyor. Çocuk ağlıyor.
-S.B. adlı bakıcı, M.A.K. adlı çocuğu boynundan itekleyerek kameranın olmadığı odaya itekliyor. İki bakıcı kapıyı kapatıyor. Çarpma ve ağlama sesleri geliyor. Kapı açıldığında çocuk kafasını tutarak çıkıyor.
-S.B. adlı bakıcı S.K. adlı çocuğa “Senin b… s….” diyor.
-E.M. ve S.K. adlı çocuklar odaya giriyor. Ş.B., S.B. ve M.Y. adlı bakıcılar odaya girdikten sonra “A… k… çocuğu” şeklinde küfür, çok sayıda tokat, iki çocuğa ait ağlama ve bağırma sesleri geliyor. E.M. ağlayarak çıkıyor. İçeriden çocukların çığlığı gelmeye devam ediyor. S.K. ağlayıp salona kaçıyor.
-Ş.B. adlı bakıcı, ağlayan S.K.’nin kolundan tutarak ''Geç lan merdiven altına” diyor. Çocuk ve bakıcı kamera açısından çıkınca 3-4 tokat, bağırma ve çığlık sesi geliyor. Ş.B., “Merdiven altından çıkma” diyor.
-S.B. adlı bakıcı S.K. adlı çocuğa “Bir daha çıktığını görüyüm, senin o kafanı dağıtırım” diyor. İki bakıcı, S.K.’yi saat 12.26'dan saat 16.33’e kadar merdiven altında tutuyor.
-S.B. adlı bakıcı, S.K. adlı çocuğa “Nerdesin iki saattir ya, o… ç… bak” diyor. “A… k… y… kafalısı” diye küfrediyor.
-S.B. adlı bakıcı “Senin ebeni bi s…, git şuradan, beynine s… o… evladı” diyor. Odada Y.Ö.G. adlı çocuğun bulunduğu sırada S.B. küfrediyor. Tokat ve çocuğa ağlama sesleri geliyor.
-S.K. adlı çocuk lavaboya giriyor. F.T.T. adlı bakıcı “Tuvaletten çık, elimde kalacan” diye bağırıyor. Çocuk “Anne kızma” diyor. Tuvaletten salona kaçıyor. Bakıcı peşinden gidiyor. Çocuktan çığlık ve ağlama sesi geliyor.
-Bakıcılar çocuklara toplu banyo yaptırıyor.
-Ş.B. adlı bakıcı Y.G adlı çocuğu dövdükten sonra başına krem sürüyor. Çocuğun oynarken yere düşüp kendini yaraladığı yönünde tutanak tutuyor.
Kapılar çocukların üzerine kilitleniyor
-Çocuklar akşamları odaya girerken kapılar üzerine kilitleniyor ve sabahları açılıyor.
-107 numaralı evin mutfak kameralarının incelenmesinde D.M. adlı yetişkin kadın bardağın altında kalan çayı çöpe döktüğü için S.T. adlı bakıcı tarafından yüzüne vuruluyor.
-112 numaralı evin mutfak kameralarının incelenmesinde P.A. adlı bakıcı A.K. adlı kız çocuğuna yemek yedirirken kaşık düşüyor. Bakıcı sinirlenerek tokat savuruyor.
-P.A. adlı bakıcı Ç.K. adlı kız çocuğunu tartaklıyor ve mutfak çıkışına doğru ayağı ile itekliyor.
-P.A. adlı bakıcı Z.A. isimli kız çocuğunun kafasına vuruyor, yemeğini bitirmesine fırsat vermeden onu kaldırıyor.
-112 numaralı evin salon kameralarının incelenmesine göre de
bakıcı S.Ö. adlı bakıcı, Ç.K. adlı çocuğu tokatlayıp beşikten halıya atıyor.
-S.K. adlı bakıcı N.E.A.F. adlı kız çocuğunu boğazından tutup kaldırıyor.
-Ö.C., adlı çocuk halıyı ısırdığı sırada T.D. adlı bakıcı yüzüne ve sırtına vuruyor.
-S.K. adlı bakıcı, Ç.K. adlı çocuğu kıyafetinden tutup eşya gibi yatağa atıyor. Çocuk ağlıyor. Bakıcı “Seni gebertirim” diye bağırıyor.
Peki, şüpheli bakıcılar kendilerini nasıl savunmuşlar?
Skandalın ikinci perdesini yarın anlatacağım.
MHP’li başkanın istifa nedeni insan kaçakçılığı iddiasıymış
MHP Muğla İl Başkanı Oğuz Akarfırat, dün sağlık sebebiyle görevinden affını istediğini açıkladı.
Oysa asıl neden bu değil.
Akarfırat’tan istifa etmesini MHP Genel Merkezi istedi.
Çünkü Marmaris, bir buçuk aydır Akarfırat’ın kızı adına kayıtlı teknesiyle insan kaçakçılığı yapıldığı iddiasıyla çalkalanıyor.
35 yaşındaki klima tamircisi Barış Kaya, eşi Gizem ve kız kardeşi Hülya, 6 Ekim’de Marmaris’te Yasemin Akarfırat’a ait balıkçı teknesine biniyor.
Akarfırat’a göre tekneleri çalınıyor.
Ancak üç çocuk annesi Gizem Kaya, “Eşimin tanıdığı birinden kiraladık” diyor.
İçmeler’de ‘Abbas’ adlı kişiyi alıp açılıyorlar.
İlerleyen saatlerde tekne bozuluyor.
Dev bir dalga tekneyi deviriyor.
Nasıl oluyorsa Yunan kara sularına giriyorlar.
Bir İsrail yolcu gemisi Gizem ve Hülya Kaya ile ‘Abbas’ı halat atıp kurtararak, Yunan sahil güvenlik ekiplerine teslim ediyor. Üç kişi Kos Adası’na götürülüyor.
Arandığı öne sürülen Abbas adlı kişi Yunanistan’a iltica ediyor.
En son denizde görülen Barış Kaya ise kayıp.
Gizem Kaya, yerel bir haber ajansına yaptığı açıklamada şöyle konuşuyor:
“Yunan Sahil Güvenliği bizi Kos Adası'na götürdü. Karakolda üç gün kaldık. Bizi göçmen kampına götürdüler. Eşim yanımızda değildi. En son eşimi gören arkadaşı, sırtına çantayı alıp yardım çağırmak için açıldığını söyledi.”
Türkiye’ye dönen Kaya, iltica etmek için değil, eğlenmek için gittiklerini ileri sürüyor.
Akarfıratlara ait tekne ise halen Rodos’ta…
‘Evet, tekne yüzünden istifa ettim’
Dün eski MHP İl Başkanı Oğuz Akarfırat’ı aradım.
Akarfırat, “Evet, istifam sağlık nedeniyle değil, tekne konusuyla ilintili” dedi.
Akarfırat, teknelerinin çalındığını, hemen Emniyet’e şikayette bulunduklarını söylüyor. Kaya Ailesi’nin iki buçuk saat tekneyi çalıştırmak için uğraştıklarını, yardım için arkadaşlarını çağırdıklarını anlatıyor.
Ailenin tekneyi almaya gelirken çalıntı bir araç kullandıklarını ileri süren Akarfırat, şunları söylüyor:
“Bu kişiler tanımıyoruz. Ama polis tanıyor. Bunlar uyuşturucu kullanan, illegal işlerle uğraşan, hırsızlık yapan bir aile.” Akarfırat’a sordum:
“Öyleyse neden istifa ettirildiniz?”
“Siyasi hazımsızlıktan dolayı” diyor ve ekliyor:
“Size bu dosya nasıl lanse edilmişse genel başkanımıza da öyle lanse edilmiş. ‘Akarfırat’ın kızı insan kaçakçılığı yapıyor, kendisi makamını kullanarak, onu koruyor’ denilmiş. Partimizdeki hassasiyetleri bilirsiniz.”
Hem Gizem Kaya’nın hem de Oğuz Akarfırat’ın açıklamalarında oturmayan taraflar var.
Bu balıkçı teknesi çalındı mı?
Yoksa kiralandı mı?
İlk kez mi kaçakçılıkta kullanılıyor?
Teknedeki ‘Abbas’ adlı kişi kimdir ve gerçekte hangi suçlardan aranıyor?
Bu suç terör olabilir mi?
Üç çocuk babası Barış Kaya’nın akıbeti ne oldu?
Öldü mü?
İltica mı etti?
Neden gizlilik kararı kondu?
Bir siyasi baskı mı var?
Akarfırat, aynı gün Zorlu Grubu’nda çalışan bir kişiye ait katamaranın çalındığını ve onunla da mülteci kaçırıldığını ileri sürüyor. Hatta “Bu tekne de Rodos’ta” diye ekliyor.
Marmaris’te ne oluyor?