Bu ne demek diyeceksiniz?
Etkisizleştiriyor, işlevsiz kalmaya çalışıyor, önemsizleştiriyor demek… Yargı krizinin ötesinde devlet krizi yaşanıyor. Meclis uzaktan seyrediyor.
Yargıtay’ın 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesi kararlarına uymam diyor. Uymak zorunda değilim diye açıklama yapıyor. Anayasa’nın iki maddesini yok hükmünde saydığını açıklıyor…
Daha da ötesi…
Verdiğim mahkumiyet kararını Genel Kurul’da okut diye Meclis Başkanı’na talimat boyutunda yazı gönderiyor.
Yani kendisini yasama organın da üstünde görüyor!
Devlet krizi değil de nedir?
Bu krizi çözmesi gereken yer neresi?
Meclis…
Nasıl çözecek?
Oturup konuşarak, tartışarak, karar alarak…
Meclis’te temsil edilen sekiz parti altına imza koymuş; ‘bir araya gelelim bu meseleyi konuşalım’ demiş… Meclis Başkanı kabul etmedi…
Efendim Meclis tatilde değilmiş, tatilde olmadığı için olağanüstü toplanamazmış, salı günü zaten Meclis çalışmalarına başlayacakmış falan filan…
Salı günü ne olacak?
CHP’nin teklifi AKP ve MHP oylarıyla reddedilecek…
TBMM Numan Kurtulmuş da ‘oh be bunu da kazasız belasız atlattık’ diye rahat bir nefes mi olacak?
Farkında mı bilmiyorum sayesinde Meclis’in itibarı zedeleniyor… Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Meclis kendi sorununu çözemez hale geldi…
Bir milletvekilinin hapiste tutulması en başta Meclis’in sorunudur… Meclis Başkanı’nın dert edinmesi gerekir ama nerde!..
Tam tersi, Meclis Başkanı büyük krizi ‘iki yargı kurumu arasındaki tartışma, suhuletle çözülmesi lazım’ diyerek küçültmeye çalışıyor…
Meclis taraf olmamalıymış, siyasi polemiklere çekilmemeliymiş!..
Meclis karışmayacak, Meclis seyirci kalacaksa Anayasa krizini kim çözecek?
Kimse!...
Meclis Başkanı’nın istediği bu. Saray’ın da istediği bu, Erdoğan’ın da, Bahçeli’nin de… Kriz çözülmesin böylece Anayasa Mahkemesi devre dışı kalmış olsun…
Büyük plan bu…
Anayasa Mahkemesi’ne hak ihlali için bireysel başvuruların da anlamı kalmayacak…
Çünkü bundan sonra Anayasa Mahkemesi herhangi bir tutuklu için ihlal kararı verse ne olur vermese ne olur?
Yerel mahkeme tanımıyorum der olur biter…
Peki ne olur, bu kriz nasıl sonuçlanır diye soracak olursanız…
Kriz buz dolabına kaldırılır… Unutturulur…
Meclis Başkanı Can Atalay kararını Genel Kurul’da okutmaz. Çünkü okutursa kendi de Anayasa Mahkemesi’ni tanımamış, Anayasa’nın bazı maddelerini yok hükmünde saymış olur…
Yani Anayasa suçu işler…
Atalay’ın milletvekilliği resmen devam eder ama cezaevinden de çıkamaz…
2028 yılına kadar bu mesele böyle sürer gider…
Meclis Başkanı Meclis’i Hiçe Sayıyor!
Mehmet Tezkan yazdı: Meclis Başkanı Meclis’i Hiçe Sayıyor!