Zirve Yayınevi cinayetini hatırlar mısınız?
Trabzon Santa Maria Katolik Kilisesi Rahibi Santoro’nun ibadet sırasında vurulmasından 14 ay, gazeteci Hrant Dink’in İstanbul’daki Agos gazetesi önünde öldürülmesinden yaklaşık üç ay sonraydı.
Türkiye’yi misyonerlerin kuşattığına…
Müslümanların, içine 100 dolar konmuş İnciller verilerek, Hristiyanlaştırıldığına….
Ve Malatya’daki binlerce evin kiliseye dönüştürüldüğüne inanan Emre Günaydın ve dört arkadaşı 18 Nisan 2007’de Zirve Yayınevi’ni basarak, ikisi Türk vatandaşı, biri Alman olmak üzere üç Hristiyanı boğazlayarak, katletti.
Türkiye’yi kan tuttu.
Baştan ayağa utanca kestik.
Cinayetten iki ay sonra, 12 Haziran 2007’de Ümraniye’de bir gecekondunun çatısında el bombalarının bulunması ve hemen ardından Ergenekon soruşturmasının başlatılması asla tesadüf değildi. Fetullahçılar Zirve Yayınevi cinayetini, devleti ele geçirmek için kurguladıkları Ergenekon tezgahına dahil ettiler.
Tolgahan A.: Resimleri gösterip ‘Öldürün’ dediler
Cinayetin üzerinden 15 yıl geçti.
Zirve Yayınevi kapandı.
Kimi Hristiyanlar Malatya’dan, kimileri Türkiye’den ayrıldı.
Merkezi Ankara’da bulunan Kurtuluş Kiliseleri Derneği’nin Malatya Şubesi açıldı. Dernek temsilcisi olarak Vedat Serin atandı.
Serin, 3-4 ay önce sokakta yürürken Tolgahan A. adlı kişi “Vedat abi nasılsın?” diye seslendi. Serin, “Tanıyamadım” dedi. Tolgahan A. “Kiliseye gelmiş ve seninle konuşmuştum” diye karşılık verdi.
Sohbet bitti, ayrıldılar.
Ve geçen hafta.
Serin, 25 Ağustos’ta kilisedeyken, saat 18.40 gibi içeriye Tolgahan A. girdi. Serin’e “Dün Sultansuyu semtine gittim. Ağacın dibinde İncil buldum. Bunun belirti olduğunu düşünerek, kiliseye geldim” dedi.
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen suç duyurusu dilekçesine göre Tolgahan A., bu konuşmanın devamında, önceden Malatya Kuyulu Ülkü Ocağı Başkanı olduğunu, JİTEM’cilerin ve askerlerin ocağa geldiğini iddia etti. JİTEM’cilerin “Malatya’da misyonerler var ve bu durum vatan için iyi değil” dediğini, Serin ile Kurtuluş Kiliseleri Derneği Genel Başkanı İhsan Özbek ve eskiden Malatya’da yaşayan Timothy Wesley Stone’un adres ve fotoğraflarını vererek, “Bunları öldürün, ne isterseniz verelim” dediklerini savundu.
Tolgahan A., bu kişilerin kendisine silah verip bir arkadaşı ile kiliseye gönderdiklerini, içeride bilgisayarda oyun oynayan çocuğu görünce geri döndüklerini anlattı. İkinci teşebbüsün Rus Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesi üzerine iptal edildiğini savundu. Bu anlatılan doğruysa, girişimin tarihi 2016 yılı olmalı.
Katil Günaydın’ın babasını ziyaret
Dilekçeye göre Tolgahan A., kendi babasıyla birlikte Zirve Yayınevi cinayetinin bir numarası Emre Günaydın’ın babası Mustafa Günaydın’ın spor salonuna gittiklerini ve konuyu ona anlattıklarını kaydetti. Günaydın’ın “Yapmayın, benim oğlumu kullandılar. Evlat acısını biliyorum” dediğini, ağladığını, “Vazgeçin” diye uyardığını söyledi.
Tolgahan A.’nın sosyal medya hesaplarında bu anlatılanları doğrulayan fotoğraf ve paylaşımlar var.
Örneğin, Mustafa Günaydın’ı ziyaret ettiği ve fotoğraf çektirdiği görülüyor. Tolgahan A., fotoğrafın altında şöyle yazıyor:
“Yargılanan bu yiğitlerin vatanını karşılıksız seven insanlar olduğunu unutmayın. İmralı’da beslenen canavar kadar, Selahattin Demirtaş kadar da mı değer verilmez.”
Tolgahan A.’nın Mustafa Günaydın'ı ziyaretinden
Tolgahan A., 25 Ocak 2019 günü “Günaydın’ın cezasının onanmasına tepki göstererek, diyorum ki Günaydın FETÖ kurbanıdır. Sessiz kalan yüreklere yazıklar olsun. Suçsuz günahsız yere yatıyor” demiş.
Oyuncak mı, değil mi, anlaşılmasa da uzun namlulu silah ve tabancalarla poz verirken fotoğrafları bulunuyor.
Böyle bir paylaşıma “Vatanıma ihanet eden köpekleri kurşuna dizerken titrerse ele, titreyen o eli keserim” diye not düşmüş.
‘Uydurulamayacak kadar detaylı’
Vedat Serin, İhsan Özbek ve Kurtuluş Kilisesi Derneği’nin avukatı olan Orhan Kemal Cengiz’in sunduğu suç duyurusunda Tolgahan A. için “Anlattığı olaylar uydurulmuş bir hikayede olmayacak kadar çok detay içermektedir” diyor. Tolgahan A.’nın Zirve Yayınevi cinayetine ve Kurtuluş Kiliseleri Derneği’nin idari yapısına dair teferruatlı bilgi sahibi olduğunu belirtiyor.
Potansiyel Emre Günaydın
Tolgahan A., Kuyulu Ülkücü Ocağı’nda JİTEM’ciler ya da askerlerle yaptığı iddia edilen görüşmeyi uydurmuş olabilir mi?
Bu ihtimali dışlamıyorum.
Ancak Tolgahan A.’nın paylaşımları, anlatılanlardan bazılarının doğru olabileceğini gösteriyor.
Emre Günaydın’ın babasını ziyaret ettiği, katilleri açık açık savunduğu ve övdüğü görülüyor. Silahlarla çekilmiş fotoğrafları ürkütmeye yeter de artar. Bir talimat veya görevlendirme olmasa bile kendiliğinden harekete geçerek, Hristiyanları takip ettiği ve silahlı bir şekilde derneklerine gittiği anlaşılıyor.
Belki potansiyel bir Emre Günaydın…
Ogün Samast…
Oğuzhan Akdin ile karşı karşıyayız.
Eli kulağında bir provokasyonun kıyısındayız belki de.
Tolgahan A. ve arkadaşı gözaltına alınarak, sorgulanmalı.
JİTEM’ci olduğu iddia edilenler kimse açığa çıkarılıp incelenmeli.
Fotoğraflardaki silahlar araştırılmalı.
Cumhuriyetimizin 100. yılında ilk kez Ermeni bir yurttaşın kaymakamlığa atanmasıyla mutlu olurken; 15 yıl önce Zirve Yayınevi cinayetinin işlendiği Malatya’da, Hristiyanlara yönelik yeni ve kanlı bir saldırı ihtimali, hepimizi endişelendirmeli.
Bu tezgah bozulmalı.