Hiç bir fırsatı kaçırmıyorlar gerçekten. Kurt puslu havayı sever misali, depremin yarattığı ortam da komplo teorisyenlerinin iştahlarını kabartacak türden. Akla hayale gelmeyecek iddialar atıyorlar ortaya. Yaşadığımız deprem felaketinin doğal olmayıp özellikle yapıldığının ileri sürülmesi bu iddialardan biri. Kimileri depremden bir ABD Hava Kuvvetleri projesi olan HAARP’ı sorumlu tutuyor.
Komplo teorisyenlerince ilk kez suçlanıyor değil HAARP. 2010’daki Haiti ile Şili depremleri, 2011’deki Japonya depremi hep bu proje ile ilişkilendirildi. Venezüela Devlet Başkanı Hugo Chavez örneğin Şili depreminin ABD tarafından yapıldığını ileri sürmüştü. Öncesi de var, 2006 yılında Filipinler’de binden fazla insanın ölümüne yol açan toprak kaymasından da HAARP sorumlu tutuldu. İran’ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejat da 2010’da HAARP’ı Pakistan'da sellere yol açan elektromanyetik dalgalar yaratmakla suçladı. Aralarında çok sevdiğim Chavez de olsatüm bu iddia sahipleri tabii ki yanılıyor.
HAARP dedikleri
HAARP yani “The High-frequency Active Auroral Research Program” (Yüksek Frekanslı Aktif Auroroal Araştırma Programı) Alaska'daki bir gözlemevinde bulunan, radyo vericileri kullanarak üst atmosferi inceleyen bir projedir. Projenin resmi internet sitesinde "iyonosferin özelliklerini ve davranışını incelediği" belirtiliyor. İyonosfer, Dünya'nın alt atmosferi – yaşadığımız, nefes aldığımız yer - ile uzay boşluğu arasındaki sınırdır,malum.
1990'larda inşa edilen, şu anda Alaska Fairbanks Üniversitesi tarafından işletilen HAARP güçlü bir yüksek frekans vericisi ile 180 HF çapraz dipol anten dizisi kullanarak iyonosferi potansiyel iletişim/ gözetleme faydaları elde etme amacıyla geçici olarak bozar. Yani radyo vericileri kullanarak iyonosferin özelliklerini, davranışını inceleyen bir projedir.
İşte bu yüzden kimi aklıevveller komplo teorilerini türetmeye başlarlar bu işinden ötürü. HAARP’ın yıldırımlar yoluyla depremlere yol açacağını ileri sürerler. Oysa 2021 yılında, bilimadamlarından oluşan bir ağ olan Climate Feedback, bu tür iddiaları inceleyerek çürüttü. Alaska Üniversitesi Jeofizik Enstitüsü Direktörü Robert McCoy, "yüksek frekanslı bir verici olan HAARP'tan yapılan yayınların iyonosferde yalnızca birkaç saniye süren küçük etkilere neden olabileceğini” söyledi örneğin. Tesisin her yıl sadece birkaç saat çalıştırıldığını söyleyen McCoy, dünyanın dört bir yanındaki amatör radyo operatörlerinden gelen yüksek frekanslı enerji miktarının bile HAARP'tan gelen yayınları neredeyse aştığını da belirtmekte.
O deprem ışıkları
Türkiye’deki depremlerin özellikle yaratıldığı iddiasının dayandığı “verilerden” biri de depremler sırasında oluşan şimşek gibi ışıklar. National Geographic tarafından hazırlanan bir raporda NASA'nın Ames Araştırma Merkezi'nde kıdemli bir araştırmacı olan fizik profesörü Friedemann Freund bu ışıkların birçok şekil, biçim alabilip, farklı renklere bürünebileceğini söylüyor. Freund ekibi ile bu tür ışıklarla ilgili 65 olayı inceledikten sonra bunların "sismik faaliyetler sırasında belirli kaya türlerinde harekete geçen elektrik yüklerinden" kaynaklandığı sonucuna varıyor. Yine 2014'te yapılan bir başka çalışmada, farklı malzeme taneleri arasındaki sürtünmenin, çalkalandığında voltaj artışları ürettiği, bunun da bir açıklama olabileceği bulundu.
Tektonik levhalar sürtününce
Türkiye’nin içinde yer aldığı bölgede Arap, Anadolu, Afrika levhaları adı verilen üç tektonik levha bulunduğunu biliyouz. Bunlar birbirlerinin yanından geçerken, birbirlerini sıkıştırırken sürtünme/ stres oluştururlar. Depremin oluşması demek bu. Son depremin tektonik plakaların hareketinin fay bölgeleri üzerinde baskı oluşturmasından kaynaklandığına dair bilimsel bir açıklama da var zaten.
Komplo teorileri inandırıcı değil?
Komplo teorisyenleri HAARP gibi bir projenin son derece gizli olması gereken “depremler yaratan” programına nasıl ulaşabildiler? Böylesine bir “silah” bu kadar açık seçik kullanılmayacağına göre, bu büyük gizi komplo teorisyenleri onu nasıl açığa çıkarabildilar? Depremler yaratacak kadar güçlü olan HAARP kendini komplo teorisyenlerinden gizleyemeyecek kadar güçsüz mü yani?
Hayatı boyunca antiAmerikan olmuş biri olarak HAARP’ı savunduğum yok tabii ki. Bu tür komplo teorileriyle, olmadık güçler atfedilen HAARP gibi projelerin “normal yoldan” yürüttüğü tehlikeli faaliyetleri gözden kaçırıyor olabiliriz. Yani “cambaza bakarken cüzdanı kaptırıveririz”. İkinci en büyük sakıncası, deprem öncesi imar barışı, çürük yapılara izin verilmesi gibi rezaletlerle “enkazın altında kalmış” olan hükümetin, sıkıştıkça dile getirdiği “dış güçler” söylemine haklılık kazandırmış oluruz. Olan biteni zaten üzerine almayan iktidarın ne kadar işine gelir bu komplo teorisi bir düşünün.
Depremlerin neden/nasıl oluştuğuna ilişkin onca bilimsel teoriyi gözardı edip, bir ABD projesinin deprem yarattığına inanmak emperyal güçlerin, doğalarına uygun “gerçek” bozgunculuğunu görmemek olur.
Çıksın Naci Görür hoca, HAARP yaptı desin depremleri, inanayım.
Yoksa hiçbir güç beni “depremin insan eliyle yapıldığına” inandıramaz.