CHP Lideri ağır eleştiri altında. Neredeyse istifasını istemeyen kalmadı. Seçim yenilgisinin faturası ona kesiliyor…
Hak veriyorum. Çünkü sadece CHP gemisinin kaptanı değildi, Millet İttifakı’nın da lokomotifiydi.
6’lı Masa’yı bir arada tutan kişiydi.
Gecesini gündüzüne kattı çalıştı. Topluma ileri demokrasi vaat etti. Hak hukuk adalet sözü verdi. Ülkeyi ortak akılla yöneteceğini söyledi. Kurumları yeniden inşa edeceği beyan etti. ‘Bu ülkede yaşayan herkesin eşit vatandaş olacak’ dedi. Ekonomiyi nasıl düzlüğe çıkaracağını anlattı.
Başarılıydı…
Ama sonuç başarısızlık…
Toplumun yarısında büyük bir düş kırıklığı, umutsuzluk, geleceği görememek, küskünlük, kırgınlık, öfke. Ne ararsan var.
Dozu yüksek eleştirilere bu sebeple hak veriyorum. Sinir boşalması yaşanıyor.
Kılıçdaroğlu da eleştirilere hak verdiğini söyledi. Demokrasiyi içselleştirmiş bir lider, bir siyasetçi zaten bu yenilgiden sonra bir şey olmamış gibi davranamaz.
Dün partisinin grup toplantısında davranmayacağını da açıkladı.
Bazı sözlerinin altını çiziyorum…
Değişimin önünü açacağım dedi…
Çınarımız yeni filizler verir dedi…
CHP’yi her zaman korudum ve kolladım. Buna sıradan bir nefer olarak devam edeceğim dedi…
Şimdi köklü çınarın altında ve yeni kadrolarıyla mücadelemize devam edeceğiz dedi…
Daha ne desin?
CHP Genel Başkanlığı’nı bırakacağını ima etti…
Peki ne zaman bırakacak?
Kendi ifadesiyle gemiyi limana sağlam götürerek.
Yani kontrollü bırakacak…
Kılıçdaroğlu seçim akşamı istifa etse gece yarısı genel başkanlık yarışı başlardı. Gece yarısı CHP ikiye üçe hatta dörde bölünür, herkes mevki kapmak için adayım diyenlerin arkasında hizalanırdı.
Kılıçdaroğlu buna izin vermedi. Ağır eleştirileri göğüsledi ama hak verdi.
Şimdi diyeceksiniz ki gemiyi limana sağlam götürmek ne demek?
Kurultay’a mı?
Yerel seçime mi?
Kastı ne?
Anladığım kadarıyla şu; CHP’yi kendinden sonra gelecek kişiye sapa sağlam, dimdik, ayakta teslim etmek…
Bugünkü Kılıçdaroğlu İmamoğlu görüşmesi önemli. İmamoğlu’na eften püften yeni bir dava daha açıldı. 7 yıla kadar hapsi isteniyor. Danıştay ilgisi yok dediği halde, bilirkişi aynı görüşte olduğu halde savcı iddianameyi yazdı.
Yarın ilk duruşma var… Saray daha doğrusu Erdoğan kafayı takmış. Seçimden önce mutlaka görevden alacak. Siyasi yasak getirerek seçime sokmayacak.
Korkuyor...
İnanıyorum, Kılıçdaroğlu bütün bu olasılıkları düşünerek adımlarını atıyor. Çünkü Türkiye’yi zor günler bekliyor.
Seçimden sonra otoriter demokrasiden sopalı demokrasiye geçtik dedim, yazdım (31 Mart’taki yazım). Korkarım haklı çıkıyorum…