Soru şu; Altılı Masa’nın ikinci turun ilk oturumundan ne çıktı?
Temel politikalar için komisyon kurulması ve parlamenter sisteme geçişin yol haritasının belirlenmesi çıktı.
Yani geçiş sürecinin yol haritası…
Altılı masanın çıkaracağı adayın ülkeyi parlamenter sisteme geçiş döneminde nasıl yönetileceği de protokole bağlanacak. Kamuoyuna ilan edilecek.
Yani ülke iki dudağı arasında olmayacak…
Yani gece yarısı kararname yazdırıp, resmî gazetede yayınlatmayacak…
Yani kafasına göre takılamayacak…
Adı konulmamış fiili anayasa, adı konulan hükümet programı çerçevesinde adım atacak. Bunu kabul eden, demokrasiyi içselleştirmiş, parlamenter demokrasiye inanan kişi aday gösterilecek.
Aday gösterilen kişi cumhurbaşkanı seçilirse aynı gün partisinden istifa edecek. Partili cumhurbaşkanı sistemine fiilen son verilecek. Cumhurbaşkanı partiler üstü konuma geçecek.
Sadece devleti temsil edecek. Partisini değil…
Koşullar bunlar ama bir koşul daha var. Aday olacak kişi mutlaka seçimi kazanmalı…
Yani ilkelere bir madde daha ekleniyor; kazanacak aday.
Tüm partiler şunu kabul ediyor, ne yaparsak yapalım cumhurbaşkanı bizim çıkardığımız aday olmazsa bütün emekler boşa gider. Meclis çoğunluğunu kazanmak mücadeleyi sürdürmek için motivasyon sağlar ama nereye kadar!..
Akşener bu sebeple bu seçim son seçim diyor. Demokratik parlamenter sistem arayışında olduğumuz son seçim.
Kaybedersek maç bitti!..
Bu yüzden kazanacak aday vurgusunu sık sık yapıyorlar…
Altılı masaya baktığımız zaman Türkiye’nin yüzde 80’ini kapsayan renkler var. Sosyal demokratlar var, kısmen solcular var, milliyetçiler, muhafazakârlar, mütedeyyinler, liberaller var…
Kimler yok?
Emek ve Özgürlük İttifakı şemsiyesi altında bir araya gelen partiler yok.
Başta lokomotif olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yok… Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Emekçi Hareket Partisi (EHP) ve Sosyalist Meclisler Federasyonu'nun (SMF) yok…
Aslında sessiz sedasız duruyorlar ama rejimin kilidi onlar da… Tabii ki tek adam yönetimine oy vermezler, tabi ki parlamenter sisteme geçiş için yemin etmiş adayın arkasında dururlar, ama sevmedikleri kendilerine ters gelen bir aday çıkarsa…
Seçmenleri sandıktan uzak durursa, boykot ederse… Veya canla başla çalışmazlarsa…
Yani altılı masanın çıkaracağı adayın kazanabilmesi için başta HDP seçmeninden oy alması lazım.
Ve tabii ilk kez oy kullanacak seçmene de hitap etmesi… Onların dilenden anlaması. Onlarla aynı dili kullanabilmesi.
Altılı masaya bakın… Erdoğan’ın karşısına o masadan aday çıkacağına göre bu koşullara uyan hangi genel başkan var?
Akşener’e saymayın, o baştan aday olmayacağını ilan etti…
Kaldı beş kişi?
Kim var?
Arife tarif gerekmez, HDP seçmeninden de AKP’den kopan muhafazakâr Kürt seçmenden de oy alacak tek kişi var…
Masanın adayı belli…