Son dönemde iktidarın uygulamaları, yargının aldığı kararlar demokrasi adına, hak ve özgürlükler adına insanı düşündürüyor. Daha önemlisi endişelendiriyor. Hadi açıkça söyleyelim korkutuyor.
Daha da kötüsü kanıksandı; normalmiş gibi davranılıyor…
Ülkede hukukun olmadığını ne yazık ki kabullendik. İmamoğlu’nun basın toplantısını izleyen bir grup gazeteci/ yazar hem hasret giderdik hem de çay/kahve sohbeti yaptık…
Biz bize… Aramızda siyasetçi yoktu, alayımız gazeteciydik… Konu malum; İmamoğlu’nun sonu ne olur?
Herkes fikrini söyledi…
Kimi, kayyum atayacaklar. Siyasi yasak kararıyla, terör soruşturması açma hazırlığıyla girizgah yapıyorlar dedi…
Kimi, toplumsal zeminin uygun olmadığını söyledi. Yoklama çekiyorlar ama şimdilik hamle yapmayacaklar fikrini savundu.
Kimi, cumhurbaşkanı adayı ilan edilirse elleyemezler, aday olmazsa seçimden önce İstanbul’u geri almak isteyeceklerdir tezini savundu…
Kimi, tam tersi cumhurbaşkanı adayı olursa görevden alırlar, olmazsa ellemezler diye karşı çıktı…
Kimi, istinaf hemen onaylar Yargıtay sürecini de hızlandırırlar, siyaset yasağı getirerek İmamoğlu’nu taca atacaklarını söyledi.
Kimi, istinaf kararı bozacak, iktidar yargının bağımsız olduğunu vurgulayacak. Yargıya karıştıkları iddiasının iftira olduğunun kanıtlandığını anlatacak. Ama terör soruşturması İmamoğlu’nun başında Demokles’in kılıcı gibi sallandırılacak dedi…
Son görüş bana ait… Böyle bir yol izleyeceklerini düşünüyorum.
Dikkatinizi çekti mi yapılan tüm yorumlar, tüm tahminler siyasi. İşte meselenin can alıcı yeri de burası. Hukuken böyle olur, şöyle olur diyen yok. Çünkü gerçekten hukuk yok!..
İmamoğlu’na verilen hapis cezası ile siyasi yasak getiren kararın gerekçesini görmüşünüzdür. Hangi satırında hukuk var?
Hal böyle olunca, hukuk rafa kalkınca gazeteciler/yazarlar da… Sokaktaki vatandaş da… Siyasetçiler de… Hatta hukukçular da şöyle olur böyle olur derken siyasi yorum yapıyor.
Yapmak zorunda kalıyor.
Maç tahmini yaparken bile insan bir dayanaktan hareket ediyor. Maçın sonucu şöyle olur, böyle olur derken açtığı papatya falının sonucunu söylemiyor. Nedenlerini sıralıyor.
İmamoğlu ve diğer siyasi davalarda durum böyle değil. Papatya falı geçerli…
İmamoğlu’nun sonu ne olur diye sorunlara önerim, papatya falı açın…
İmamoğlu görevden alınır; kopar bir yaprak…
Görevden alınmaz kopar bir yaprak daha…
Papatya falına; kayyum atanır, atanmaz. Siyasi yasak gelir, gelmez diye devam et.
Son yaprağa ne kaldı?
İmamoğlu’nu bekleyen odur!..