İktidar kurdeşen olacak!

Gazeteci Mehmet Tezkan Erdoğan'ın ve iktidar medyasının Millet İttifakı üzerinde kurmak istediği 'aday açıklma' baskısını kaleme aldı. İşte Tezkan'ın, "İktidar kurdeşen olacak!" başlıklı yazısı...

İktidara yakın gazeteleri televizyonları izliyor musunuz? İşim gereği ben izlemek ve okumak zorundayım.

Uzun süredir gündemlerinde tek konu var; Millet İttifakı’nın adayı kim olacak. Hele içlerinden biri bu meseleyi iş edindi her gün adayları yarıştırdı.

Bir gün İmamoğlu önde diye yazdı…

Ertesi gün İmamoğlu ile Yavaş’ın küs olduğunu iddia etti…

Bir başka gün Kılıçdaroğlu ikisinin de önünü kesti dedi…

Bir başka günün ertesi günü Yavaş’ın gizli planı olduğunu söyledi…

Bir başka günün ertesi gününün bir sonraki günü İmamoğlu yeniden sahne de dedi…

Bir başka gününün dördüncü ertesi günü Kılıçdaroğlu adaylığını neden açıklayamıyor diye yazdı…

Ekranlar sabah dokuz da başladı gece yarısına kadar Millet İttifakı’nın adayını aradı.

O olacak… Hayır o olmayacak bu olacak…

Doğrusunu isterseniz ipe sapa gelmeyen, boş konuşmalarla bunaldık. Hatta ünlü siyasetçilerimizden biri bu sebeple hastanelik oldu!..

Geçen gün Sabah gazetesinde Yavuz Donat yazdı…

Eski Meclis başkanı, çok çok eski siyasetçi. 1977’de milletvekili olan Demirel’in yetiştirdiği isim.

Yavuz Donat ile buluşacakmış tansiyon sorunu nedeniyle hastaneye kaldırılmış. Yavuz Donat sormuş…

AKP’nin Kızılcahamam kampına gittin geldin bir şeye mi sinirlendin?

Yok demiş; televizyonu izle senin de tansiyonun allak bullak olur..

Gerisini Yavuz Donat’ın köşesinden okuyalım.

‘Pazartesi... Akşam... Köksal Toptan ile ayrıldıktan sonra... Eve gittik... Televizyonun başına geçtik.
Haberler... Tartışma programları... Varsa yoksa "Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı..."
Kim olacak? Kemal Kılıçdaroğlu mu? Ekrem İmamoğlu mu?
Mansur Yavaş mı? Bir başkası mı?
Tartışmalar... Saatlerce sürüyor.
Haftalardır... Hatta aylardır... Aynı konu, aynı tartışma.
Sonuç sıfır... Havanda su dövülüyor... Bu konuya odaklanan siyasetçi de, tartışmacı da enerjisini toprağa veriyor.’

Büyüklerime tavsiyem sağlıklarını korumaları için iktidar yanlısı kanallardan uzak durmalarıdır. Memleket yansa onların tek gündemi var: Millet ittifakının adayının kim olacağı. Veya Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağı…

Ne yapsınlar ki, memleketin yakıcı sorunlarından kaçmanın tek yolu bu. Baş ağrıtmaz, Saray’ın hoşuna gider, alkış alır.

Ekranlara çıkıp yorum yapan, gazetelerinde kalem oynatan iktidar yanlılarının kora halinde ‘haydi Kılıçdaroğlu haydi, vakit bitti adaylığını açıkla artık’ diye haykırmaları bu sebepten…

Tabii ki Saray’ın talebi…

Tabii ki Erdoğan’ın direktifi…

Hayır iftira, haksızlık ediyorsun demesinler. Erdoğan dayanamadı dün İzmir’de Kılıçdaroğlu’nu adaylığını açıklamaya çağırdı. Aynen şöyle dedi:

‘Ülkenin yönetimine talip olmak, CHP kürsüsünden gece yarılarında sosyal medyada masasının etrafına, altına doldurduğu şürekâsının önünde şaklabanlık yapmaya benzemez. Artık masa etrafında top çevirme, ortaklarını idare etmek adına milleti oyalama devri geride kaldı. Vakit karar verme vakti.

Şimdi buradan milletvekili seçildiği İzmir'den aynı davetimi bir kez daha yapıyorum. Artık kaçak güreşmeyi bırak Bay Kemal. İpe un sermekten, lafla peynir gemisini yürütmeye çalışmaktan vazgeç. Havaya bakıp ıslık çalarak gezmekle bu iş olmaz. Adaylık meselesini daha fazla geçiştiremezsin. Ha bire 'Seçim tarihi belli olsun' diyorsun. İşte söylüyorum, seçim önümüzdeki yıl haziran ayının ortasında yapılacak. Kaçacak yerin yok.’

O da vakit doldu korosuna katıldı. Daha doğrusu o koronun şefi olduğu bu konuşmayla açığa çıktı. Soru şu: Seçim 12 ay sonra olacaksa Millet ittifakı adayını neden şimdiden açıklasın?

Erdoğan ve şürekâsı neden ısrarlı? Neden günün 12 saati Kılıçdaroğlu adaylığını açıkla, aday olmayacaksan kim olacak onun adını açıkla diye bağırıyor?

Erdoğan neden adaylık meselesini daha fazla geçiştiremezsin diye bastırıyor?

Önümüzde uzun bir yıl varken!..

Sebebi belli değil mi?

Ekonomi konuşulmasın istiyorlar, hayat pahalılığı gündemden düşsün istiyorlar, zamlar tartışılmasın konu yapılmasın istiyorlar, insanların gözü dolara değil başka yere baksın istiyorlar. Kameralar marketlerdeki etiketlere değil, Millet İttifakı'nın adayına dönsün istiyorlar. CHP’yi karıştırır mıyız, Millet İttifakı’nı bu sayede parçalar mıyız diye plan yapıyorlar.

Bir yıl boyunca Millet İttifakı’nın adayıyla yatıp adayıyla kalkalım istiyorlar…

Muhalefet yemezler’ diyor; oyuna gelmeyiz….

Kılıçdaroğlu da aynı şeyi söylüyor. Akşener de, Babacan da, Karamollaoğlu da, Davutoğlu da, Uysal da… Söyledikleri şu: seçim tarihi açıklanmadan adayımızı ilan etmeyeceğiz.

Kırk kere söylediler. Buna rağmen Erdoğan ve destekçileri ‘vakit karar verme vakti’ klişesiyle zorlayarak farklı bir gündem yapma telaşında.

Erdoğan’ın İzmir konuşmasını dinleyin telaş halini görürsünüz. O kadar ki, konuşmasını kaleme alan danışmanı İzmir’in ruhundan o kadar bi haber ki Silivri’de yatan Gezi mahkumlarını vatan haini ilan etti.

Gezi’nin kalbi Taksim’deyse ruhu Gündoğan’daydı. Saray toplumdan bu kadar kopmuş.

Görünen o ki; Millet İttifakı renk vermedikçe Cumhur İttifakı hırsından çatlayacak.

Korkarım kurdeşen olacaklar.

Türkiye Haberleri