Yoldan saptı artık düzelemez. Çünkü hakikaten çığırından çıktı. İktidar derken sadece tek kişilik hükümeti kastetmiyorum. Tüm birleşenleriyle bizi yönetenlerden söz ediyorum.
İçinde Adalet Bakanı da var, Maliye Bakanı da var, RTÜK Başkanı da var, Merkez Bankası Başkanı da…
Yapacakları bir şey yok artık, havlu atmış vaziyetteler. Bu sebeple başkalarını suçlama dönemine geçtiler. Faturayı başkalarına keserek işin içinden sıyrılacaklarını düşünüyorlar.
Veya kendilerini aklayacaklarını zannediyorlar.
Hükümetin yegâne temsilcisi her konuşmasında Avrupa’nın enflasyon altında ezildiğini, inim inim inlediğini, oysa bizim izlediğimiz politika nedeniyle büyüyerek yolumuza devam ettiğimizi söylüyor.
İnanmak serbest.
Söyleyenin bir yüzü kara inanmayanın iki yüzü kara misali!..
Tek kişilik hükümet, Türkiye tarihinin en büyük cari açığını verirken (yıl sonu tahmini 40 milyar dolar) cari fazla verdiğimizi, bunun da bizi dış etkenlere karşı koruduğunu, koruma kalkanı yaptığımızı söyleyebiliyor.
2023 hedefi ve 2053 vizyonu ise dillerden düşürülmüyor. 10 yıl önce ilan edilen 2023 hedefine yaklaşamadık bile. Türk lirasının değerini bilerek isteyerek düşürdüğümüz halde, kuru patlattığımız doları 18 liraya çıkardığımız halde, ihracatta yarısına gelemedik bile… (ihracat 500 milyon dolar olacaktı)
Ama iktidar hedeflerin eşiğine geldiğimizi rahatlıkla söylüyor/söyleyebiliyor.
Dedim ya inanmak serbest.
(Burada bir parantez açayım size ekonomiye ilişkin somut bilgiler vereyim. Oksijen Gazetesi’nde Haluk Bürümcekçi’nin yazısından öğrendiğim. Hazine’nin bu ay açıkladığı projeksiyonlara göre bundan sonra bir kuruş iç borçlanma yapılmasa bile gelecek yıllarda 1,61 trilyon TL anapara 2,18 trilyon TL faiz ödemesi yapmak zorundaymışız. Faize karşı hükümet faizi patlatmış!
Ne oldu nass!
İşlerine gelince var işlerine gelmeyince yok…
Bir bilgi daha. Finansal danışman ve DEVA Partili Ömer Gencal’ın verdiği bilgiye göre dış ticaret açığı geçen yılın haziran ayına göre yüzde 184,5 artarak 2 milyar 871 milyon dolardan 8 milyar 167 milyar dolara yükselmiş. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 87,3’ten yüzde 74,1’e inmiş
Ne oldu ekonomik model.
İflas. Daha doğrusu çuval!.. Parantezi kapatıp yazıya devam ediyorum)
Ne diyorduk? Başkalarını suçlama evresine geçtiler diyorduk.
Adalet Bakanı’nı dinlediniz mi?
Hesap soran -ki iktidardan hesap sormak muhalefetin asli görevidir- Kılıçdaroğlu’nu neredeyse terörist ilan edecekti. Mafya ağzıyla konuştuğunu söyledi de…
Merkez Bankası Başkanı’na ne diyelim? İSO toplantısında komik duruma düştü. Eserim gürlerim, iş adamlarını sindiririm derken bir parça rezil oldu.
Bir sanayici demiş ki; 'bankaları yüzde 14’le fonluyorsunuz, bankalar bize yüzde 40 faiz ile kredi veriyor'
MB Başkanı’nın cevabına bakın; alma kardeşim alma… İktidar sahiplerinin maalesef düzeyi bu… Sokak ağzı.
Bankaları neden yüzde 14 faizle fonladığının cevabı yok. Piyasada yüzde 14 diye bir faiz yok. Ama bankalara yüzde 14’le kıyak para var… Merkez Bankası’ndan alsınlar piyasa istedikleri faiz oranında satsınlar karlarına kar katlasınlar.
Kurulan düzen bu!..
İspatı; bankaların karlarını üçe dörde katlamaları.
Gelelim Şahap Bey’in hem şikâyet ettiği hem de sanayicileri tehdit ettiği mevzuya.
Şirketlerin çoğu şubat ayında dövizlerini bozdurarak kur korumalı mevduata geçti. Paralarını altı ay bağladı. Meğer Eximbank’tan yüzde 10 faizle yatırım için aldıkları parayı da dolara bağlamışlar. Yatırım yapmamışlar. 50 milyar dolarlık döviz almışlar…
Şahap bey kızıyor. Niye kızıyor ki; bu düzeni kuran kendileri değil mi? Şirketlere dolarını bozdur kur farkından gelir vergisi almayacağız, üstüne üstlük kurumlar vergisi de almayacağız demediler mi?
Aralık ayında ipin ucu kaçınca TL görünümlü dolar hesabı icat ettiler. Şirketler dövizini bozmayınca bu kıyağı yaptılar.
Şimdi şikâyet ediyor.
Liyakat kriteri ortadan kalkıp yerine itaat kriteri gelince böyle oluyor… Emredersiniz siyasetinin, en iyisini siz bilirsiniz anlayışının sonu bu…
Bedelini hepimiz ödüyoruz…
Şahap bey sinirli. Sebebi malum. Türkiye felakete koşuyor. Dolar 18 lira. Kur korumalı hesap işe yaramadı. Dövizi tutamadı. Hazinenin kasasından çıkan para şu ana kadar 32 milyar lira. Bu ay çıkması beklenen para 87 milyar dolarmış!
Neden mi? Şubatta KKM’ye vergi avantajı nedeniyle giren şirketlerin vaade süresi doluyor. Parayı çekenin dolara yatması büyük olasılık.
Nebati Bakan pamuk eller cebe diyeceğim ama olan bize oluyor. Bizim pamuk eller cebe giriyor. Zam yağmuru durmuyor, AKP iktidarı sayesinde yoksullaştıkça yoksullaşıyoruz.
Bu tablo karşısında iktidar çığırından çıktı demeyeyim de ne diyeyim.