Hakan için yeryüzü ağıdı

Sedat Kaya yazdı.... Hakan için yeryüzü ağıdı

Mevsim sonbahardı.
Ama doğa bugün kara kışı yaşadı.
Dağlar sustu, gölgeleri bile dondu.
Çamların gövdesi kederle eğildi
zeytin ağaçları, meyvelerini sessizce toprağa bıraktı,
sanki bir kalp atışını gömmek ister gibi.

Rüzgarın dili tutuldu,
deniz kendini geri çekti,
bir karınca yolunu şaşırdı,
çünkü kardeşini yitirdi.

Bizim adımız ormandı, o bizim dilimizdi.
Motor sesi duyulduğunda kamerayı kaldırır,
“Burada yaşam var!” derdi.
Bir ağacın kabuğundaki çatlağı bile
bir haber, bir yara, bir direniş olarak görürdü.

Biz dereleriz,
Hakan’ın ayak izlerini saklıyoruz.
O suya adalet gibi eğilirdi;
elini suya daldırdığında,
su durulur, dünya susardı.
Şimdi suyun sesi kısıldı,
çünkü su yas tutuyor.

Biz kuşlarız, gökyüzünün tanıkları.
Bir direniş alanında çadırın tepesine konduğumuzda
bizimle konuşan oydu.
Bir gün gökyüzü de özgür olacak” demişti.
Şimdi kanatlarımız hüzünle ağır,
uçsak bile gökler gri.

Biz işçileriz,
alınterine kamera tutan elleri hatırlıyoruz.
Bir mitingde yere düşen pankartı o kaldırmıştı.
Bu sadece kâğıt değil, bir insanın sesi
demişti.
Şimdi pankartlar sessiz,
ama üzerlerindeki sözcükler hâlâ onunla yanıyor. Biz taşız, toprak, deniz, karınca, ağaç ve insan.
Hepimiz bir araya geldik bugün,
yeryüzü kadar geniş bir mezarın başında.
Ve hep bir ağızdan ağıdımızı yakıyoruz.

Hakan, sen toprağa değil, toprağın kalbine gömüldün.
Yaşamın kardeşi, karıncanın yoldaşı, hoşça kal.

Türkiye Haberleri