Gazeteci Ruşen Çakır, geçen hafta Fransa’ya yaptığı vize başvurusunun reddedildiğini açıkladı.
Çakır, kaçak işçi mi?
Sığınmacı mı?
Aksine…
Medyascope adlı internet TV’sinin sahibi olan şöhretli bir gazeteci.
Fransız ekolünden Galatasaray Lisesi mezunu.
Bu niteliklerine rağmen geri çevrildi.
Çakır, tek örnek değil üstelik.
Avrupa, Türkiye’ye vize duvarı ördüğü için beş Schengen başvurusundan biri olumsuz dönüyor. İş insanlarına, konferans daveti alan akademisyenlere bile vize verilmiyor. Turizm şirketleri vizesiz ülkelere tur kaldırıyor. Öğrenci vizelerinin yüzde 50’si reddediliyor.
Büyükelçiler “Yoğunluk var” gerekçesini gösterse de asıl neden, Türkiye’den kaçış. Avrupa, beyazyakalılar ve öğrencilerin dönmemesinden endişeleniyor.
Nasıl endişelenmesinler?
Hele de Gri Pasaport skandalından sonra…
‘Hizmet pasaportu’ diye bilinen, yurtdışında çalışmak ya da bir hizmeti görmek için hükümet, özel idareler ve belediyelerce görevlendirilenlere verilen, vizeye ihtiyaç olmaksızın seyahat edilmesini sağlayan Gri Pasaport’un Türkiye’de insan kaçakçılığı için kullanıldığı ortaya çıktı.
İki kafilede 98 kişi gönderilmiş
Türkiye’de, 19 şehirde 27 belediyeyi içine alan kaçakçılık skandalı ilk olarak Malatya’nın Yeşilyurt Belediyesi’nde patlak verdi.
Arka planı şöyle:
Yeşilyurt Belediyesi ile Malatya Kişisel Gelişim Dünyası Derneği arasında protokol yapıldı.
Dernek Yeşilyurt’ta değildi.
Kamu yararına çalışan dernek vasfı yoktu.
“Pek çoğu Malatya dışında ikamet edenlerin usulsüz üye yapıldığı” bir dernekti.
Besbelli kaçakçılık için kurulmuştu.
Protokole göre 15 Şubat-27 Şubat 2020 tarihleri arasında ‘Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek’ projesi kapsamında Almanya’nın Hannover şehrine 53 kişi götürüldü.
Bir de 16 Eylül-28 Eylül 2020 arasında dernek üzerinden 45 kişilik ikinci kafile gönderildi.
Şebekenin Türkiye ayağında Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcısı Bekir Karakuş ile kapatılan Bingöl Servi Belediye Başkanı Ali Ayrancı var.
İkisi de AK Partili.
Almanya ayağında ise Ersin Kilit bulunuyor.
40 Bin euro
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı, insan kaçakçılığı suçu kapsamında haziranda operasyon yaptı. Karakuş, Ayrancı ve Kilit tutuklandı.
Karakuş, ifadesinde, Kilit’in Ayrancı ile birlikte yurt dışına insan götürmek için belediyeye proje sunduğunu söylüyor. İkinci kafile için “170 bisiklet bağışlayacağım” dediğini savunuyor. Kilit, Almanya dönüşünde Karakuş’a 40 bin euro vermiş.
Karakuş, bu parayı Yeşilyurt’ta ‘Emanet Çarşısı ve Doğal Ürünler Pazarı’ adlı yoksullar yararına hizmet veren çarşının kuruluşu için harcadığını iddia ediyor.
Kilit ise Karakuş’un “Almanya’da bizi de gezdirir misin?” dediğini ileri sürüyor. Belediye çalışanları haricinde Almanya’ya gönderilen kişilerden haberdar olmadığını ileri sürüyor.
Belediyeden davet mektubu istendiğini, yazıyı hazırlayıp gönderdiklerini, kendisinin imza attığını savunuyor.
Karakuş ile başkan yardımcısı Şahin Özer’i Almanya’da gezdirdiğini, iki kişinin konaklama masraflarını karşıladığını söylüyor.
Kilit, 40 bin euro iddiasını reddediyor. Ancak İstanbul’da yaşayan kuzenine teslim edilmek üzerine 17 bin euro verdiğini anlatıyor.
Bu arada, İçişleri Bakanlığı’nın, aralarında Karakuş’un da olduğu dört belediye yöneticisi hakkında verdiği soruşturma izni Danıştay Birinci Dairesi tarafından “Sorumluluk valilikte” denilerek kaldırıldı.
Karakuş, 4 Temmuz’da tahliye edildi.
‘Siyasi parti bağı yok diye’
Kilit ve Ayrancı ise tahliye için 2 Eylül’de Malatya 3. Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurdu. Talepleri reddedildi. Ayrancı’nın avukatları itiraz etti.
Savcılık memur görevlendirdi ve itirazı 16.55’te Malatya 7. Asliye Ceza Mahkemesi’ne ulaştırdı. Mahkeme Ayrancı’yı tahliye etti.
Kilit’in avukatları şaşkındı.
Aynı hakimliğe başvurduklarında hakimin ertesi gün izne çıktığını öğrendiler.
Kilit, şu an Akçadağ T Tipi Cezaevi’de.
Avukatı Emircan Eren, Ayrancı’nın tahliyesinden bir hafta önce Kilit’e “Ben çıkacağım. Dişini sık, sen de çıkacaksın. Fakat sessiz kal” dediğini söylüyor. Tahliye eden hakimin Ayrancı ile hemşeri olduğuna ve avukatlıktan geçtiğine dikkat çekiyor.
Eren:
“Taraf olmayan bertaraf olur sözü doğru. Taraf olmamız gerekiyormuş. Alman vatandaşı diye, siyasi parti bağlantısı yok diye, belediye meclis üyelerini tanımıyor diye Kilit bırakılmıyor.”
Tek suçlu Kilit mi?
Kilit suçsuz mu?
Değil elbette.
Adı, Ordu’da ve Elazığ’daki Gri Pasaport skandalında da geçiyor.
46 kişinin Gri Pasaport ile Almanya’ya gelişine sebebiyet verdiği için Hannover Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 900 euro para cezası yedi.
Peki, kaçakçılığının tek sorumlusu Kilit mi?
Karakuş, belediye meclisinden seyahat kararını çıkarttığı, Gri Pasaportları hazırlattığı, Almanya’da kıyak geziye katıldığı, 40 bin euro aldığı halde serbest kalıyor.
Ayrancı ise Kilit’le ortak hareket etmesine, kaçakları belirlemesine, parayı toplamasına, Malatya’dan Elazığ ve Ordu’ya kadar her kaçakçılıkta yer almasına rağmen bırakılıyor.
Muhtemelen Karakuş ve Ayrancı, AK Partili oldukları için korunuyor. Bu çifte standart Türkiye’den gitmek için haklı bir gerekçe değil mi?
Sonra, neden Avrupa Schengen vermiyor!
Neden Meksika vize uyguluyor!
AK Parti, hukuk tanımaz kararları ile Türkiye’yi açık hava cezaevine çevirdiği ve kötü yönetimi sonucunda yoksulluğa sürüklediği; bu yüzden özgürlük ve iş arayan Türkler katar katar batıya göçtüğü için.
Türkiye Cumhuriyeti’nin en itibarlı evraklarından olan Gri Pasaport, insan kaçakçıları tarafından ‘AK’ vizeye dönüştürüldüğü için.
‘Aleviye oy vermem’ diyenlerin oranı yüzde 23
CHP’nin geçen cuma yapılan Parti Meclisi toplantısında, Kılıçdaroğlu’nun güvendiği araştırmacılardan biri olan Aksoy Araştırma’nın sahibi Ertan Aksoy, saha çalışmalarından derlenmiş veri ve analizler doğrultusunda CHP’lilere sunum yaptı. Sunumu Kılıçdaroğlu da izledi.
Bir CHP PM üyesinden aldığım bilgiye göre sunumda iki veri öne çıkıyor.
İlki, Alevi cumhurbaşkanı adayı verisi.
“Alevi cumhurbaşkanı adayına oy verir miydiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 33.8’i “Kesinlikle verirdim” derken, yüzde 22.3’ü “Veririm” diyor.
Toplamı yüzde 56.1 yapıyor.
Yüzde 17.8’i kesinlikle vermeyeceğini, yüzde 5.8’i ise vermeyeceğini kaydediyor.
Toplam yüzde 23.6.
Kararsızlar yüzde 20.3’de kalıyor.
AK Partililerin yüzde 40.9’u, İyi Partililerin yüzde 25’i ve MHP’lilerin yüzde 24.6’sı Alevi bir adaya oy vermeyeceğini söylüyor.
Aksoy, sunumumda, Türkiye’de Alevi karşıtlığının öteden beri var olduğunu ancak kitleselleşemediğini, buna karşın hegomanyasının toplumsal karşılığından yüksek olduğunu ifade etti.
Diğeri ise Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı verisi.
“Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olması durumunda kime oy verirsiniz?” sorusuna katılımcılardan yüzde 53.6’sı Kılıçdaroğlu’na, yüzde 46.4’ü ise Erdoğan’a vereceğini söylüyor.
Aradaki fark yüzde 7.2.
Kararsızlar hesap edilmezde bu oran 5.1’e iniyor.
HDP seçmenlerinin yüzde 100’ü Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Bu oran CHP’lilerin de üzerinde. Çünkü CHP’liler yüzde 3.4 fire veriyor. İyi Partililerin yüzde 8.7’si ise Erdoğan’a oy vereceğini söylüyor. MHP’lilerin yüzde 35.3’ü ise Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini belirtiyor.