Akşener Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını başbakanlığa talip olduğunu açıklaması doğal olarak ön plana çıktı ama bence kilit sözü ‘Erdoğan’ın yerine yeni bir Erdoğan aramıyoruz’ ifadesiydi.
Millet İttifakı’nın daha doğrusu HDP dahil tüm muhalefet partilerinin meseleye bakışlarının tek cümleyle özetiydi.
Çünkü…
Mesele Erdoğan değil…
Mesele rejim…
Mesele tek adam yönetiminin anayasal kılıfla korunma altına alınması…
Mesele kuvvetler uyumu adı altında kuvvetler ayrılığının fiilen ortadan kaldırılması…
Mesele denetim mekanizmasının yok edilmesi…
Mesele Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı olarak Ziraat, Vakıf, Halkbank gibi kamu bankaları ile Borsa İstanbul, Botaş, Türkiye Petrolleri, Türk Hava Yolları, PTT, Eti Maden, Çaykur, Türksat, Türk Telekom, Turkcell gibi daha bir çok kurumunda başında olması. Onları da yönetmesi.
Mesele bu kurumların Sayıştay denetiminin dışında olması.
Akşener ‘Erdoğan’ın yerine yeni bir Erdoğan aramıyoruz’ derken kastettiği bu sistemi değiştireceklerinin ilanıydı.
Cumhur İttifakı sürekli ‘muhalefet Erdoğan karşıtlığında birleşti’ derken meselenin bu boyutunun konuşulmamasını, masaya yatırılmamasını istiyor.
Perdeleme yapmaya çalışıyor.
Sanki muhalefet partilerinin, sanki muhalefet edenlerin tek derdi Erdoğan’mış gibi göstermek istiyorlar.
Hayır değil.
Dert ; Kurumsallaştırılan tek adam rejimi…
Türkiye taşımıyor.
Akşener’in açıklaması sürpriz olmadı. Taşların yerli yerine oturmasına, meselenin daha iyi anlaşılmasına, Millet İttifakı’nın varlık nedeninin daha iyi kavranmasına katkı sağladı.
Millet İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı olursa Türkiye’nin yeniden inşası için kollar sıvanacak. Yargı/yürütme/yasama kesin çizgilerle ayrılacak. Merkez Bankası, TRT gibi kurumların özerklikleri sağlanacak, yürütmenin boyunduruğundan kurtarılacak. Eski milletvekillerinden büyükelçi yapılma dönemi sona erecek. Valiler ve kaymakamlar partiye hizmet etmekten kurtulacak.
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı seçilirse bu süreci yönetecek.
Sadece Millet İttifakı’nda yer alan dört parti bu görüşte değil. Seçim tarihinin belli olmasıyla birlikte Millet İttifakı’na katılması beklenen DEVA ve Gelecek Partileri de aynı görüşte.
HDP’nin de…
HDP Eş Genel Başkanları dün 11 maddelik ‘Tutum Belgesi’ni açıkladı. Keyfiliğin ve zorbalığın kurumlaştığına dikkat çektiler.
Peki ne istiyorlar?
Bütün kuvvetleri ve nihai karar yetkisini tek adamda birleştirmen bu otoriter tekçi sistemin yerine çoğulcu demokratik sistemin tesis edilmesini istiyorlar.
Yani çoğulcu parlamenter sistem…
Yani kuvvetler ayrılığı…
Yani denge ve denetim mekanizmasının işletilmesi…
Talepleri Millet İttifakı’nın söylemiyle aynı.
HDP hiçbir ittifakta yer almayacağını açıkladı. Bu da sürpriz değil, yeni bir şey değil. HDP seçime tek başına girecek. Cumhurbaşkanı adayı çıkarır mı, çıkarmaz mı orası daha belli değil.
Onların da isteği parlamenter rejime dönmek ise aday çıkaracaklarını zannetmiyorum. Çünkü cumhurbaşkanı adayı çıkarmaları Cumhur İttifakı’nın ekmeğine yağ sürer.
Siyasette son durum bu. Taşlar yerine oturuyor.
‘Erdoğan’ın yerine yeni bir Erdoğan aramıyoruz.’
Akşener Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını başbakanlığa talip olduğunu açıklaması doğal olarak ön plana çıktı ama bence kilit sözü ‘Erdoğan’ın...