Erdoğan TÜGVA gençliğine seslenirken şöyle dedi:
“Elbette her yenilik, devrim, reform türlü engellerle karşılaşacaktır. Benim karşımda şu anda muhafazakâr devrimciler var. Ben muhafazakâr devrimcilerle 2023'ü evelallah başarıyla bitireceğimize inanıyorum"
Bu cümlenin amasız, fakatsız, tartışmasız yorumu şu: Erdoğan muhafazakâr devrimci ilan ettiği TÜGVA gençliğinden muhafazakâr devrim bekliyor…
Kimileri birbirine zıt iki ifadenin/ iki kelimenin bir araya gelemeyeceğini Erdoğan’ın oksimoron yaptığını söylüyor…
Anlatımı güçlendirmek, vurguyu artırmak için muhafazakâr devrimciler dediğini iddia ediyor.
Sessizliğin sesi…
Özgür tutsak…
Köşeli daire….
Tadımlık ziyafet…
Gerçek yalanlar…
Gündüzün karanlığı…
Demokrat diktatör gibi…
Bence, Erdoğan oksimoron yapmadı. 2023 planını açıkladı. Seçim alırsa kendisine seçimi aldıracak muhafazakâr devrimcilerle muhafazakâr devrim yapacağını ilan etti.
Devrim!...
Ne demek?
Kökten değişiklik demek. Toplumun yaşantısına damga vuracak değişiklik demek.
Anlaşılan o ki; muhafazakâr/mutaassıp yaşam tarzına devrim gibi kararlarla, metazori geçişin planları yapılıyor...
Bu yaz denemeleri yapıldı zaten. Radikal siyasal İslamcı derneklerin ‘yaşam tarzımıza uymuyor’ başvurusuyla konserler, festivaller iptal edildi.
Kızlarla erkekler bir araya gelecek, müzik eşliğinde eğlenecekler, dans edecekler diye üniversitelerde diploma törenlerine bile izin verilmedi…
Devrim bazen ileriye dönük olur, bazen toplumu içine kapatmak amacıyla olur…
Devrim bazen özgürlük getirir, bazen özgürlükleri kısıtlar…
Devrim bazen toplumu on yıl yirmi yıl ileriye taşır bazen elli yıl geriye götürür…
Bu sebeple Erdoğan’ın muhafazakâr devrimci tanımı ‘oksimoron’ la açıklanamaz. 2023’te başlamasını düşündüğü ‘Türkiye Yüzyılı’ nın temel taşı…
Peki muhafazakâr devrimciler muhafazakâr devrimi seçim yoluyla gerçekleştirirse ne yapacaklar?
Öncelikle kültürel iktidar olmayı amaçlayacaklar…
Ama 20 yıldır olamadılar diyeceksiniz?
Dertleri bu ya… Hayatın normal akışı içinde yine kültürel iktidar olamazlar.
O halde ne yapacaklar?
Beğenmedikleri, zararlı buldukları kültürel yapıyı darmadağın edecekler, yasaklar getirecekler, yok etmeye çalışacaklar.
Sonra…. Muhafazakâr devrimin kalıcı olması için yaşam tarzına da esaslı müdahale edecekler…
Nasıl mı?
Diyanet İşleri Başkanı erbaş geçen yıl açıkladı.
Dedi ki: “Hani 'inanç sokakta olamasın, mahallede olmasın, insanın içinde olsun' diye bir anlayış var ya. 'İnanç işte insan ile Allah arasında olsun, evine yansımasın, ticaretine yansımasın, siyasetine yansımasın, adaletine, yargısına yansımasın'... Görüyorsunuz ya ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan ayıklansın oralar, adeta bu düşünce insanlığı bu noktaya getirmektedir.”
Bu sözün anlamı ne?
Dinin mahalleye, sokağa, ticarete, siyasete yansıması ne demek?
Nasıl yaşayacağımızı, kılık kıyafetimizi, ticaretimizi, Diyanet’in koyduğu kurallarla yapmamız demek…
Siyasetin alanını da belirleyecekler demek…
Laiklik Anayasa’nın uygulanmayan gereksiz maddesi olacakdemek…
Erdoğan’ın muhafazakâr devrimcileri muhafazakâr devrim yaparsa Türkiye böyle bir ülke olacak…
Hayır ya! Abartıyorsun diyen varsa….
Muhafazakâr devrimcilerin niyetini, nasıl bir devrim düşlediklerini bi zahmet açıklasın, bi zahmet yazsın…