Sık sık dünyanın 10 ülkesi arasına girmeye çok yakınız der ya. Sonunda başardı. Türkiye’yi ‘ Nas Kapital’ politikasıyla dünya sekizincisi yaptı!
Dün partisinin meclis grubunda yaptığı konuşmada gururla; ‘enflasyon artışı nispeten diğer ülkelerin altında kalmıştır’ dedi.
Nispeten üstümüzde olan ülkeler kim diye baktım…
Çeyrek solukta sayayım; Venezüella uzak ara dünya şampiyonu. Onu Sudan, Lübnan, Suriye, Surinam, Zimbabve, Arjantin izliyor.
Türkiye sekizinci sırada.
Anlayacağınız öyle böyle bi şekilde ilk ona girdik!
İlk 10 ülke arasına girip nispeten bizim altınımda kalan iki ülke var: İran ve Etiyopya.
TÜİK’in oynanmış, sıkıştırılmış, törpülenmiş rakamlarına değil de bağımsız kuruluşların yayınladığı enflasyon oranına bakarsak aslında yüzde 80 ile dünya beşincisiyiz…
Dünya sekizincisi ilan ederek hakkımızı yemişler.
Surinam’ı (enflasyon oranı yüzde 69.5) Zimbabve’yi ( yüzde 60.7) Arjantin’i ( yüzde 51.2) geride bırakıyoruz.
Diyeceksiniz ki onların da TÜİK’i vardır. Onlar da rakamlara dans ettirmiş olabilir.
Orasını bilemem. Ama TÜİK rakamlarıyla bile geçemeye adayız.
Erdoğan konuşmasında döviz kuru dalgalanması gibi yakıcı bir sorunla boğuştuklarını söyledi.
Allah’tan korkun ya…
Döviz kurunu yerinden oynatan, rekabetçi kur düzenine geçiyoruz, ihracatı arttıracağız, cari açığı kapatacağız böylece enflasyonu indireceğiz diyerek kuru zıplatan kim?
Kendileri…
Erdoğan konuşmasında başka ne dedi?
Dedi ki; ‘enflasyonunda ekonominin gerekçeleriyle uyuşmayan şişkinliğini ortadan kaldıracağız.’
Köpük diyordu, iktisatçılar enflasyonun köpüğü olmaz deyince şişkinlik demeye başladı. Enflasyonda şişkinlik fırsatçıların etiketlerle oynamasıyla olur, geçicidir, çözümü kolaydır.
Bizdeki enflasyon buz dağının görünen yüzü. Çünkü üretici enflasyona çok yüksek. Resmi rakamla yüzde 80’e dayandı.
Bu sebeple uzmanlar yüzde 50/55 düzeyinde kalıcı bir enflasyon bekliyor.
Elektriğe yüzde 125 zam yapacaksın, Benzine, mazota LPG’ye her gün fiyat bindireceksin. ( LPG’ye önceki gece 29 kuruş zam yapıldı gazeteler haber bile yapmadı) doğalgazı elektrik gibi kademeli fiyat adı altında fahiş zam yapmaya hazırlanacaksın sonra enflasyon üzerindeki köpükten/şişkinlikten söz edeceksin.
Tamamen hamaset!..
Ama bu üç/dört aylık tecrübeyle Nas Kapital politikasını anladım.
Şöyle izah edeyim. Sabah kalkıyorsun havanın durumuna göre üzerine giyeceğin kıyafeti seçiyorsun. Hava yağmurluysa pardösü giyiyorsun, güneşliyse ceketle yetiniyorsun, karlıysa palto giyiyorsun. Kararlar günlük, o günün koşullarına göre…
Daha yazımına geçilip kitaplaşmadı ama Türk modeli dedikleri Nas Kapital düzeni de böyle.
Örnek vereyim.
Kuru serbest bıraktık diyorlar. Ertesi gün Merkez Bankası kuru tutmak için milyarlarca dolar satıyor.
Bir sabah enflasyona bakmıyoruz iner/ çıkar önemli olan cari açığı kapatmak diyorlar. Bir başka gün enflasyonla mücadele yılı ilan ediyorlar.
Yine bir sabah kalkıyorlar, Türk lirasının değerini düşürmek için operasyon çekiyorlar. Niye diye soruyorsun?
Böylece hem ithalat kısılacak hem de ucuz iş gücü sayesinde yabancı yatırımcıya cazip ülke haline geleceğiz. Çin’in yerini alacağız diyorlar.
Çin modeline geçtiğimizi ilan ediyorlar. Saray iltisaklı yazarlar/iktisatçılar alkışlayıp geri kalanı çocuk işçi köle işçi mi çalıştıracaksınız diye karşı çıkılınca hemen vaz geçiyorlar.
Hemen ertesi sabah ‘nas’a dayalı Türk modelini ilan ediyorlar.
O da tutmayınca, TL’ye değer kazandırmak için aslında pul olan paramızın paspas olmaması için dolara vidalıyorlar ( kur garantili mevduat hesabı)
Netice; valla ne yaptıklarını bilen yok…
Yemin billah ederim kendileri de bilmiyor. Son beş ayda üç dört defa karar değiştirilir mi?
Soğuk bir kış günü, mesela şubat ayında, enflasyonun yüzde 50’ye vurduğunu görünce bakarsınız faizi artırmaya başlalar.
Nas dondu bile derler!
Nas Kapital’in daha kitabını yazmadılar en önemli iki teorileri vardı ikisi de çuvalladı.
Birincisi, döviz kurunu yükselterek, ihracatı artırmak, ithalatı azaltmak, cari açığı kapatarak dolar ve Euro kurunu kalıcı olarak düşürme teorisiydi. Tam tersi oldu.
Kur el yaktı.
İkincisi, faizi indirerek kredi faizlerini düşürerek yatırımı artırmak. Tam tersi oldu, faizi indirdikçe faiz artı. Dünya iktisat tarihine geçmesi gereken bir olay yaşandı.
Yakında dünyanın en önemli iktisat fakültelerinde ‘faizi indirirken faiz neden artar’ başlıklı münazaralar yapılırsa şaşırmam. Tabii ki Türkiye örneğinden yola çıkarak!
Nas Kapital’den önümüzdeki günlerde yeni bir hamle bekliyorum.
Bakalım sepetten ne yumurta çıkaracaklar!
Bu işin böyle gitmeyeceğini kendileri de biliyor.
( Not: Dün ABD’de faizin yüzde 7’ye çıktığı açıklandı. Normal şartlarda doların TL karşısında değer kazanması gerekirdi. Çünkü bu FED’in faiz artıracağı sinyali. Ama dolar kuru düştü. Yoksa Merkez Bankası kuru tutmak için yine dolar mı sattı. Yapmayın etmeyin. Bu yöntemi kaçıncı denemeniz. Olmuyor, tutmuyor. Ayrıca devletin kasasını boşaltmanız, başkasının parasını kendi paranız gibi harcamanız da ‘nas’ a aykırı; hatırlatırım)