Dün başladığım konuya devam etmeyi planlamıştım ama gazetecilik bu ne yaparsınız; sıcak konu daha az sıcak konuyu kovar.
Büyüklerimiz böyle öğretti.
Merkez Bankası’nın bu ay faiz indirimi yapmayarak, frene basması, Cumhurbaşkanı’nın faizi indirerek enflasyonu düşürme teorisini çöpe atılması anlamına geliyor.
Çok önemli…
Ülkeyi allak bullak eden teorinin çökmesi etmesi demek.
İflas…
Müsaadenizle bugün köşeyi bu sıcak konuya ayırdım. AKP’nin oy oranı yüzde 30’un altına düştü mü, düşmedi mi meselesine pazartesi devam deriz.
Güne dönelim…
Görünen o ki..
Merkez Bankası Başkanı pes etti. Çünkü Yeni Şafak yazarıyken faizi indirildikçe enflasyonun aynı oranda ineceğini savunuyordu. Erdoğan’ın fikirlerini destekliyordu. Bu sayede Merkez Bankası Başkanı oldu.
Hedefi faizi tek hanelere indirerek enflasyonu da yüzde 10’un altına çekmekti.
Piyasaya baltayla girdi.
Eylül ayında faiz indirmeye başladı, Ekim ayı oldu. Piyasa yapmayın etmeyin, bu ayı pas geçin, sözümüz havada kalmasın diyorsanız, hiç almazsa 50 baz puan indirin diye yalvardı…
Sen misin öyle diyen Merkez Bankası, daha doğrusu kendilerini uzman zanneden ama emirle iş yapan para kurulu üyeleri baltayı piyasanın göbeğine vurdu.
Faizi iki puan indirdi.
İktisat diliyle 200 baz puan…
Dolar infilak edince, enflasyon uçtu. Domatesin fiyatı bile ikiye katlandı.
Ne alaka diyeceksiniz?
Kısaca izah edeyim, üretici malını yurt dışına dolarla satıyor, parasını dolarla nakit alıyor. Aynı ürünü aynı fiyatla iç piyasa satarsa, parasını senetle üç ay sonra alıyor. Üç ay sonra dolar kuru ne olur belli değil! En iyisi ver yabancıya al Euro’yu, doları…
(Bir parantez açayım… Halk TV’de beraber zevkle program yaptığımız Seda ve İbrahim’le birlikte aylardır bu meseleyi gündeme getiriyor, konuşuyor /tartışıyoruz. İbrahim, yaş sebzeyi kastederek ihracata dayalı fakirleştiğimizi savunuyor. Haklı çıktı. Bu konuda daha kapsamlı makaleler yazmasını bekliyorum. Parantezi kapattım)
Gelelim Aralık ayına… İktidarın dönüm noktası dediği güne…
20 Aralık gecesi kamu banklarının birbirlerine dolar satarak kuru düşürdükleri iddia ediliyor. Meseleye uyanan veya tüyo alıp devreye girenlerde vardır tabii…
O gece ne olup bittiği, doların üç/dört saatte 18 liradan 11 liraya nasıl indiği günün birinde ortaya çıkacak.
Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarının kimlere gittiği gibi 20 Aralık gecesi 7 milyar doların da nasıl buharlaştığını er/geç öğreneceğiz.
Bu gök kubbede hiçbir şey gizli kalmaz.
20 Aralık gecesi çok önemli ama bence 14 Aralık daha önemli. Bana göre büyük operasyonun başlangıç tarihi…
Niye mi?
Merkez Bankası, faizi daha da aşağıya indirirse dolar kurunun dört peş puan artacağını bildiği halde… Kur artışı nedeniyle benzin, mazot, elektrik, doğalgaz fiyatlarının anormal artacağını bildiği halde… Maliyet artışı nedeniyle enflasyonun ikiye katlanacağını bildiği halde.
Faizi yüz baz puan indirdi…
Doları 18.5 liraya…
Euro’ya 20 liraya çıkardı...
Neden?
Tarihi soru bu...
Altı gün sonra hükümet kamu bankaları üzerinden operasyon yaparak doları 11 liraya çekti.
Kim faydalandı?
Şakır şakır dolar satan halkımız değil. Maliye Bakanı’na göre küçük yatırımcı büyük zarar gördü.
O halde kar eden kim?
Sorum açık ve net…
Aralık ayında enflasyonun geçici olduğunu söyleyerek faiz indiren Merkez Bankası Para Kurulu bu ay (dün) enflasyonun kalıcı olduğunu ima ederek neden faizi indirmedi?
Neden?
Hani faiz inince enflasyonda inerdi. Hani faizi indirmek ‘nass’ ın gereğiydi?
Ne oldu?
O zaman geriye bakıp sormak gerekir. Aralık ayında şartlar aynıyken neden faizi yüzde 15’ten yüzde 14’e indirdiniz?
Şu anda yüzde 14 diye bir faiz oranı var mı? Yüzde 14’lük faiz oranı Merkez Bankası’nın Bankalara peşkeş çekme parası oldu..
Özür dilerim ama, 14 Aralık günü piyasaya kafa tutup faizi indirip kuru yükselterek birilerine bilerek veya bilmeyerek hizmet ettiniz.
Operasyon 20 Aralık akşamı olmadı. 14 Aralık günü oldu…
Para Kurulu üyeleri marifetiyle…
Bu işi soruşturması gerekir. Soruşturması gereken kurum kim?
MASAK…
Sayın para kurulu üyeleri…
Faizi paldır küldür indirdiniz kuru zıplattınız. Son 20 yılın en büyük zamlarının yapılmasına vesile oldunuz. Sayenizde dolar yedi/ sekiz liralardan on üç lira elli kuruşa çıktı. Benzin doları geçti.
İçiniz rahat mı?
Evinize gittiğinizde eşinizle aynı yatağı girip sarıldığınızda, çocuğunuzu öptüğünüzde sayenizde açlıktan inim inim inleyen insanlar aklınıza geliyor mu?
Rüyanıza giriyor mu?
Yoksa… Canları cehenneme ben keyfime bakarım mı diyorsunuz?
Merkez Bankası Başkanı size de soruyorum.
İçin rahat mı?
Faizi, eylül ve ekim ayında indirmediğinize kızmıyorum. Biliyorum Saray’ın talimatıyla yaptınız. Hani şu faiz sebep enflasyon sonuçtur inadını gerçekleştirmek için.
Kasım ayında neden indirdiniz?
Hele hele Aralık ayında… Döviz kurunun patlayacağını bildiğiniz halde neden faizle oynadınız. O gün yaptığınız doğruysa bugün neden faizi indirmediniz?
Şahap bey, yoksa siz de artık faizi indirerek enflasyonun düşmeyeceğini mi gördünüz? Eğer böyleyse yaptığınız Saray’a ihanet…
Nass’ı inkar demek…
Piyasa şartları falan demeyin. Eylül ayından beri piyasa şartlarına kafa tutarak anamızı bellediniz. Enflasyonu yüzde 16’lardan yüzde 36’lara çıkardınız. Belki de bu ay yüzde 50’yi aşacak.
Sayenizde…
Bu ay faizi indirmemeniz istifa mektubu gibi…
Ayrıca…
Erdoğan’a başkaldırı ve ihanet!..
Çünkü yıllardır savunduğu faiz sebeptir enflasyon sonuç teorisi Para Kurulu’nun onayıyla resmen çöpe atıldı.
Diyeceksiniz ki daha önce de denenmişti ama bu sefer bedelini halk ödüyor. Hem de en ağır şekilde…