Geçen hafta Erdoğan Gezi protestolarına katılan veya destekleyen kadınlara sürtük erkeklere de çürük demişti…
Çürük ne demek?
Sürtük ne demek?
Mevzuuna girmeyeyim. İkisi de ağır hakaret. Yenir yutulur cinsten değil. Halk TV’deki yayında (Seda/Ozan/ben= neden sonuç programı) Erdoğan’ın bu hakareti bilerek, isteyerek mi yaptığı yoksa öfke patlaması sonucu ağzından mı kaçtığı konusunu sıcağı sıcağına, uzun uzun konuştuk.
Yorumum planlı bir hakaret olduğuydu. Hatta seçim kampanyasını bu söylem üzerine kurulacağını da iddia ettim…
Maalesef yanılmamışım…
Erdoğan hafta sonu partisinin milletvekillerine hitap ederken hakaret dilini savundu ve sürdüreceğini ilan etti.
Daha da ötesi milletin bakışını dillendirdiğini söyledi. Milletin bir bölümünün Gezi eylemlerine katılan kadınlara sürtük gözüyle baktığını iddia etti. Aynen şöyle dedi:
‘Milletimiz gezi olaylarına nasıl bakıyorsa biz de aynı pencereden bakıyoruz. Milletimiz gezicileri nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz.’
Kullanılan yakıştırma; sürtük, çürük!...
Görünen o ki Erdoğan Gezi üzerinden milletin bir kısmını, milletin öteki kısmının karşısına dikme niyetinde.
Ama… Dokuz yıl sonra zor.
O gün yirmi yaşında olan yirmi dokuz yaşına geldi. Otuz yaşında olan otuz dokuz yaşında oldu. Gezi’ye katılanlarla katılanlara yuh çekenler o günleri çoktan unuttu. Çoğu aynı masada buluştu. Çoğu artık aynı masada oturuyor.
Onları yoksullukta buluşturan kendisi...
Bu sebeple Erdoğan’ın çabası beyhude!...
Erdoğan bununla da kalmadı. Kendini Türkiye’nin yerine koydu. Ben devletin ta kendisiyim dedi/demek istedi.
Devletin yegâne sahibi olduğunu ilan etti.
Buna süper ego mu dersiniz, ego patlaması mı sayarsınız bilemem. Ama sözlerinin adresi ülkenin güvenlik güçlerine, savcılarına, hakimlerineydi...
Sözleri aynen şöyle:
‘Dünyada her kim bu kardeşinize saldırıyorsa aslında Türkiye’ye saldırıyor demektir.’
Mesajı açık ve net değil mi?
Erdoğan’a laf söyleyen Türkiye’ye laf söylemiş sayılacak…
Erdoğan’ın yaptıklarına karşı çıkan devlete karşı çıkmış olacak…
Ama Erdoğan istediği kişiye istediği şeyi söyleyebilecek. İstediği hareketi yapabilecek. Hem de millet adına söylediğini iddia ederek.
2022 yılının kasım ayında mı olur 2023’ün ilkbaharını beklerler mi kendilerinin bileceği iş. Ama seçim sürecinin zorlu geçeceği belli.
Erdoğan millet adına konuşacak. Erdoğan’ın söylediği milletin sesi olacak.
Erdoğan’a söylenen sözler Türkiye’ye karşı söylenmiş sayılacak. Türkiye düşmanlığı kabul edilecek.
Yani vatan hainliği…
Zor günlere hazır olun.