Meşhur sözle başlayayım: Bayram değil, seyran değil.
Hakikaten de ne bayram ne seyrandı. Bayrama henüz birkaç gün vardı. Ferahlama ve gezinti/gezinme anlamına gelen seyran ise karşılığını bulmakta en zor dönemi yaşıyordu. Neyi kastediyorum?
Adalet ve Kalkınma Partisi'nde Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten, İstanbul seçimlerinde "Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu" sözünün mucidi olarak bilinen Ali İhsan Yavuz DHA'ya bir röportaj verdi. Muhalefetin erken seçim çağrıları tam da bayram arefesinin yaklaşması nedeniyle gündemden düşmüş, 15 Temmuz törenleri geçeli üç gün olmuştu.
Ali İhsan Yavuz, bu "durduk yere" verdiği röportajın bir yerinde, partisinden daha önce duymadığımız bir netlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kariyer ömrü biçti ve "(...) Seçime gidilmesi halinde Sayın Cumhurbaşkanı'mız kendi siyasi hayatını, siyasi ömrünü de bir anlamda azaltmış oluyor" ifadesini kullandı. Devamını da "Demek ki nereden bakarsanız bakın Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da seçim kararı alması asla kata muhtemel gözükmüyor" diye getirdi. Öncesinde olası bir seçimin kargaşa getireceğini savunarak cümleler kurmuştu.
Peki... Madem gündemde seçim yoktu, olsa da kargaşa yaratırdı.
O halde Yavuz neden bir röportaj verme ihtiyacı hissetti ve neden bu röportajda daha önce parti cenahından söylenmeyen bir çıkışa imza attı?
Manzara şu: Erdoğan'ın adaylığı ortada. MHP liderinin tam desteği berrak. Millet İttifakı ilkeleri işaret ediyor ve zaman zaman kamuoyunda çeşitli isimler tartışılıyor. Bu tartışma toplumu bir çözüm arayışı üzerinde düşünmeye iterken, Cumhur İttifakı cephesinde adayın olasılığı üzerine bir "hikaye" veya "sav" ortaya konmuyor. Zira aday net, geçmişi belli, yaptıkları veya yapmadıkları ortada.
O halde ilk seçimde Millet İttifakı'nın adayını proje, çözüm ve hikaye ekseninde sahada göreceğimiz açık. Üstelik ısrarla vurgulanan ilkeler listesiyle birlikte... Şüphesiz bir hikaye yazma girişimi.
Peki ya Erdoğan? Meydanlarda mevcut hali mi savunacak? Yeni bir hikaye için argüman kullandığında 20 yıllık muhasebeden nasıl sıyrılacak? En temel seçim kararı olması beklenen ekonomide yeni bir hikaye yazması olası mı?
Geriye tek "hikaye" kalıyor. Engellenme ihtimali...
2018'deki seçimden bu yana ara sıra konuşulan "Erdoğan'ın bir daha aday olma hakkı yok" meselesi... Hem tartışmaları hem de parti ve Erdoğan'ın verdiği yüksek perde yanıtlar hafızamızda.
Peki gerçek neye ışık tutuyor?
Seçimin belirlenen 2023 yılında yapılması halinde Erdoğan'ın bir daha aday olamayacağına ilişkin çok sayıda hukukçu görüş beyan ederken Anayasa'nın 101'inci maddesinin 2'nci fıkrasına atıf yapmıştı: Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Aynı hukukçular bir ayrıntıyı daha vurgulamıştı. Anayasa'nın 116'ncı maddesinin 3'üncü fıkrası "Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir" diyordu.
Bu yüzden; Ali İhsan Yavuz'un söylediği "Seçime gidilmesi halinde Sayın Cumhurbaşkanı'mız kendi siyasi hayatını, siyasi ömrünü de bir anlamda azaltmış oluyor" sözünü nereye oturtacağımızı bir kez daha düşünmek gerekiyor. Yavuz, adaylığın engellenebileceği yönünde bir tartışma başlatmak istese elinde hukuki bir dayanak yok zira yasalar aksine, erken seçim halinde Erdoğan'ın siyasi ömrünü uzatma şansını veriyor. Normal bir seçim takviminde ise adaylığının mümkün olmadığını söylüyor.
Bu durumda soru şu: Ali İhsan Yavuz, Erdoğan'ın olası bir erken seçimde kaybedeceğine işaret etmekten başka neyi vurgulamak istemiş olabilir?
Cevap, geçmişteki "adaylık" tartışmalarında yatıyor. O günlerde, seçim zamanında yapılsa da Erdoğan'ın aday olabileceğine ilişkin savlar okuduk. İktidara yakın isimler, 2017 Anayasa Değişikliği ile birlikte Cumhurbaşkanlığı makamının anayasal statüsünün değiştirildiğine ve ilk adaylığın 2014 değil 2018 olduğunu savunmuştu.
Gelelim Af Talebi kitabında konuşan kaynaklara... Ne kitaptaki kulislerinin tek satırı, ne de geçen haftaki yazımdaki "anket" detayları hiçbir yalanlanmaya muhatap olmadı.
O kaynaklar, olası bir seçim gündeminde; Millet İttifakı kurmayları gündeme getirmese de "Erdoğan bir daha aday olabilir mi?" sorusunun kamuoyuna tartıştırılacağını söylüyor. Hem seçimin zamanında yapılacağının savunulup hem de "aday olabilir mi?" tartışmasının Erdoğan'a bir mağduriyet yaratabileceği düşünülüyor.
Ali İhsan Yavuz'un yaptığı bir ön yoklama olsa gerek. Bir siyasi olta...