Bir süredir dışarıyla kavga, içeride zaten hep kavga politikası izliyordu. İçerisi aynen kaldı, hatta daha da sertleşme emareleri gösterdi. Dışarıda ise değişiklik var.
Hükümet (yani tek başına Erdoğan) posta atma, kafa tutma, hesap sorma, bedel ödetme politikasından vazgeçti.
Yumuşadı da denebilir…
Bunun en tipik örneği Birleşik Arap Emirlikleri. Düne kadar 15 Temmuz’un finansörü olarak suçladığı Emir’le ilişki aile muhabbetine dönüverdi. Emir Ankara’da turkuaz halılarla karşılandı.
Ne oldu da 180 derece dönüldü derseniz; Ankara’nın parası bitti. Swap mwap ne olursa acil paraya ihtiyaç var…
Sırada İsrail Cumhurbaşkanı’nı karşılama töreni var. Bu ayın ortalarında gelmesi bekleniyor. Davos’taki ‘one minute’ den sonra bu düzeyde ilk temas olacak. 13 yıl sonra Dışişleri bakanları geçtiğimiz ay ilk kez telefonla konuştu.
13 yıl neden küs kaldığımızı neden barıştığımızı bilen var mı?
Neyse, iyi oldu, Doğu Akdeniz’de tek başımıza kalmıştık.
Bu arada Mısır’la da ilişkileri düzeltmek istiyoruz ama Cumhurbaşkanı Sissi ayak sürtüyor. Kahire’yle de ipler 2013 yılından beri kopuk. Büyükelçimizi çektik köprülere attık. Askeri darbeden sonra ne oluyor ne bitiyor diye Kahire’ye heyet gönderen CHP’yi vatan haini bile ilan ettik.
Sisi naz yapıyor. Valla haklı da. Ankara darbeye karşı çıkmakla bir ülkenin iç işlerine taraf olma arasındaki ince çizgiyi karıştırdı.
Daha doğrusu çizgiyi aştı. Erdoğan, İhvan’ı destekleyip partisinin kongrelerinde ‘Rabia’ işareti yaptırarak resmen taraf olmuştu.
Dikkatinizi çekti mi?
Bir yıldır Rabia yok. Rabia unutuldu.
Erdoğan BAE’ye iadeyi ziyaret yapmayı planlıyor. Oradan Suudi Arabistan’a geçer mi?
Geçmenin yolunu arıyor. İlişkileri düzeltmenin, işleri yoluna koymanın.
Giderse gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı gündeme getirir mi?
Hani İstanbul Konsolosluğu’nda Arabistan’dan gelen cellat ekibi tarafından öldürülüp parçalara ayrılıp, bavula konulup kaçırılan gazeteciden söz ediyorum…
Erdoğan Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ni suçlamıştı. Tam anlamıyla katil damgası vurmadı ama ima etti. Azmettirici olarak suçladı.
Riyad’a giderse mecbur Veliaht ’la karşılıklı oturacak. O görüşme de mutlaka aile muhabbetiyle geçer. Kaşıkçı gündeme gelmez!..
Bu arada Ermenistan’la da barıştık. Erivan- İstanbul arasında karşılıklı uçak seferleri bugün başlıyor.
Yani Erdoğan dostluk elini sadece Arap bölgesine uzatmadı, kuzey doğu komşumuzu da gördü.
Dostluk eli değince, Erdoğan savaşın eşiğine gelen Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuğa soyunarak dünyaya barış mesajları da vermeye başladı.
İki taraf da Ankara’nın arabuluculuğunu kabul etmedi ama olsun. Erdoğan elimden geleni yapmalıyım anlayışıyla bugün Kiev’e gidiyor.
Tarih belli değil ama Putin’den de Ankara gelme sözü aldı. İnşallah başarır; barışı sağlar.
Yine dış politika kapsamında, Yunanistan’la bile buzları erittik. 2020 yazında savaşın eşiğine gelmiştik Almanya Başbakan’ı Merkel araya girmese kapışacaktık!
O günler geçti iki başkent birbirine çok nazik!
Atina’yla düzeldi ama Avrupa’yla ilişkiler limoni. Washington iyi değil, NATO’yla da. Geçen gün ABD, İngiltere, İtalya, Polonya falan 'Ukrayna‘da ne yapabiliriz' diye NATO çerçevesinde toplandılar; Türkiye’yi çağırmadılar.
İlişkileri bozan, aramıza kara kedi sokan S-400’ler..
Yeri gelmişken hatırlatayım acil hava savunma sistemine ihtiyacımız var diye 2.5 milyar dolar ödeyerek aldık aradan üç yıl geçti hala ambardan çıkaramıyoruz.
Hani acildi?
Ankara’nın Batı dünyası ile ilişkilerinin iyi olmamasının sebebi sadece S-400’ler değil. Türkiye’nin yönetim biçimi…
Onlara ne demeyin, Avrupalıyım diyorsan her alanda kurallara uymak zorundasın. Medyanın bağımsızlığından hukuka, özgürlükten, yargı mekanizmasının çalışmasına, siyasetin ekonomiye müdahalesinden mülkiyet özgürlüğüne kadar. Hatta ihalelerin nasıl verdiğine kadar!..
Dün Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Osman Kavala konusunda AİHM kararlarına uymadığı için ‘ ihlal süreci’ni başlattı.
Şimdi diyeceksiniz ki; neden tahliye etmiyorlar. Bu kadar uzun tutukluluk olur mu?
Ne dedik?
Dışarıda barış eli içeride demir yumruk.
Kavala simge daha neler var neler? Seçime doğru kim bilir neler göreceğiz neler?