Türkiye’den Suriye’ye akın var.
Yanlış anlaşılmasın.
Suriyelilerin vuslatı değil bu.
Sığınmacılar başlarına ne geleceğini kestiremedikleri için temkinli davranıyorlar. Esad’tan sonra yalnızca 25 bin Suriyeli geri dönmüş.
Sınırdaki izdiham, Suriye’de şeriatçı bir iktidar kurulacağından heyecan duyan İslamcılardan kaynaklanıyor. Herhalde hiçbir Suriyeli, onlar kadar sevinmemiştir.
Sanırsın…
Emevi Camisi’inde namaz kılarken ve Kasiyun Tepesi’nde çay içerken fotoğraf çektirmeyen İslamcı’yı Türkiye’ye sokmuyorlar.
AK Partililer de geri kalmıyor.
En son Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam’a gitti.
‘Kravatlı mücahit’ Colani ile ortak basın toplantısı yaptı.
“Reis” diye hitap ettiği Colani ile Kasiyun’a çıkıp çay içtiler.
Leblebicinin günahı neydi?
“O zaman leblebici M.’nin günahı neydi kardeşim?” demekten kendimi alamıyorum.
M., Çorum Sungurlu’da leblebi dükkanı işleten bir İslamcı.
Suriye’ye bir kez yasadışı yollardan gitti.
Bugün adı HTŞ olan El Nusra’nın sempatizanıydı.
“Zulme karşı oldukları ve Suriye halkına yardım ettikleri için El Nusra’ya sempati duyuyorum” demişti. “El Nusra, Amerika'ya göre terörist, bana göre değil” diye eklemişti.
Leblebici M., Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Dava 29 Eylül 2022’de bitti ve M., silahlı örgüt üyeliğinden altı yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı.
İki yıl geçti.
Şimdi HTŞ’ye sempati duymayanı ayıplıyorlar.
Geçtim, örgüt üyelerine yardımı…
Colani çay içmek diplomatik zafer sayılıyor.
Yasalara göre HTŞ’nin terör örgütü kabul edildiğini hatırlatanlar Esadçı ilan ediliyor.
8-10 bin savaşçısı var
Türkiye’yi yönetenler Suriye’de aktör olmak için devletin HTŞ arşivini ve hafızasını yok sayıyor. En kapsamlı bilgiler leblebici M.’nin ceza aldığı Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında…
Devletin HTŞ hakkındaki istihbarat arşivi şöyle:
-HTŞ’nin amacı Esad’ı devirip El Kaide ideolojisine dayalı bir devlet kurmak.
-Üst düzey yönetici kadrosu Iraklı ve Suriyeli.
-Biatın hâkim olduğu gizli ve karmaşık bir teşkilatı var.
-El-Kaide’ye biat etmediğini açıklasa da felsefesi ve harekât tarzı El-Kaide ideolojisine dayanıyor.
-Suriye’de düşük yoğunluklu çatışmalar icra eden küçük hücre yapılanmalarına, hâkim oldukları alanlarda askeri birliklere sahip.
-İnsan gücünü üç kaynaktan alıyor. Bir: Suriyeli Sünni Araplar ile Libya, Tunus ve Suudi Arabistanlılar. İki: Devlet otoritesinin zayıf olduğu Afganistan, Kafkasya ve diğer Arap ülkelerinden gelenler. Üç: Avrupa’daki göçmen Müslümanlar.
-Silah ve mühimmat kaynağı; Irak silahlı kuvvetleri ve Suriye’de ganimet adı altında ele geçirilenlerden oluşuyor.
-Küresel ağdan faydalanarak elde ettiği paralar ile silah tedarik ediyor. Batılı devletlerin muhalifleri desteklemek için gönderdikleri silahları ele geçiriyorlar.
-8-10 bin arasında savaşçısı var.
-Askeri yapılanmasında 10 tugay, keşif ekibi ve keskin nişancı alayları yer alıyor.
-Saldırı kararları ‘Fethul Mubin Operasyon Odası’nda alınıyor. Bu merkezin amacı, silahlı gruplar arasında koordinasyon kurmak.
-İdlip’te askerlik şubeleri var.
Türkiye’de savaş için para topluyorlar
-Türkiye’de silah temini amacıyla para topluyorlar. Afganistan, Pakistan ve Suriye’de ölenlerin ailelerine maddi yardım sağlıyorlar. Dernek adıyla mescit oluşturuyorlar. Suriye’ye yasadışı yoldan geçmek isteyenlere aracılık ediyorlar.
İntihar eylemleri yaptılar
-HTŞ ılımlı muhalif görüntüsü vererek, kabul görülme arayışı içerisinde.
-Gelir kaynakları şeffaf değil. Fidye için insan kaçırmaktan ve tarihi eser kaçakçılığından gelir sağlandığı biliniyor.
-Din dışı gördüğü Hristiyanlar, Nusayriler ve diğer azınlıklara karşı da eylemlerde bulundu.
-Şehirlerde bombalı intihar saldırıları düzenlerken, kırsalda ise koordineli saldırılarla yerleşim yerlerine hâkim olmaya çalışıyor. Genellikle bomba yüklü araç patlatma, motosikletli canlı bomba ve el yapımı patlayıcı kullanıyor.
Bizi tehdit görüyor
-Ülkemizin dış politikada izlediği siyasetin uygun görülmediği ve İdlib’e yönelik politikamız konusunda bizi tehdit olarak değerlendirdikleri biliniyor.
-Suriye’de iç savaşın sürmesinde önemli bir faktör olmakla birlikte, kendisine bölgesel ve politik boşluk sağlama avantajını yaratmak için çatışmayı körüklüyor.
-El-Kaide ideolojisi benzeri istihbarat çalışmaları yürüttüğü, hücre tipi yapılanmaları ile eylemselliğini sürdürdüğü göz önünde bulundurulduğunda, bu durumun ülkemiz ve bölge ülkeleri açısından risk oluşturduğu değerlendiriliyor.
-HTŞ, bugün için ülkemiz açısından önemli ve ciddi bir tehdit olarak belirmektedir. DEAŞ eski gücünü kaybetmiştir. Böyle bir ortamda, sahip olduğu ekonomik imkânlar, insan ve silah kaynağı, ideolojisi ve bu ideolojiyi yaymak adına yaptığı propaganda faaliyetleri dikkate alındığında HTŞ’nin daha güçlü şekilde ortaya çıkabileceği öngörülüyor.
-Ülkemizde silahlı eylemi bulunmasa da taban kazanma ve eleman temini faaliyetlerini sosyal medyada ve internet aracılığı ile devam ettirmeleri, ülkemizde birçok vatandaşımızın ölmesine sebep terör saldırıları gerçekleştiren El Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle geçmişte yakın ilişkilerde bulunması, mensuplarının örgütler arasında geçiş sağlayabilmesi, aynı ideolojik kaynaklardan beslenmeleri, güç sahibi oldukları bölgelerde gerçekleştirmiş oldukları silahlı eylemler ile mahkeme kararları ve uluslararası kuruluşların ülkemizce de onaylanan kararları göz önünde bulundurulduğunda terör örgütü olduğu değerlendirilmektedir.
TikTok cincisi çarpıyor!
Son yıllarda bütün merdivenaltı tarikatlar tekke ve dergahlarını sosyal medyada açıyor.
Ortalık TikTok şeyhlerinden, Facebook mehdilerinden ve Instagram vaizlerinden geçilmiyor.
Muskacısı da burada, cincisi de üfürükçüsü de.
Çarpan çarpana!
TikTok’ta kendisini Menzil Kadir Hoca diye tanıtan şarlatan da bu dolandırıcılaran biri.
Kaşık büyüsü diye para istedi
Özel sektörde yönetici olan üç çocuk annesi H.G., 23 Aralık’ta Tiktok’ta ‘Menzil Kadir Hoca’ adlı dolandırıcının hesabına giriyor. Hesaba göz gezdirdiğinde, eşleri kendileriyle, çocuklarıyla ve evleriyle ilgilenmeye başladığı için teşekkür eden kadınların mesajlarını görüyor.
Eşiyle arası bozuk olan H.G., mesajlardan etkilenerek, sayfada belirtilen numarayı arıyor. Ancak normal aramalara kapatıldığından ulaşamıyor. Daha sonra ‘Menzil Kadir Hoca’ adlı uyanık, WhatsApp üzerinden kadına dönüyor.
H.G., bilgi istiyor.
Sözde hoca, H.G.’ye eşi ve ailesiyle ilgili, hatta eşinin 1997’de trafik kazasında ölen ağabeyine kadar tüm bilgileri sayıp döküyor.
“Sana ve eşine kaşık büyüsü yapılmış. Bu büyüyü bozmak için 2.000 TL göndermelisin” diyor.
H.G., gönderiyor.
Beş dakika sonra “Çok büyük bir sorun var. Kurban kesmemiz lazım. 12 bin TL yolla” diye ekliyor.
H.G., ikiletmiyor.
Paranın tadını alan şarlatan, “Bu parayla bozulmaz. 35.000 TL lazım” şeklinde konuşuyor.
H.G., dolandırıldığını anlıyor.
Telefonda “Sizi şikayet edeceğim” diyor.
Sözde hoca “Eşini arar, söylerim. Sana cinleri musallat ederim” diye tehdit ediyor.
H.G., başından geçenleri eşi T.G.’ye söylüyor.
T.G., WhatsApp’tan “Parayı geri gönder” diye yazıyor. Adam küfredip engelliyor.
T.G., yaptığı araştırmada, Tiktok’ta kullanılan profil fotoğrafının metafizikçi Mehmet Karakoç’a ait olduğunu öğreniyor. Karakoç’la iletişime geçiyor. Karakoç, bu kişiye dava açtığını kaydediyor. T.G., çok sayıda kadının da mağdur olduğunu öğreniyor.
Karı- koca savcılığa giderek, şikayetçi oldu.
Bana ulaşan T.G., “Bu şahıs benim, eşimin, sülalemizin kişisel verilerine nerden ve nasıl ulaştı. Bu bilgileri nerden temin etti?” diye haklı olarak soruyor.
Dün ‘Menzil Kadr Hoca’ adlı hesabı incelediğimde, kadınların teşekkür mesajlarını ilahiler eşliğinde paylaştığını gördüm.
Tezgah işliyor.
Niçin bu dolandırıcıya kimse dokunmuyor?
Yoksa ‘Cumhuriyet savcıları’ da mı cinleri üzerine salmasından korkuyor?