Cumhurbaşkanı kendi adına çok akıllı bir iş yaptı. Ne de olsa siyasetin kurdu…
Saadet Partisi Genel Başkanı ile görüşürken sistemin tıkır tıkır işlediğini ülkenin dört dörtlük olduğunu tek sıkıntının yüzde 50+1 olduğunu söyledi.
Ülke yönetimiyle, ülkenin bu haliyle ( bi parantez açayım, kimi uçuyoruz diyor, kimi batıyoruz diyor, siz ne diyorsunuz?) yüzde 50+1’in bir alakası yok ama Erdoğan varmış gibi sundu.
Sohbet arasında şikayet edermiş gibi yaptı. Hata yaptıklarını söyledi.
Bu sözlerinin piyasaya yayılacağını biliyordu.
Bu sözlerinin tartışma yaratacağından emindi.
Bu sözlerinin yüzde 50+1’i gündemin ilk sırasına çıkaracağını adı gibi biliyordu.
Nitekim öyle oldu…
50+1 meselesi kenarından kıyısından didiklenmeye başlandı. Öncü kuvvetleri sahaya sürdüler. Belli ki bir süre sonra bakanlarıyla, vekilleriyle, gazeteleriyle, yazarlarıyla yüklenecekler.
Cumhurbaşkanı’nın yüzde 50+1 ‘e karşı olmasının, değiştirilmesi için zemin yoklamasının nedeni açık ve net…
Bir daha seçilemeyeceğini biliyor, görüyor…
Peki AKP’liler niye karşı?
Erdoğan’ı kurtarmak için diyeceksiniz. Tabi öyle de topluma sundukları gerekçeleri ne? Erdoğan’ı kurtarmak için demeyeceklerine göre…
Efendim 50+1 suni ittifaklara neden oluyormuş. İyi Parti ile HDP yan yana gelmesi imkansız iki parti yüzde 50+1 nedeniyle bir araya gelmiş. Bu sebepten bu barajın kaldırılması gerekirmiş.
Gerekçeye bakın…
Sade suya tirit derler ya o kıvamda.
Daha karşılarındaki 6+1 partiden oluşan ittifakın neden kurulduğunu anlamış değiller.
O ittifak ülkeyi biraz da biz yönetelim ittifakı değil…
O ittifak Erdoğan’ın karşısına birini çıkarma ittifakı değil…
O ittifak Erdoğan karşıtlığıyla kurulmuş ittifak değil…
O ittifak rejimi değiştirme ittifakı…
O ittifak demokrasi ittifakı…
O ittifak keyfiliğe son verme ittifakı…
O ittifak tek adam rejimini ortadan kaldırma ittifakı…
O ittifak kuvvetler ayrılığını yeniden hayata geçirme ittifakı…
O ittifak kurumları yeniden kurma, devlet çarkını yeniden çevirme ittifakı…
O ittifak parti devletine noktayı koyma ittifakı…
O ittifakın yüzde 50+1 ile derdi yok. O ittifakın rejimle derdi var.
AKP’liler bunu göremiyor, görseler bile söyleyemiyor!..
50+1’i ısıtamaya bütün olan bitenin müsebbibi ilan etmeye hazırlanıyorlar. Yarın öbür gün ekonomik krizin sebebi de bu derlerse şaşırmam. Gerçi Cumhurbaşkanı ekonomide bir sorun olmadığına halkın memnun ve mutlu olduğuna inanıyor.
Peki hakikaten ahali Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi mutlu ve memnunsa. Hiçbir sıkıntı yoksa. Ülke dört dörtlükse…
Yüzde 50+1 derdi neden? Ülkeyi dört dörtlük yöneten kişi yüzde 50 değil, yüzde 60 alır… halkımız, daha doğrusu seçmen kadirşinastır.
Eğer bu ülke Cumhurbaşkanı’nın gördüğü Türkiye ise kendisi için yüzde 50 çantada keklik.
Eğer bu ülke muhalefetin anlattığı Türkiye ise yüzde 30 bile zor.
Saray uçuyoruz diyor, muhalefet ve kahir ekseriyet batıyoruz diye feryat ediyor…
Bu kadar büyük fark olur mu diyeceksiniz?
Olur, olur…
Friedrich Engels’in bir sözüyle yazıya noktayı koyayım.
150 yıl önce bu farkı izah etmiş… Demiş ki; insan sarayda yaşarken ayrı, kulübede yaşarken ayrı düşünür…