AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, seçime altı ay kala zafer ilan etmiş görünüyor. Hürriyet’ten Hande Fırat’a verdiği söyleşide AK Parti’nin oy oranının yüzde 42, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise yüzde 52 olduğunu savunuyor. Bu rakamlar 2018’deki son genel seçimde AK Parti ve Erdoğan’ın aldığı oyun, küsuratları saymazsak, birebir aynısı!
Nasıl olabilir bu?
Basit bir mantık yürütelim.
Bakın…
Aradan geçen dört yılda dolar 4,75 TL’den 18,63’e yükselmiş. TÜİK’e göre enflasyon yüzde 15’ten yüzde 85’e fırlamış. Pahalılıktan alım gücüne, işsizlikten kira fiyatlarına, mazottan doğalgaz ve elektrik faturasına varıncaya kadar her bir ekonomik gösterge tepetaklak olmuş.
Esnaf siftahsız gün geçiriyor.
Çiftçiler Ziraat Bankası önünde traktörlerini yakıyor.
Kredi kartları patlamış.
Kimse eski muhitinde oturamıyor artık.
Eskisi gibi tatile gidemiyor?
Dikkate değer bir bölümü AK Parti’ye oy veren dar gelirlilerin hayatındaki hemen her şey değişmiş. Ancak pusuladaki tercihleri aynı kalmış; mührü yine ampule vuracaklarmış, öyle mi?
“Acaba” diyorum, “Şen, bu anketi AK Parti’nin mitinginde mi yapıyor?”
MHP beş ay sonra geriledi
Çünkü MetroPoll Araştırma’nın kasım ayındaki saha çalışması Şen’i doğrulamıyor. Metropoll’e göre mayıs ayından beri yükselişte olan AK Parti altı ay, MHP ise beş ay sonra oy kaybı yaşadı.
Katılımcılara, bu pazar seçim olsa kime oy verecekleri soruldu.
Yüzde 29.6’sı AK Parti’ye, yüzde 20’si CHP’ye, yüzde 10.3’ü HDP’ye, yüzde 9.1’i İyi Parti’ye, yüzde 6.7’si ise MHP’ye vereceğini söyledi. Yüzde 19.1’i kararsız/protesto oy/cevapsız olarak dağıldı. Yüzde 4.4 ise diğer partileri destekliyor.
Kararsız/protesto oy/cevapsızlar dağıtılınca…
AK Parti yüzde 36.5’e, CHP yüzde 24.7’ye, HDP yüzde 12.7’ye, İyi Parti yüzde 11.2’ye, MHP de yüzde 8.2’ye çıkıyor.
MetroPoll’ün araştırmasına göre nisan ayında AK Parti’nin oyu kararsızlar dağıtılmadan önce 25.2 olarak tespit edilmişti. Bu oran mayısta yüzde 26.5’e, haziranda yüzde 27.6’ya, temmuzda yüzde 28.2, ağustosta yüzde 28.7’ye, eylülde yüzde 29 ve ekimde yüzde 31.9’a çıktı. Ancak kasımda yüzde 29.6’ya düştü.
Aynı şekilde MHP haziran ayında yüzde 4.5, temmuzda yüzde 5, ağustosta yüzde 6.1, eylülde yüzde 7.9 ve ekimde 8.8’e yükseldi. Kasımda ise yüzde 6.7’ye indi.
Düşüşün iki nedeni
MetroPoll Araştırma’nın sahibi Özer Sencar, AK Parti ve MHP oylarındaki düşüşün iki nedeni olduğunu belirtiyor. İlki, temmuzda maaşlara yapılan zamların etkisinin sıfırlanması.
Sencar, şöyle diyor:
“İnsanlar yine geçim sıkıntısına düştü. Resmi rakamlar daha az gösteriyor ama aylık enflasyon yüzde 10-15 civarında. Hükümetin yaptığı maaş zammı yüzde 40’tı. Bu zam insanları ancak dört ay rahatlattı. O zamların etkisi kalmadı. Geçim sıkıntısı ve parasızlık insanların canına tak etti.”
Sencar’a göre ikinci neden de AK Parti’nin HDP’yi ziyareti ve MHP’nin bu ziyareti desteklemesi oldu.
Sencar:
“AK Parti’nin HDP’ye gitmesi, MHP’nin de gidişi savunması, iki partide kendisine ‘Atatürkçü’ diyenlerin uzaklaşmasına sebep oldu. Bu kişiler kararsızlara gitmiş. Kararsızlar geçen ay yüzde 12’ydi, bu ay yüzde 19 oldu.”
MetroPoll araştırmasında HDP ziyaretine ilişkin soruya verilen yanıtlar Sencar’ı haklı çıkarıyor. Katılımcıların yüzde 41.5’i ziyareti olumsuz, yüzde 29.8’i ise olumlu buluyor. Yüzde 23.5’i ziyaretten haberdar olmadığını söylerken, yüzde 5.6’sı fikir belirtmiyor.
Ancak Cumhur İttifakı’ndaki bu düşüş, muhalefeti erken zafer havasına sürüklememeli. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan ve Katar’dan temin ettiği borçla ekonomiye sıcak para sokuyor ve çarkların dönmesini sağlıyor.
Diğer taraftan, asgari ücrete yüksek bir zam, Emeklilikte Yaşa Takılanlara emeklilik hakkı ve kamudaki sözleşmeli çalışanlara kadro verilmesi bekleniyor.
Hele hele, seçimler yaklaşırken, Hazine kaynaklarının, gelecek kuşakları borç yükü altında bırakmak pahasına seferber edileceğini bilmek gerekiyor. Bu yüzden Cumhur İttifakı’ndaki düşüş gelecek aylarda yerini yükseliş trendine bırakabilir.
AK Partili Mustafa Şen’in oy tahmini, ağır ekonomik göstergelere rağmen sandıklara yansırsa bu, iktidarın değil, muhalefetin ‘başarısı’ olacak.
Kılıçdaroğlu ve Rifkin bir ay önce tanışmış
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Aralık’ta ilan edeceği ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ açıklaması öncesi İstanbul’da kamp kurdu.
Dün Prof. Özgür Demirtaş’la baş başa yemek yiyen Kılıçdaroğlu, hazırlıklarını sürdürüyor.
Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanlığa getirdiği ABD’li Jeremy Rifkin ile nasıl tanıştığı dünden beri merak ediliyor.
CHP lideri vizyonunu oluştururken, kurmaylarından ‘Endüstri 4:0’ alanında ülkelerin hangi hamleleri izlediklerini araştırmalarını istedi.
Kurmayları, Almanya’da Şansölye Merkel’e en önemli katkıyı Jeremy Rifkin’in yaptığını saptadı. Yaklaşık bir ay önce Kılıçdaroğlu ve Rifkin, telekonferans yöntemiyle görüştü. Riskin, görüşmede başdanışmanlık teklifini kabul etti.
Ancak Kılıçdaroğlu ve Rifkin, bugüne kadar yan yana gelme imkanı bulamadı.
3 Aralık’taki vizyon toplantısında Kılıçdaroğlu, CHP Sözcüsü Faik Öztrak ve Genel Sekreter Selin Sayek Böke salonda konuşma yapacak. Ancak Rifkin ile Prof. Daron Acemoğlu, Prof. Hakan Kara, Prof. Refet Gürkaynak ve Prof. Ufuk Akçiğit telekonferansla salona bağlanacak.
Jeremy Rifkin dışındakilerin ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ grubunun üyesi olmadığı ve yalnızca bu toplantıya katıldıkları belirtiliyor. Ancak gelecekte düşüncelerinden yararlanılacağı ifade ediliyor.