İktidar mensuplarını izliyor musunuz? İktidarlarını korumak için, koltuklarını kaybetmemek için, konforlarını sürdürmek için çok rahat iftira atıyorlar…
Siyasetçisi de aynı, bakanları da aynı, bürokratı da aynı, gazetecisi de aynı, müteahhitleri de aynı, her akşam ekrana kurulan akademisyenleri de aynı…
İftirada sınır tanımıyorlar…
Çok tuttu, çok takdir topladı ki; iktidar İstanbul Belediyesi’nin açtığı kreşlere göz dikti. Anayasa’ya göre okul öncesi eğitimi Milli Eğitim Bakanlığı verir kılıfına sarılarak paketlemek istiyorlar… Kim ne derse desin boş… Milli Eğitim Bakanı kreşleri neden kapatmak istediğini TV 100’den Fuat Uğur’a açıkladı…
Demiş ki.. 'Kimi belediyelerin kreşlerinde, kreş adı altında yasa dışı olarak sadece okul öncesi eğitim verilmekle kalınmıyor, aynı zamanda çocuklara LGBT propagandası yapılmakta ve eşcinselliği özendirici etkinlikler düzenlenmektedir. Bu durum bizim kırmızı çizgimizdir ve kesinlikle izin verilemez. Gereği yapılacak.'
Kreşleri kapatmak için kreşlere el koymak için attığı iftiraya bakar mısınız?
İBB‘nin kreşlerinde LGBT propagandası mı yapılıyormuş!
İBB’nin kreşlerinde minik kızlar lezbiyen, iki/üç/ dört yaşındaki çocuklar gay olmaya mı özendiriliyor?
Hangi kreşte bu yönde etkinlik düzenlendi…
Bakan biliyorsa açıklasın. Suç duyurusunda bulunsun… Hangi kreşte LGBT propagandası yapıldı. Çıkıp söylese ya… Söyleyemiyor, çünkü iftira et, çamur at izi kalır politikası izliyor…
Diyorum ya iftirada sınır tanımıyorlar…
Dezenformasyonla Mücadele Başkanlığı’na soruyorum … Bakan’ın bu sözleri halka yanıltıcı bilgiyi alenen yayma değil mi?
TCK’nın 217/A maddesine girmiyor mu?
Bakan’ın sözleri doğruysa hemen soruşturma başlatılsın. İki, üç, dört yaşındaki kızları lezbiyen, erkekleri gay yapmaya özendiren kişiler yargının önüne çıkartılsın… Bakan’ın sözleri doğru değilse kreşleri kötülemek, itibar suikastı amacını taşıyorsa bu yaptığı TCK’nın 214/1 kapsamına girmez mi?
Halk arasında korku ve panik yaratmak…
Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı tam da bu… Çocuğunu İBB’nin kreşine bırakan 20 bin aile arasında korku ve panik yaratmak…
Bakan suç işliyor; suç…
Bakan’ın iftira atmak kabiliyeti çok yüksek. Kreşleri hadi gel de kapat diyen İstanbul Belediye Başkanı’nı terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçlayıverdi…
Dedim ya iftira da sınır tanımıyorlar… Bakan şöyle dedi; ‘birlikte hareket ettiği terör gruplarının dilinden esinlenmiş olacak ki hukuk devletinin kurallarına meydan okuyor.’
Milli Eğitim Bakanı İmamoğlu hangi terör gruplarıyla birlikte hareket ettiğini biliyorsa neden açıklamıyor, neden suç duyurusunda bulunmuyor, neden işbirliği yaptığı terör örgütünün adını vermiyor?
Öyle işkembeden sallamakla olmuyor…
İftiracı grubun akıl hocası, önderi, idolü kim biliyorsunuz…
İftira atmakta rekor üzerine rekor kıran eski İçişleri Bakanı Soylu… Biliyorsunuz 2019 seçimlerinden önce İstanbul ve Ankara’yı CHP kazanırsa diye başladı mealen…
Zabıtalar PKK’lı olacak dedi…
Çocuklarımızı parka götüremeyeceğiz çünkü park görevlileri terörist olacak dedi…
İSKİ’yi ele geçiren teröristler suyumuza zehir katacak dedi…
Seçim kazanmak için halkı korku ve paniği sevk etmekten hakkında işlem yapılmadı. İncir çekirdeğini doldurmayan meseleler için resen soruşturma açan savcılar duymazdan geldi…
İftira yine sınır tanımadı…
Şimdi diyeceksiniz ki bunlar da bir şey mi? Montaj kasetle Kandil Kılıçdaroğlu’nu destekliyormuş gibi yayın yaparak, iftira atarak seçim kazandılar…
Haklısınız….
Pusu kurmak gibi iftira atmak da yaşamımızın parçası oluyor…