Çare belli: Doktoru değiştirin!

Gazeteci Mehmet Tezkan, Türkiye'nin ekonomik, siyası durumunu "Çare belli: Doktoru değiştirin!" başlıklı yazısı ile köşesine taşıdı. İşte Tezkan'ın yazısının ayrıntıları..

Arkadaşlar arıyor, şu işi bize tane tane anlat diyorlar…

Hangi işi?

Türkiye’de neler oluyor, ekonomi nereye gidiyor, Erdoğan ne yapmak istiyor?

Bilmiyorum…

Bu yanıtı verince soran arkadaşlar bozuluyor, konuşmak istemediğimi zannediyorlar ama gerçekten bilmiyorum.

Bilen varsa çıksın izah etsin. Merkez Bankası Başkanı dahil. Faizi indiren Para Kurulu üyeleri dahil. Saray dahil. Cumhurbaşkanı dahil.

Cumhurbaşkanı söyleyecek söz bulamadı. ‘Nass’ a sarıldı. Nass sizi bağlamıyor mu diye bir de fırça attı.

Faiz harammış!..

(Yeri gelmişken bi parantez açayım. Faizin yüzde kaçı haram yüzde kaçı değil muhabbetine girmeyeceğim. Cumhurbaşkanı’na göre yüzde 19 faiz haram ama yüzde 15 faiz olabilir. Yani helal. Kanuni Sultan Süleyman döneminin şeyhülislamı Ebussud Efendi yüzde 12 oranındaki faize izin vermişti. Üzerini günah ilan etmişti. Demek ki; nass o kadar da katı değil. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan acilen Erdoğan’a destek açıklaması bekliyorum)

Cumhurbaşkanı iktidarının 19. Yılında ‘nass’ı hatırladı. Bundan 15 yıl önce Türkiye’nin itibarı varken, oluk gibi dolar akarken ‘nass’ diye bir derdi yoktu.

Tam tersi…

"Yıllarca `biz geldiğimiz gün faizi kaldıracağız' diyen anlayışlar vardı. Buna aklımız yatıyor muydu? O zamanlar maalesef aldanarak, yatıyordu. Ama bu dünyanın gerçeği değil" diyordu.

İnanın Türkiye’ye iki binli yıllardaki gibi dolar girişi olsa faizi indirmezlerdi. ‘Nass’tan falan söz etmezlerdi.

11 Eylül ikiz kule saldırısından sonra olduğu gibi bu defa da pandemi nedeniyle dünyada para bol. ABD yağdırdı, Avrupa Merkez Bankası yağdırdı…

Adamlar parayı koyacak yer bulamıyor!..

İyi de para bu kadar bolsa yabancı bize niye gelmedi?

Şimdi diyecekler ki; batının düşmanlığı nedeniyle.

Hayır efendim, tek adam rejimi nedeniyle. Yarım yamalak demokrasi nedeniyle. Tek adamın her gün batıya kafa tutması ama bir şey yapmaması nedeniyle. Batıya korku salması nedeniyle. Yargıya emir verilmesi nedeniyle…

Adamlar gelmiyor.

Gelmeyince de dolara/Euro’ya aç olan ülke inim inim inliyor.

13 liraya merhaba demeye hazırlanan Euro bu ülkenin ayıbı değil mi? Demokratik rejimde olsak görevi Türk lirasının değerini korumak, enflasyonla mücadele etmek olan Merkez Bankası Başkanı istifa eder…

Onu Hazine ve Maliye Bakanı takip eder.

Sonunda tek kişilik hükümet yani tek adam da istifa eder. Bu ülkeyi seviyorlarsa ülkenin önünü açarlar.

Ama ne yazık ki Cumhurbaşkanı durumun farkında değil.

Niye mi?

Ülkenin halini kısaca size şöyle izah edeyim.

Sabah kalktınız, boğazınız ağrıyor, midenizde yanma var, eklem yerleriniz sızlıyor, halsizsiniz, parmağınızı kıpırdatacak gücünüz yok.

Güç bela doktora gittiniz.

Doktor hiçbir şeyin yok dedi. Sapa sağlamsın diye sizi evinize gönderdi…

Eve geldiniz, bir gün, iki gün, bir hafta geçti… Ağrıların katlanarak artması yetmediği gibi yenileri de eklendi. Sırttınız kopuyor gibi…

Yine aynı doktora gittiniz. Şikayetlerinizin arttığını bir haftadır yataktan çıkamadığınızı söylediniz..

Doktor yine sapa sağlamsın, bir şeyin yok , dedi eve gönderdi.

Ne yaparsınız?

Doktoru değiştirirsiniz.

Türkiye de doktoru değiştirmek zorunda. Hastalanan ülkeye çare bulacak olan kişi ülkenin hastalandığını kabul etmiyor.

Türkiye’de geçim sıkıntısı gibi, işsizlik gibi sorunların olmadığını söylüyormuş!

Doktorum diye geçinen, ekonominin kitabını yazdığını iddia eden kişi bırakın teşhis koyup doğru tedaviyi uygulamayı, hastalığı kabul etmiyor.

Vaziyet bu…

Damat Bakan’ın iktidarı boyunca yaptığı tek doğru iş istifa mektubuydu. Ve o mektupta hepimize yaptı uyarıydı.

Ne demişti?

At izi it izine karıştı. Cenab-ı Allah sonumuzu hayreylesin.

Amin!

Başka ne diyebilirim ki…

Türkiye Haberleri