Büyükelçi krizindeki "Ankaralı Fransız" kim?

Türkiye fırtınalı bir haftayı geride bıraktı. Osman Kavala üzerinden başlayan büyükelçiler krizi, kimin geri adım attığı sorusu üzerinden bir finale...

Türkiye fırtınalı bir haftayı geride bıraktı. Osman Kavala üzerinden başlayan büyükelçiler krizi, kimin geri adım attığı sorusu üzerinden bir finale yürüdü.

Hiç uzatmayayım. İktidar partisi kaynakları, Batı ile yaşanan krizin sadece bir mola verdiğini ve benzer krizlerin olası Suriye harekatı gündeme geldikçe yaşanacağını söylüyor. O harekat ihtimalinin, siyasi arenadan pek düşmeyeceğinin sinyalini de veriyorlar.

Bu kısa ama önemli kulisi verdikten sonra yazıda asıl değinmek istediğim noktaya gelelim.

ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda'nın Ankara büyükelçilerinin Osman Kavala çağrısı...

Şimdi gün gün ilerleyelim.

24 Ekim: Bu çağrıya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "persona non grata" talimatı vermesi üzerine "Büyükelçiler sınır dışı mı edilecek?" sorusu gündemin ilk sırasına yerleşti.

25 Ekim: Büyükelçiler "41.maddeye riayet" açıklaması yaptılar.

26 Ekim: Resmi haber ajansı ve devlet kurumu Anadolu Ajansı'ndan geniş bir portre röportaj paylaşıldı. Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Herve Magro ile mülakat yapılmıştı.

Röportaj 26 Ekim'de yayınlandığına göre; Anadolu Ajansı bu röportajı en iyi ihtimalle 25 Ekim'de yapmıştı. Röportajın uzunluğu daha önce yapılma ihtimaline de işaret ediyor. 

Zira röportajda; Fransız büyükelçinin kedi, Ankaragücü ve mutfak üzerine bile anlattıkları var.

Yani iki ihtimal var:

1- Anadolu Ajansı bu geniş portre için, henüz büyükelçi krizi çözülmemişken Fransız büyükelçi ile görüştü.

2- AA, 41.maddeye riayet açıklaması yapılır yapılmaz soluğu Fransa Ankara Büyükelçiliği'nde aldı.

İlk ihtimal, krizin çözüleceğinin önceden bilindiğine işaret ediyor. 

İkinci ihtimal ise kriz sonrası jet bir normalleşme girişimine. 

Röportajın ne zaman yapıldığını bilmediğimizden dolayı, Magro'nun "Arada sırada problemler çıkar. Her zaman böyle şeyler olur iki ülke arasında ama ben iki ülkenin, iki toplumun çok yakın olduğuna inanıyorum" yanıtını nasıl değerlendirmek gerektiği de muamma.

Not düşmek gerekir: İktidardan bu röportaja cılız bir tepki dışında ses yükselten olmadı. 

Sadece, Sedat Peker'in iddialarından sonra ilk kez kendisini gösteren AKP'li Metin Külünk, bu röportaja tepki gösteren bir mesajı alıntılayarak eleştirel bir yorum yaptı.

Başlıktaki "Fransız Ankaralı" mı?

İşte o ayrıntı da Anadolu Ajansı'nın uzun mu uzun, detaylı mı detaylı Fransız büyükelçi röportajından gelsin. 

"Türkiye’de doğup ailesiyle Fransa’ya giden, 7’den 13 yaşına kadar Ankara’da yaşayan, 2020 yılının ağustos ayında Fransa’nın Ankara Büyükelçisi olarak göreve başlamasından önce de kariyer yolu 1988 ve 2009 yıllarında Türkiye'ye düşen Herve Magro, Türk halkıyla kurduğu bağı ve ikili ilişkileri AA muhabirine anlattı."

Röportajın tamamını okumak ve krizde geri adımı kimin attığına ilişkin düşünmek için adresi biliyorsunuz.

Türkiye Haberleri