Bolu’da birden çok ‘Kartalkaya’ var

Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz yazdı...

Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında 78 insanımızı kaybettik.

Bu faciada, sonucu öngörmelerine rağmen önlem almayan otel sahipleri kadar denetim görevini yerine getirmeyenler de suçlu.

Kim onlar?

Kültür ve Turizm Bakanlığı…

İl Özel İdaresi…

Ve Bolu Belediyesi…

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada salt İl Özel İdaresi ve belediye çalışanları yargılanıyor. Bakanlık yetkililerine henüz dava açılmadı.

Özel İdare’ye ve belediyeye göre denetim görevi bakanlığa ait.

Bakanlık ise belediyeyi işaret ediyor.

Bana kalırsa üç kurumun da ihmali var.

Bakanlığa bağlı iki kontrolör 16 Aralık 2024’te otel odalarında çamaşır torbası var mı diye bakmakla yetinirken; aynı gün otelde denetim yapan belediye ise sekiz kusur saptadığı halde bakanlığa bildirmemişti.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, böyle bir sorumluluklarının bulunmadığını savunuyor. Ancak bildirseler bile “Hiçbir işlem yapılmazdı” diye düşünüyor. Kanıt olarak, Kartalkaya’dan sonra denetledikleri kurum ve kuruluşları gösteriyor. Eksiklikleri raporla bildirdikleri halde adım atılmadığını savunuyor, Özcan.

Mesela…

DİŞ HEKİMLİĞİ: YANGIN EKİBİ YETERSİZ

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığı, 13 Ocak 2025’te belediyeden yangın raporu istedi.

İtfaiye 20 Ocak’ta denetledi.

Rapordaki bulgular şu şekilde:

  • Tahliye planı, yangın ekipleri ve elektrik tesisatı yetersiz.
  • Yangında otomatik su püskürtmesi yapan ‘sprinkler’ sistemi mevzuata uygun değil.
  • İkinci acil çıkış kapıları yangına dayanıksız.
  • Yönlendirme levhaları eksik.
  • Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe uygun değil.

Bu rapor 13 Şubat’ta AİBÜ Rektörlüğü’ne iletildi.

Eksikliklerin hastane açısından risk oluşturabileceği belirtildi. Eksiklikler en kısa sürede giderildikten ve acil önlem alındıktan sonra itfaiyeye yeniden başvurulması istendi. Belediye kaynakları “Eksiklikleri giderdik, tekrar denetim talep ediyoruz’ şeklinde bir başvuru yapılmamıştır. Ve hiçbir çalışma yapılmadığını biliyoruz” diyor.

TIP FAKÜLTESİ: ALARM DEVRE DIŞI

Bolu İl Sağlık Müdürlüğü, 24 Ocak’ta AİBÜ Tıp Fakültesi İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin incelenmesini istedi.

İtfaiye 3 Şubat’ta denetledi.

Hastane 19 maddeden yalnızca üçü yönünden yeterli bulundu.

Rapordaki bulgular şu şekilde:

  • Tahliye yolları uygun değil, koridorlar malzemeyle kapatılmış.
  • Acil durumda tahliyeyi tehlikeye sokacak yapısal sorunlar var.
  • Tahliye planına ve yangın ekiplerine ilişkin organizasyon yok.
  • Yangın algılama ve alarm sistemi devre dışı, sensörler kapalı.
  • Söndürme cihazlarının bakımı düzenli yapılmıyor.
  • Duman tahliye sistemi yok.
  • Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliğe uygun değil.

Bu rapor 12 Şubat’ta valiliğe gönderildi.

Geri dönüş olmadı.

DEVLET HASTANESİ: YAĞMURLAMA YOK

30 Mayıs’ta İzzet Baysal Devlet Hastanesi’nin merkez ünitesi denetlendi.

Rapordaki bulgular şu şekilde:

  • Acil aydınlatmalar yetersiz.
  • Çocuk izlem merkezinde yangın dolabı yok.
  • Algılama sistemi var ancak çalışmıyor.
  • Yağmurlama sistemi yok.
  • Yangın uyarı butonu çalışmıyor.
  • Cephelerdeki malzemeler zor alevlenici olmalı.
  • Kazan dairesinin kapıları yangına karşı dayanıklı değil.
  • Kazan dairesinde yeterli seviyede acil durum aydınlatması yok. Elektrik panosunun kapıları yerinde değil.
  • Yapı, birinci ve ikinci derecede deprem bölgesinde olduğundan sismik hareketlerde sarsıntı kesici tertibat yok.
  • Trafo ve elektrik odalarında yangın algılama sensörü, söndürme tüpü ve otomatik söndürme sistemi yok.
  • Elektrik anahtarları uygunsuz, fişler açıkta.
  • Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe uygun değil.

Rapor 21 Temmuz’da İl Sağlık Müdürlüğü’ne gönderildi.

Geri dönüş olmadı.

T TİPİ CEZAEVİ: PERSONEL EĞİTİMSİZ, MAHKUMLAR BİLGİSİZ

Bolu T Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğü’nün talebi üzerine 12 Şubat’ta denetim yapıldı.

Rapordaki bulgular şu şekilde:

  • Yangın alarm sistemleri belli alanlarda çalışmıyor.
  • Duman dedektörleri bazı bölgelerde yok.
  • Bazı söndürme tüplerinin dolum süresi geçmiş ve bakımı yok.
  • Hortumlar kontrol edilmemiş, vanalar arızalı.
  • Bazı acil çıkış kapıları kilitli ve hızlı tahliyeye uygun değil.
  • Acil çıkış yönlendirme levhaları eksik ve görünür değil.
  • Kablo tesisatları düzensiz; aşırı yüklenme var.
  • Personel yangın tahliye ve acil durum müdahalesi konusunda yeterli eğitim almamış.
  • Mahkumlar yeterince bilgilendirilmemiş.
  • Acil aydınlatma sistemi yok.
  • Parlayıcı ve patlayıcı dedektörler yetersiz.
  • Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe uygun değil.

Bu rapor 21 Şubat’ta Bolu T Tipi Kapalı Cezaevi ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne iletildi.

Bir geri dönüş olmadı.

F TİPİ CEZAEVİ: ACİL DURUM ANONSU ÇALIŞMIYOR

Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi Müdürlüğü’nün talebi üzerine 26 Şubat’ta denetim yapıldı.

Rapordaki bulgular şu şekilde:

  • Söndürme tüpleri uygun sayıda değil.
  • Bazı yangın dolapları kilitli; bazı dolaplarda hortum yok; bazı hortumlar eski ve yıpranmış.
  • Bazı acil çıkış kapıları yetersiz. Bazıları kilitli veya eşyalarla kapatılmış. Aydınlatmalı yönlendirme levhaları yok.
  • Algılama sistemleri bazı bloklarda çalışmıyor; duman dedektörleri ya yok ya da işlevsiz.
  • Yangın alarm sistemi birçok bölümde arızalı.
  • Acil durum anons sistemi çalışmıyor.
  • Elektrik tesisatında eski ve yıpranmış kablolar var. Prizler ve elektrik panolarında yanma izleri var. Pano kapakları açık.
  • Kişisel koruyucu donanım ya hiç yok ya da yetersiz.
  • Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe uygun değil.

Bu rapor 6 Mart’ta Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne iletildi.

Geri dönüş olmadı.

ENSAR VAKFI, RUHSATI NASIL ALDI?

Ensar Vakfı, 21 Aralık 2021’de belediyeye başvurarak, Sümer Mahallesi’ndeki kız öğrenci yurdunu TÜRGEV’den devralacağı için yasal zorunluluk gereği yangın raporu istedi.

Belediye 5 Ocak 2022’de denetime gitti.

Aynı gün eksiklikler bildirildi.

Vakıf öğrencilerin final haftası nedeniyle ileri bir tarihte tekrar başvurmak üzere dilekçesinin iptalini istedi. Belediye “Eksiklikleri giderdikten sonra tekrar gelin” diye bir yanıt verdi. Ancak vakıf bir daha başvurmadı.

Belediye tarafından yapılan araştırmada vakfın o tarihten sonra Milli Eğitim Müdürlüğü’nden ruhsat aldığı ve aktif olduğu tespit edildi. Belediye yetkilileri “Milli Eğitim’in itfaiye raporu olmadan nasıl ruhsat verdiğini açıklanması gerekmektedir” diyor

Evet, bu tespit ve sorulara cevap bekliyorum.

KASIMPAŞA SPOR BAŞKANI MEHMET FATİH SARAÇ’IN İFADESİ ALINDI

Can Holding’e yönelik kara para soruşturması Ciner Grup diye bilinen Park Holding’e uzandı.

İşadamı Turgay Ciner hakkında, Show TV ve Habertürk TV’nin de içerisinde olduğu medya grubunu Can Holding’e sattığı için suçtan kaynaklı geliri aklama iddiasıyla tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.

Grup bünyesindeki AFC İthalat İhracat Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi’nin yetkilisi olan, Turgay Ciner’in oğlu Atilla ile Ciner Glass Anonim Şirketi’nin CEO’su Gökhan Şen tutuklandı.

Park Holding’in şirketlerine TMSF el koydu.

Kayyum atananlar arasında Kasımpaşa Spor da var.

Klüp Başkanı Mehmet Fatih Saraç, 3 Ekim’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda şüpheli sıfatıyla ifade verdi.

Saraç, kamuoyu tarafından yakından tanınıyor, Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaparken, 17-25 Aralık soruşturması kapsamında dinlenmişti. Bu kayıtlardan ötürü Saraç’a ‘Alo Fatih’ nitelemesi yapıldı.

Neyse, günümüze dönelim…

Savcılıkta Saraç’a Park Holding ile Kasımpaşa Spor’un parasal ilişkisi soruldu. Saraç, “Hiçbir ödemede imzam yoktur” diyerek, suçlamaları reddetti. Mahkemeye sevk edilen Saraç, adli tedbirle serbest bırakıldı.

EPÖZDEMİR, SORUŞTURMAYA DAHİL EDİLEBİLİR

Hali hazırda rüşvetten tutuklu bulunan Avukat Rezan Epözdemir hakkında Can-Ciner soruşturması kapsamında işlem yapılabilir. Epözdemir, bu dosyanın şüphelileri arasına girebilir.

Öte yandan, Epözdemir’in tahliye talebi geçen gün reddedildi.

MHP’NİN FETÖ İMASI AKŞENER’Cİ MÜDÜRE YÖNELİK Mİ?

İçişleri Bakanlığı’nın geçen ayki il emniyet müdürleri kararnamesi MHP’yi çok kızdırmıştı.

bu kızgınlığın sebebi, kurumu ziyaret sırasında Bahçeli’nin elini öpen Özel Harekat Dairesi Başkanı Süleyman Karadeniz başta olmak üzere MHP’ye yakın yedi emniyet müdürünün pasif göreve ya da merkeze çekilmesiydi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, sosyal medya hesabından kararnameye tepki göstererek, şunları yazmıştı:

“İstatistik verileri paylaşmayı sözümona vazife gören anlayış yerine KAHRAMAN’lara sahip çıkan ve zaafiyet oluşturmayan iradeye sahip olmak lazımdır.”

Mesaj doğrudan doğruya İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yönelikti.

Bilinir ki Özdemir’in paylaşımları Bahçeli’nin aklından geçeni ifade eder.

Özdemir’den sonra Bahçeli’nin başdanışmanı Yıldıray Çiçek “Sayın Bahçeli’nin ‘yeni bir paralel yapının izleri’ uyarısı ihmal edilemez” diye yazdı.

MHP’yi daha fazla kızdırmamak içindir ki, geçen ay beklenen valiler kararnamesi çıkmadı.

Fakat MHP’deki öfke yatışacağı benzemiyor.

Çünkü Özdemir, 3 Ekim’de şöyle bir paylaşım daha yaptı:

“Milli Güvenlik hassasiyeti taşıyan, sorumluluk sahalarında liyakat kadar MİLLETE ve DEVLET’e sadakat da esastır. Türkiye Cumhuriyeti, FETÖ ile mücadeleye kararlılıkla devam ederken, zaafiyetlere müsade edilemez.”

Bu mesajın kastının ne, muhatabının kim olduğunu araştırırken, karşıma yeni Özel Harekat Dairesi Başkanı Ünsal Hayal’e ait olduğu iddia edilen, 3 Kasım 2015 tarihli bir Facebook paylaşımı çıktı. Ünsal’ın alıntıladığı, Meral Akşener’in fotoğrafı bulunan paylaşımda “MHP’nin başına geçsin diyenler paylaşsınlar da bir görelim bakalım / Peki ama neden olmasın?” diye yazıyor.

Malum…

MHP, 7 Haziran 2015’teki genel seçimden yüzde 16.29 oyla ve 80 milletvekiliyle çıkarken, aynı yıl 1 Kasım’da gerçekleştirilen tekrar seçimde ise yüzde 12 oya ve 41 milletvekiline geriledi.

MHP’de liderlik tartışması başladı.

Bahçeli’nin aday göstermediği Akşener’in adı öne çıkarıldı.

Bu yarılma bir yıl sonra Akşener ile Ümit Özdağ, Koray Aydın, Yusuf Halaçoğlu’nun ve Müsavat Dervişoğlu’nun İyi Parti’yi kurmasıyla sonuçlandı.

MHP bu ayrılığın bir FETÖ operasyonu olduğunu iddia ediyor.

Bahçeli’ye yakın olduğu bilinen Süleyman Karadeniz yerine, 1 Kasım 2015’teki tekrar seçimden iki gün sonra Akşener’e destek paylaşımı yapan Ünsal Hayal’in getirilmesi MHP’lilerin damarına basmak demek…

Tam da bu yüzden, Özdemir’in paylaşımındaki FETÖ vurgusunun Hayal’e yönelik olduğu söyleniyor.

Siyaset Haberleri