İktidar akıl tutulması yaşıyor. Zıvanadan çıktı demeyeceğim ama çıkmak üzere. Altlarındaki zemin kaydıkça, iktidarı kaybetme korkusu sinir krizleri yarattıkça korkarım daha da anlamsız işler yapacaklar.
Dilerim, işin içine kaba kuvvet girmez. Dilerim şiddet zirve yapmaz…
Ne oldu diyeceksiniz?
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Hatay’a gitti. Depremzedelerin mezarlığını ziyaret edip dua okuyup karanfil bırakacaktı.
Mezarlıkta Hatay Büyükşehir’in flaması ile Türk bayrağı asılıymış. Vali bütün bayraklar indirilsin diye talimat vermiş. Bayraklar alelacele sökülmüş.
Hatay Belediyesinin bayrağı/flaması yanında Türk Bayrağı da tabi… Vali tutuştu. Türk bayrağını indirin demedim ,belediyenin bayrağını indirin dedim, diye açıklama yaptı.
‘Secaat arz ederken merd-i kıbti sirkatin söyler’ diye bir söz vardır. Osmanlıdan kalma. Manası farkına varmadan kabahatini söylemek diye açıklanabilir.
Hatay Valisi’nin yaptığı tam da bu…
Hatay Belediyesi Mozambik’e mi bağlı?
Hatay Belediyesi Türkiye Cumhuriyeti’nin belediyesi değil mi?
Hatay Belediyesi düşman kuvvetlerinin elinde mi?
Maalesef AKP zihniyeti en tepeden en aşağıya kadar; genel başkanından bakanlarına, milletvekillerinden bürokratlarına, valilerinden rektörlerine kadar Türkiye’ye böyle bakıyorlar…
Bizden olan, bize hizmet eden, bize oy veren vatansever…
Muhalefetin saflarında yer alan, eleştiren cumhurbaşkanı adayından, büyükşehir belediye başkanlarına kadar tümü hain.
Bir örnek daha… Malatya’da Saadet Partisi’nin her gün 10 bin kişiye yemek dağıtan aşevi kapatılmış. Kim kapatmış? Valilik…
Efendim, bulundukları yerden taşınmaları gerekiyormuş, onun için kapatılmışmış… Külahıma anlatın!...
İktidar, sivil toplumun, yardım kuruluşlarının, 6’lı Masa’nın orada faaliyet göstermesini istemiyor.
Orada bulunmalarından rahatsız. Her türlü engeli çıkarıyorlar.
Neden mi?
Öncelikle becerisizliklerini örtmek için. "Onlar çekip gitti, yanınızda devlet kaldı" propagandasıyla durumu kurtarma derdindeler. Devlet sanki babalarından miras kalan şahsi mallarıymış gibi!
Elli, yüz tane konut temeli atacaklar, yaparsa yine AKP yapar ,diyecekler. AKP’ye oy verirseniz konutlarınız biter, diyecekler. Muhalefet istismar eder iş yapmaz, diyecekler.
Ama diyemiyorlar…
Cumhurbaşkanı adayı dahil 6’lı Masa liderlerinin mesailerinin büyük bölümünü deprem bölgesinde geçirmelerine sinirleniyorlar. Tansiyonları çıkıyor. Panik halinde anlamsız işler yapıyorlar.
Saray’dan başlarsak, Erdoğan dahil, iktidarın bütün kademeleri 48 saatlik gecikmenin faturasının büyük olduğunu biliyor.
Helallik istemekle geçiştirilecek mesele olmadığının farkındalar. Ama ne yapacaklarını bilmiyorlar.
İktidarın düştüğü şu hale bakın.
Cumhurbaşkanı, ‘devletimiz güçlü bir yıl içinde 250 bin konut yapacağız kimseyi açıkta bırakmayacağız’ diye propaganda yapıyor.
İçişleri Bakanı halktan ‘çay, terlik, eşofman, iç çamaşırı, ıslak mendil, spor ayakkabısı’ yardımı istiyor.
Muhalefet de 'Daha bir ay olmadı, topladığınız 115 milyar lirayı ne yaptınız?' diye sorunca deliriyorlar…
Sorum şu:
Türkiye bir yılda 250 bin konut yapacak kadar güçlü mü?
Depremzedelere, terlik, iç çamaşırı, eşofman dağıtamayacak kadar güçsüz mü?
Bayrak da indirirler
Aşevi de kapatırlar
halktv.com.tr yazarı Mehmet Tezkan yazdı: Bayrak da indirirler Aşevi de kapatırlar