Hakkını teslim etmek lazım. Yıkıcı siyasi yaklaşımından bağımsız olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, haber editörlerinin konuşma metnini ele almayı sevdikleri isimlerden biridir.
Sabah Endonezya dönüşü Bali'den gelen metninin başına oturduğumuzda işimizin kolay olacağını düşünerek yanılmışız. Metinde neredeyse başlık yoktu. Hal böyleyken, konuşmada olanları değil, olmayanları analiz etmemiz gerekiyor.
Neyi merak ediyorduk?
Taksim'deki terör saldırısına ilişkin tartışmalara okkalı bir yanıt verilecek miydi? Öyle ya!
* Terörist Ahlam Albashir'i YPG'nin gönderdiğine inanmakta güçlük çeken yüksek sesler çıkıyordu, Erdoğan, bakanı Süleyman Soylu'yu eleştirenlere ne diyordu? Soylu'yu destekleyen tek kelime yok, zaten soran da yok.
* Erdoğan ile Biden'ın el sıkıştığı dakikada Devlet Bahçeli'nin ABD'nin taziyesini samimiyetsiz bulmasının soru değeri yok muydu? Soru yok, bir çift söz yok?
* Bahçeli'nin aynı konuşmada Washington'ı terörün kaynağı olarak işaret etmesine ne demeli? Soru yok, iki kelime eden bir cumhurbaşkanı yok.
* 'Devletin yetkilisi' Süleyman Soylu'nun ABD'nin taziyesini reddetmesi bir sorun yaratmayacak mıydı? Soru yok, konuya giren bir cumhurbaşkanı yok.
* Bahçeli ve Soylu'nun 'reddi taziye' çıkışlarına rağmen Erdoğan'ın Biden'ın taziyesine en önde şükran sunması çelişki değil miydi? O nasıl soru öyle? Zaten bir izahı yok
* Terör YPG kaynaklıysa neden bir sınır ötesi operasyon düşünülmüyordu? Soran yok, geçmişteki olayların aksine ilk kez konuya giren de yok.
* AKP-HDP görüşmesine muhalefetin yaygara koparması bir yanıtı gerektirmiyor muydu? Soran yok, konuya giren yok.
* Biden F-16'larla ilgili umut verdiğini neden söylemişti? Soru yok, Erdoğan'dan belli belirsiz bir cümle dışında açıklama yok.
* Tek kayda değer sözü, İYİ Parti'ye dönüşüm çağrısı oldu, o da bugüne kadar gündemde yok.
Erdoğan susarak şaşırttı
Erdoğan'ın konuşmalarında; gaflarıyla, öfkesiyle, doğruluğu tartışmalı çıkışlarıyla bile olsa her türlü haber sunum malzemesi rahatlıkla bulunur. Bir cümlesinden 3 başlık çıktığı olur. Uğraştırmaz.
Erdoğan'ın sözlerinde bu kez ara ki gündem başlığı bulasın. Şaşırtıcı olmayan yüksek perdeden olacaktı, şaşırtıcı olan Erdoğan'ın ender görülen yavanlığı oldu. Erdoğan işine gelmeyen gündemler olduğu zaman böyle davranır. Sıkıntı fena olmalı.
O zaman soruları biz soralım?
* Erdoğan, tıpkı bakanı Soylu ve ortağı Bahçeli gibi düşünüyor ve saldırıyı ABD kontrolündeki terör örgütünün yaptığını düşünüyorsa neden ABD'ye tek kelime söylemez?
* Neden insanımızı öldüren bu ülkenin lideri ile el sıkışıp en tepeden şükran sunar.
* Erdoğan saldırının ABD kontrolünde bir YPG'den olduğunu düşünmüyorsa, kendi bakanına bunu nasıl söyletir?
* Soylu'nun bildiğini Erdoğan nasıl bilmez? Aksi durumda Soylu'nun dediğini Erdoğan neden demez?
* Soylu'nun 'doğru' dediklerini Erdoğan diline dolamazsa bu ne ürkekliktir?
* Suçlama için yeterli kanıt olmadığı için mi Erdoğan susmaktadır?
* O zaman Soylu zeminsiz, kanıtsız olarak mı ABD'yi suçlamaktadır?
* Yine o zaman, Soylu diplomatik kriz çıkarmak pahasına bir yanlışta ısrar edecek kadar çılgın mıdır?
O zaman ABD neden susar?
Nereden baksan tutarsızlık. Zaten 'iktidar politikaları içeri başka dışarı başka' deyip konuyu bağlayabilirsiniz ama bu kez o kadar kolay değil.
İlişkiler bir yandan geliştirilmek istenilen ABD artık durumu şöyle okuyor: Bu tip açıklamalar sosyolojik Amerikan düşmanlığını kemikleştiriyor. İlişkileri geliştirmek sosyolojik olarak zorlanıyor. Durum siyaseten halledilmeyecek kadar çetrefilleşebilir.
Yalnız bir soru daha var: Terörle suçlanan ABD neden susar?
O başka bir uzun jeo-stratejik analizin konusu...
Bu arada Soylu elinde özür diletecek netlikte kanıtlar sunabilir. Bekleyelim.