Bu haftanın en önemli siyasi olayı Bahçeli’nin yarın partisinin grup toplantısında yapacağı konuşma olacak…
Bahçeli’nin tavrı siyasetin akışını etkileyecek. Siyaset gündeminin başat konusu olacak.
Neden sorusuna yanıt vermeden önce kısa bir hatırlatma yapayım…
Kılıçdaroğlu türban/başörtü meselesinin gündeminden tamamen çıkması için, yasal güvence önerdi. Erdoğan üzerine atladı. Gollük pas kabul etti. Yasa yetmez Anayasa’ya da koyalım dedi. Yanına da medeni kanunda zaten var olan aile kavramını ekledi. 'Bunu da Anayasa'ya koyalım' dedi…
Kılıçdaroğlu’ndan rol çaldı…
Veya hamlesini boşa çıkartmak istedi…
Daha önce de yazdım Anayasa referandumu ile 2023 seçimini birleştirerek kendisine avantaj sağlamak, üç sandık koyarak (türban için Anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanı seçimi, milletvekili seçimi) kafaları allak bullak etme derdinde.
(Bi parantez açmama müsaade edin. Temel hak ve özgürlükler referandum konusu yapılamaz. Yapılırsa bence anayasal suç olur. Bu ayrı bir yazı konusu. Vaktimiz var, gidişata göre, partilerin tavrına göre ele alırız. Parantezi kapattım)
Fakat… Referanduma gitmek için Meclis’te 360 oyu bulması gerekiyor. Cumhur İttifakı’nın oyu yetmiyor. Muhalefetten 25/26 milletvekilinin desteği gerekiyor.
AKP bu sebeple muhalefet partilerinin kapısını çaldı.
CHP 'Anayasa değişikliğine yokuz' dedi.
İYİ Parti 'hazırladığınız metni görelim, yetkili kurullarımızda görüşürüz' yanıtını verdi.
Ama nedense AKP/MHP ikilisi hazırladıkları Anayasa değişikliği metnini vermediler.
Nedense!...
Hesapları başka herhalde! Metni göstermeden, ne yapmak istediklerini söylemeden destek istediklerine göre bu işten vaz mı geçtiler ne?!..
'Hepsinin kapısını çaldık ama muhalefet yan çizdi bunların özgürlük anlayışı bu mu' demek istiyorlar…
Göreceğiz!..
Herkesin kapısını çaldık diyebilmeleri için mecburen HDP’ye de gittiler… Öyle bir heyet kurmuşlar ki, tam sacayağı. Hükümeti temsilen Adalet Bakanı Bozdağ var, AKP’yi temsilen Genel Başkan Yardımcısı Yavuz var, AKP Meclis grubunu temsilen Elitaş var.
Evet, evet düne kadar terörist dedikleri HDP’nin kapısını çaldılar. (Perşembe günü yazdım; hani onlar teröristi dedim) Böylece HDP’nin meşru parti olduğunu kabul ettiler.
PKK’nın uzantısı olduğunu söyledikleri, teröristlerle iş birliği yaparak anayasal düzeni değiştirmeye çalışmakla suçladıkları, su sebeple kapatma davası açılan HDP’ye; ‘destek ver Anayasa’yı beraber değiştirelim’ demiş oldular…
CHP’yi HDP ile görüşmekle suçluyorlardı…
CHP’li belediye başkanlarını HDP’nin desteğiyle seçilmekle itham ediyorlardı…
Altılı Masa’nın altında HDP var, altı artı yedi diyorlardı…
AKP heyetinin HDP ziyareti söylediklerini yutma anlamına geliyor ama AKP bunu çok yaptı.
Özellikle Erdoğan… Bugün söylediğinin ertesi gün tam tersini yapmakta, hatta bununla övünmekte üstüne yoktur. (Örnek ver diyeceksiniz; Ayasofya için söyledikleri)
Erdoğan söylediklerini yutar yutmasına da Bahçeli de yutacak mı?
Merak edilen bu…
'HDP’yi Meclis’ten atalım, alayı terörist' diye bağıran Bahçeli AKP’nin HDP ziyaretine, AKP’nin HDP’ye iş birliği yapalım çağrısına (Hem de Anayasa değişikliği konusunda) bakalım ne diyecek?
MHP’liler üstüne yattı… Ağızlarını bıçak açmıyor! Belli ki Bahçeli’nin tavrını bekliyorlar.
Yarın Bahçeli’nin iki kelam etmesi lazım.
Bakalım, AKP’nin üst düzey HDP ziyaretini kabul edilemez bulacak mı?
Bakalım, AKP’yi sert dille uyaracak mı?
Bakalım, yoksa sessiz kalarak üstüne mi yatacak? Olmamış gibi mi davranacak?
Yarın önemli bir gün… Bahçeli için de, HDP için de, Cumhur ittifakı için de, siyasetin akışı için de…
Bahçeli’nin HDP sınavı var…