Asgari ücret ne oldu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücret zam oranını açıkladı. Buna göre, 2022'nin ikinci yarısında ödenecek aylık net asgari ücret yaklaşık yüzde 30 artışla 5 bin 500 lira oldu. Halktv.com.tr yazarı Ozan Gündoğdu yapılan zam hakkında konuştu.

Asgari ücrete zam yapıldı ve bekar işçinin eline geçen asgari ücret 4 bin 253 TL’den, 5 bin 500 TL’ye çıkarıldı. Zam oranını Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce yüzde 25 diye açıkladı, sonra yüzde 30 olarak düzeltti. Ama zam oranı her ikisi de değil, yüzde 29,3’tü.

Bu zamana kadar TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranından daha yüksek oranda asgari ücret zammı yapmakla övünen Erdoğan ancak yüzde 29,3 zam yapabildi asgari ücrete. Halbuki son zamdan bu yana yaşanan TÜİK enflasyonu yüzde 35’ti, üstelik bu orana haziran ayı verileri de henüz dahil edilmedi. Haziran enflasyonunu da eklediğimizde, bu oran yüzde 40’a çıkacaktır. Bu haliyle, enflasyon oranı kadar dahi yapılsa yüzde 40’a yakın zam beklememiz lazımdı. Bu oranda zam yapılsaydı, asgari ücretin 5 bin 954 TL olması gerekirdi. Yani asgari ücretlinin 454 TL’sini enflasyon canavarı tarafından yutuldu.

Neden enflasyon oranı kadar zam yaparlar? Derler ki; bu 6 ayda eriyen gelirinizi, fiyatlardaki artış oranı kadar artırarak alım gücünüzü koruyorum. Fakat bu da, büyük yalanlardan biridir. Öyle ki; 6 aylık süreyi biraz uzatarak örneklendireyim.

Enflasyon düzenlemesinin 6 ayda bir değil de 10 yılda bir yapıldığını varsayalım. Son asgari ücret zammı 2013’te yapılmış olsun. O yıl asgari ücret 774 TL’ydi. O yıldan bu yıla bu tutarın sabit kaldığını düşünelim. Bu haziranda 774 TL’yle geçinen bu kişi, o ayın sonunda, 10 yıllık enflasyon oranı kadar zam alırsa… Mesela, bunca yıl 774 TL’yle geçinmeye çalışmış bu kişi, temmuzda bir anda 6000 TL maaşa kavuşursa… Böyle bir durumda hükümet bu kişiyi enflasyona ezdirmedik diyebilir mi?

İçkideki haram dairesini çizmeye çalışan bazı tefsirciler, “Çoğu sarhoş edenin azı haramdır” der. Aynı hesap, 10 yılda bir yapılsa korkunç bir sonuç doğuracak “enflasyon düzeltmesi” uygulaması, 6 ayda bir de yapılsa, olumlu bir sonuç doğurmaz. Yani yüzde 40’lık enflasyon düzenlemesinin anlamı, 6 aydır dayak yiyen bir boksöre, dinlenme fırsatı vermeye benzer.

Ama diyelim ki, iktidarın hikayesi hakikat olsun. Yüzde 40 zam yapıldığında enflasyona karşı korunmuş olalım. Fakat bu durumda bile yüzde 29,3 zam yapıyorsunuz. İşçiye 454 TL daha verip, yıllardır sürdürdüğünüz efsaneye son veriyorsunuz. Bu nedenle, önceki gün “NATO Kahramanı” şeklinde şişirilen Erdoğan, dün bir efsaneyi sonlandırmak zorunda kalan çaresiz bir siyasetçiye dönüştü. Enflasyon oranı kadar bile zam yapamadı.

Derken sinsi bir hesap geldi. 6 aylık enflasyon düzeltmesini, 1 yıla çıkararak hesapta bir hile yapıldı. Denildi ki;

“Asgari ücret geçen sene 2825 TL’ydi, şimdi de 5500 TL yapıyoruz. Yani bir yıllık artış oranı yüzde 96,4. TÜİK’in yıllık enflasyonu da yüzde 73,5! İşte, zam oranını enflasyonun üzerinde tuttuk. O halde, biz halkımızı enflasyona ezdirmedik masalı sürebilir”.

Yukarıda anlattığım nedenle, enflasyon düzeltmesi uygulaması zaten bir masaldır. Bu uygulamada enflasyon boyunca dayak yiyen halka arada sırada su verilir ve dayak devam eder. Su verip dövmeye devam edenin, size su vermesiyle övündüğünü düşünün. Bu ne kadar saçma bir durumsa, enflasyon oranı kadar zam yapmayı “enflasyona ezdirmedik” diyerek sunmak kurnazlıktır.

Türkiye’nin yüzde 99’u bu illetin altında ezilirken, hikayesini sürdürmek için sadece yüzde 40 zam yapması gerekiyordu Erdoğan. Ama yapmadı ya da yapamadı.

AKP’li milletvekilleri bile, sosyal medya paylaşımlarında “hayırlı olsun” demekle yetindi. Müjde denilmedi, “teşekkürler Erdoğan” kampanyaları düzenlenemedi. Tam aksine, aynı gün gelen sigara zammını tartışıyordu sosyal medya. İktidar basınının “NATO kahramanı” olarak şişirdiği imaj, dün asgari ücret tespit komisyonu masasında tümüyle bozuldu. Sözünde durmadı, enflasyon oranı kadar zam yapamadı.

Üstelik, o bile yetmezdi. Bu işin bu bozuk düzendeki hakkını vermek gerekirse, büyümeden de pay vermek gerekir. Öyle ya… Anlatıp duruyoruz “Türkiye yüzde 7,3 büyüdü” diye. O halde yüzde 40’ın üzerine yüzde 7,3’lük büyüme payını eklemelisiniz. Böylece aynı gemide olduğu iddia edilen bir ülkede birilerini zengin ederken, halkın genelini yoksullaştırdığınız ortaya çıkmasın. Ama ona bile sıra gelemedi. Onu bile yapamadılar.

Her ne kadar otoriter görüntüsünden taviz vermese de ekonomi çok zorluyor Erdoğan’ı. Son derece hakiki bir sorun karşısında anlatılan hikayeleri insanlar artık yutmuyor. Enflasyon düzeltmesinin bile bir anlama gelmediğini yaşayarak gördük. Artık anlatmaya gerek bile yok…

6 aydır düzenli olarak dayak yiyoruz. İktidar bir su verecekti. Onu da yarım bardak verdiler.

Ekonomi Haberleri