CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in bir TV yayınında sarf ettiği “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözleri Millet İttifakı’nda krize dönüştü. Aslında Tekin, her sosyal demokratın ifade edebileceği demokratik bir ilkeyi ve Anayasa’yı hatırlatmıştı. Fakat hiç tahmin edemeyeceği şekilde, bastırılan bir gerilimi tetikledi.
Eminim Tekin, hala şaşkındır.
O akşam…
CHP’ye yönelik eleştirilerinden ötürü partisi içinde başını belaya sokmakla bilinen ve İttifak'ı sabote etmekle suçlanan İyi Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, ilk kez yalnız bırakılmadı. İyi Parti dünden, önceki günden farklı olarak bütün kurumsal yapısıyla ayağa kalktı.
Ağıralioğlu’nun eleştirilerine İyi Parti’nin iki numaralı ismi Koray Aydın ve Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da katıldı. İyi Parti lideri Akşener de Yeniçağ TV’deki yayında, “HDP varsa biz yokuz” dedi.
Akşener, Tekin’in CHP’de ‘kilit taşlarından birisi’ olduğunu söylerken, “Böyle bir cümle kurduğuna göre, partisinin görüşlerini iletiyor demektir” diye konuştu.
İki fay hattı
Tekin, CHP’de genel merkeze muhalif kabul ediliyor. Bir hizipte yer almıyor ve bağımsız hareket ediyor. Açıklamalarını partinin resmi görüşü saymak hatalı olur.
Zaten Tekin eleştirileri yanıtlarken, “Altılı Masa’nın sözcüsü müyüm?” diye yanıt veriyor.
Kesinlikle haklı.
Gerçekte Tekin, hiç tahmin edemeyeceği bir şekilde, Altılı Masa’nın altından geçen şu iki fay hattını harekete geçirdi.
Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?
Atılı Masa, seçim ittifakına dönüşecek mi?
Altılı Masa uzlaşır mı?
Altılı Masa, 28 Şubat’tan beri altı kez toplandı ve sadede gelemedi. Ne ittifaka dönüşüp dönüşmeyeceklerini, ne de ortak Cumhurbaşkanı adayını kararlaştırabildiler.
Bu süreçte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylığını gayriresmi bir şekilde ilan etti. CHP’nin asıl kilit taşları, adaylarının Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, Edirne ve Yalova’daki törenlerde “13. Cumhurbaşkanı” diye anıldı. En son Kılıçdaroğlu, geçen hafta “Altılı Masa uzlaşırsa Cumhurbaşkanı adaylığına hazırım” dedi. Bu cümle, Altılı Masa’daki gerilimi bir üst aşamaya taşıdı.
Baştan görüşümü açıklayayım.
Uzlaşma zor görünüyor.
Neden mi?
İyi Parti’de ‘Mansur Yavaş’ sesleri
Akşener, Cumhurbaşkanı adayı olamayacağını açıkladığı andan beri tabanından baskı görüyor. İyi Partililer ya Akşener’in bu sözünü gözden geçirmesini ya da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın aday yapılmasını istiyor. İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu tek örnek değil.
Geçen gün İyi Parti’nin il başkanları buluşmasında birden çok il başkanı, vatandaşın Yavaş’ın aday olmasını istediğini, aksi halde seçimin kaybedileceğini söyledi.
Bu görüş bütün İyi Parti’ye hakim.
İyi Partililer AK Parti ve MHP’den katılanların Kılıçdaroğlu’na soğuk baktığını anlatıyor.
Zaten Akşener de “Kazanacak - seçilecek aday” tanımını getirirken, Kılıçdaroğlu’ndan başka birini kastediyor.
O kişi bugün itibariyle Yavaş.
Malum, altıncı masanın ikinci turunun ilk oturumu 2 Ekim günü yapılacak. O güne dek Kılıçdaroğlu’nun Altılı Masa’yı kendi adaylık ilanına hazırlayacağını düşünüyorum. Diğer taraftan, İyi Parti’nin Yavaş’ın adının altını daha çok çizeceğini tahmin ediyorum.
Günün sonunda İyi Parti, Yavaş’ın adını masaya getirebilir, “Cumhurbaşkanı adayı CHP’li olsun. Buyurun, Yavaş da CHP’li” diyebilir.
Bu teklif Altılı Masa’da taraftar bulabilir.
Adayını muhafazakarlardan oy alacak biri olması gerektiğini dillendiren Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, tercih yapmak durumunda kalırsa Yavaş’a “Evet” diyebilir.
Çoklu aday olasılığı
Altılı Masa’nın, olasılıklı en kötü senaryoya ilişkin hazırlığı bulunmuyor. CHP, Kılıçdaroğlu’nun aday adaylığını masaya getirirse, ki öyle olacak, İyi Parti’nin ve diğer bileşenlerin tavrı ne olur?
Atılı Masa, 2018’deki gibi çoklu aday formülüne gidebilir. Altılı Masa’dan birden çok aday da çıkabilir.
Bu, birinci fay hattı.
Millet’in ‘HDP’ sorunu
Tekin’in harekete geçirdiği ikinci fay hattı ise seçim ittifakı meselesi. Altılı Masa’daki HDP’nin görünmez varlığı, Tekin’in açıklamalarıyla görünür hale geldi.
CHP 2019 yılındaki yerel seçim deneyiminden ötürü HDP seçmenlerinin kilit taşı değerinde olduğunu düşünüyor. Haksız sayılmazlar. Fakat, HDP ile hangi statüde ilişkileneceklerini bilemiyorlar.
HDP ortak Cumhurbaşkanı adaylığına, kendileriyle şeffaf ilişki kurulması halinde “Evet” diyeceğini söylüyor.
Tabi bir şartla: Adayın Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu olması halinde.
CHP’nin adayı kim olursa olsun, HDP’lilerin öne sürdüğü çerçevede görüşmeyi kolaylıkla anlatamayabilir. Seçmenin gözünde ‘HDP’nin de adayı’ pozisyonuna düşebilir. Seçim sürecinde HDP’li bir siyasetçinin Öcalan hakkında sarf edebileceği birkaç söz, cumhurbaşkanlığını Erdoğan’a armağan edebilir.
Zaten İyi Parti, Yavaş’ı işaret ederken, HDP mecburiyetini devreden çıkaracağını düşünüyor. HDP oyuna gerek kalmaksızın, bir pazarlığa girmeksizin, seçimin alınabileceğini hesap ediyor. Kimi araştırmalarda, Yavaş’ın HDP seçmenlerinden oy alabileceği, ilk turda bile kazanabileceği vurgulanıyor. Bu doğru.
Fakat şu gerçek ıskalanıyor:
Yavaş aday olduğu takdirde Kürt meselesi dahil, birçok demokratik meselede görüşlerini belirtmek zorunda kalacak. Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi için bile yanlışlıkla “İnşallah” dediği için düzeltme yayınlayan Yavaş’ın en zorlandığı alan Kürt sorunu olacak.
Ki, Kılıçdaroğlu için Alevi kartını hazırda tutan Erdoğan’ın, Yavaş’ın aday olması durumunda Kürt kozunu oynayacağını görmemek saflık olur.
Tipik Erdoğan siyaseti.
İç Anadolu ve Karadeniz’de Altılı Masa’yı HDP ile işbirliği ile suçla.
Güneydoğu’da “Bunlar Kürt düşmanı” de!
Erdoğan, Yavaş’ın 1990’lı yıllardaki videolarını, elinden gelse her Kürt’e tek tek gösterecektir.
Yavaş’ın hazırlıklı olması gerekir.
7 Haziran’ı tekrarlamak
Kimi CHP’liler İyi Parti kurucu kadrosunun ağırlıklı MHP’li olduğunu gözardı ediyor. Ve bu yüzden 7 Haziran 2015’teki genel seçimden sonra MHP ile HDP’yi aynı koalisyonda buluşturma çabasını tekrarlıyorlar.
İyi Parti’nin HDP ile aynı masada oturması, varlığını inkarı demek.
Partinin anahtarını Devlet Bahçeli’ye vermesi demek.
Olmazları oldurmanın anlamı yok.
Diğer taraftan, İyi Parti’nin HDP’ye sırt dönen bu tavrının, HDP seçmenini ve daha geniş anlamda Kürtleri etkileyeceğini, Erdoğan’a oy vermeseler bile sandığa gitmeme tavrı göstereceklerini görmek gerekiyor. Bu da Erdoğan’ı kazandıracaktır.
Altılı Masa veya tek başına CHP, eğer bir Cumhurbaşkanı adayı gösterecekse bu kişi kesinlikle HDP ile görüşmelidir. Aday HDP’lileri dinlemeli ve onların değerlerini dikkate almalıdır. Erdoğan, seçimi kazanmak için İmralı’dan mektup getirmekten ve Abdullah Öcalan’ın kardeşini TRT’ye çıkarmaktan çekinmezken, muhalefetin HDP’lilerle görüşmemesi salt Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaybına sebebiyet vermez, milyonlarca HDP’linin Türkiye’ye aidiyetinin zedelenmesini, Ankara’dan yüz çevirmesini beraberinde getirir. Bu akıbeti arzulamak vatanseverlik midir?
Altılı Masa’nın çıkış yolu belli: Herkesin Cumhurbaşkanını bulmak.
İyi Partili’nin terör kaygısını…
Kürt seçmenin dışlanma ve düşmanlaştırılma endişesini giderecek yöntem budur.
Altılı Masa’nın kilit taşı da budur.
Yarkadaş’a suç duyurusu talimatını Akşener verdi
İyi Parti ve Gürsel Tekin arasındaki tartışmaya eski CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş da dahil oldu. Yarkadaş, İyi Partilileri HDP’lilerin de oylarıyla kazanılan belediyelerde makam mevki sahibi olmakla ve ihale almakla suçlandı.
Bu konu Akşener’in dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaretinde açıldı. Akşener, İmamoğlu ile görüşme sırasında Yarkadaş’a olan kızgınlığını saklamadı ve açıkça dile getirdi.
Akşener, Yarkadaş’ın TV kanalındaki açıklamalarını gece eşi Tuncer Akşener’in kendisine izlettiğini, çok öfkelendiğin, derhal Genel Sekreter Uğur Poyraz’ı arayarak, suç duyurusunda bulunma talimatı verdiğini anlattı.