Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun, “Cumhurbaşkanı ister içeriden ya da dışarıdan olsun, genel başkanlar karar süreçleri içerisinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar” sözleri günlerdir tartışılıyor.
İyi Partililer şiddetle…
CHP’liler kırıp dökmeden itiraz ediyor.
Ben de dün “Düşük profilli cumhurbaşkanı” başlıklı yazımda, Davutoğlu’nu eleştirdim.
Çünkü cumhurbaşkanına münhasıran verilen yetki ve görevler, Anayasa değişikliği olmadan Cumhurbaşkanı yardımcıları veya bakanlarla paylaşılamaz. Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri stratejik olan ve olmayan diye sınıflandırılamaz.
Geçiş Sürecinin Yol Haritası
Doğrusu, dün telefonum çalana kadar ben Davutoğlu’nun şahsi görüşlerini aktardığını düşünüyordum.
Meğer böyle değilmiş.
Telefonu açtım.
Karşımda, muhalif bir politikacı vardı.
Dedi ki:
“Altılı Masa’nın 1 No’lu kararnamesinden haberiniz yok mu?”
Gerçekten haberim yoktu.
Malum; Altılı Masa, hali hazırda ‘Geçiş Sürecinin Yol Haritası’ başlıklı metni üzerinde çalışıyor. Bu metin, cumhurbaşkanı adayının ilanından başlayarak, iktidara gelindikten sonra hangi kararların alınacağını ve kurumların nasıl yapılandırılacağını içeriyor.
Sır gibi saklanan ‘Geçiş Sürecinin Yol Haritası’na göre ilkin şu olacak:
“Cumhurbaşkanı adayı seçim öncesi kamuoyuna güçlendirilmiş parlamenter sistem ilkelerine uygun hareket edeceğini açıklayacak.”
Bir Cumhurbaşkanı yardımcılığı, bir bakanlık
Altılı Masa’nın adayı seçimi kazanınca ikinci adıma geçilecek. Altı lider ya cumhurbaşkanı yardımcısı sıfatıyla kabineye girecek ya da yerine bir vekil görevlendirecek.
Kaynağım 5 Ocak'taki Altılı Masa toplantısında ilk senaryonun benimsendiğini ileri sürüyor. Eğer böyleyse liderler milletvekili olamayacak demektir.
Altı partiye, oy oranına bakılmaksızın birer bakanlık verilecek. Oy oranı nispetinde bakanlık sayısı artacak.
Yetki paylaşımı
Üçüncü adım.
‘Geçiş Sürecinin Yol Haritası’nda şöyle yazıyor:
“Cumhurbaşkanı geçiş sürecinde yürütme yetkisi ve görevini katılımcılık anlayışı ve yetki paylaşımı esasına göre kullanacak.”
Peki, yetki paylaşımı nasıl olacak?
“Altılı Masa’nın 1 No’lu kararnamesi” ile elbette.
Geçiş Sürecinin Yol Haritası’ndan:
“Cumhurbaşkanı yardımcılarına ve bakanlara yetki paylaşımı, meclis seçimlerinden sonra çıkarılacak cumhurbaşkanı kararnamesiyle belirlenecek.”
Ayrıca:
“Kanun ve kanun hükmünde kararnamelerle cumhurbaşkanına verilen yetkiler Anayasa değişikliği ile uyum sağlamak üzere tek bir KHK ile değiştirilecek. Ve bu Bakanlar Kurulu ile bakanlıklar tarafından kullanılacak şekilde yeniden düzenlenecek.”
Anlaşılan o ki, Anayasa’nın 104. maddesiyle cumhurbaşkanına verdiği yetkiler bir kararname ile Bakanlar Kurulu ve bakanlıklara paylaştırılacak. Cumhurbaşkanı yardımcısı sıfatıyla kabinede yer alan liderler kararları imzalamış olacak.
Davutoğlu’nun kastettiği buymuş.
İyi, hoş da…
Normlar hiyerarşisinde en üst basamakta yer alan Anayasa'daki bir görev ve yetki nasıl kararname ile değiştirilebilir?
İBB’ye yönelik terör soruşturmasından örnek vermek isterim. AYM, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının Devlet Memurları Kanunu’na bir KHK ile eklenmesini “Temel haklar kanunla düzenlenebilir” diye iptal etmişti. Bu içtihat ortadayken, Anayasa’da cumhurbaşkanına verilen yetkinin pay edilmesi mümkün değildir diye düşünüyorum.
‘Kabine mutabakatıyla…’
Ayrıca cumhurbaşkanının seçimin yenilenmesine karar verme, OHAL ilan etme, milli güvenlik politikalarını belirleme ve tedbirler alma görev ve yetkilerini ‘kabinenin mutabakatıyla’ kullanacağı karara bağlanıyor.
Diyanet, MİT, Genelkurmay ve Merkez Bankası'nın başkanları belirlenirken, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’a üye atanırken, cumhurbaşkanı ve yardımcıları birlikte karar verecek.
Altılı Masa’nın 5 Ocak’taki toplantısında liderlerin önüne gelen ‘Geçiş Sürecinin Yol Haritası' bu içerikte.
Liderler metne henüz son şeklini vermedi.
Görüşmeler sürüyor.
Metin 26 Ocak’ta netleşecek.
30 Ocak’ta ‘Geçiş Sürecinin Yol Haritası’ ve ‘Ortak Politikalar Metni’nin lansman toplantısı yapılacak.