Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, dün partisinin üçüncü kuruluş yıldönümü münasebetiyle benim de aralarında olduğum bir gazeteci topluluğuyla buluştu, soruları yanıtladı. Sohbetin ağırlık merkezinde başörtüsü ve aileye ilişkin anayasa değişikliği teklifi vardı.
Davutoğlu, iki maddeye ‘evet’ denilmesi gerektiğini söylerken, metinde kimi müdahalelere ihtiyaç duyulduğunu anlatıyor. Örneğin, başörtüsüne ilişkin maddede, “Tercih ettiği kıyafet” ifadesiyle laik kesimlerin tatmin edilmek istendiğini vurgulayarak, “Haklı olarak peçe de içine mi giriyor diye sonuç doğurdu” diyor. Aile kurumuna ilişkin maddeye “reşit” ifadesi eklenerek, çocuk evliliklerine karşı açık hüküm konulabileceğini de belirtiyor.
Davutoğlu: 400’ün üzerinde oyla geçmeli
Davutoğlu, bu teklifin TBMM’de 400’ün üzerinde milletvekili oyuyla geçmesi ve referanduma gitmemesi gerektiğini savunuyor.
Davutoğlu, şöyle diyor:
“Bu meselenin referanduma gitmemesi lazım. Gittiğinde bütün seçim ortamını kirletir. Ya referandum seçimle birlikte yapılır; o durumda başörtüsüne oy veren Erdoğan’a oy verir. Ya 2-3 ay önce yapılır. Bu referandum yüzde 70-30 biter. Bu sefer de Erdoğan’a bir zafer! Erdoğan’ın gollük pas dediği bu. Açıkça utanç duyuyorum. Bu başörtülülere en büyük hakarettir.”
Davutoğlu’na “Bu durumda ‘evet’ demek istismara yol vermek değil midir?” diye sordum.
Şöyle dedi:
“Aksine. Parlamentodan hayır çıkmaz. Neden çıkmaz, biliyor musunuz? İyi Parti, hatta CHP’nin çoğu İç Anadolu ve Karadeniz milletvekilleri ‘Başörtüsüne hayır dedim’ demek istemez. Çünkü seçim ortamı. HDP de evet demek durumunda kalır. Açık söyleyeyim, referanduma gider.”
Ya Erdoğan, referanduma götürürse?
Davutoğlu, teklifin 400’ü aşkın milletvekilinin oyuyla geçmesi halinde “Bu şeref Kılıçdaroğlu’nundur” diyeceklerini kaydediyor.
Ya Erdoğan, 400’ü aşkın oya rağmen referanduma götürürse…
Erdoğan, pekala bu yola başvurabilir.
Zaten Davutoğlu da Cumhurbaşkanı’nın tavrını kestiremediği için “Erdoğan çıkıp ‘400’ü aşması halinde referanduma götürmeyeceğim’ diye teminat vermeli” diyor.
Bu teminatı vereceğini sanmıyorum.
Davutoğlu’na, sohbetimizin başında, Erdoğan’ın üç kez “Aday olmayacağım” dediği halde adaylık açıkladığını hatırlattım. Söz verse de referanduma gidebileceğini kaydettim. “Şu halde ne önlem düşünüyorsunuz” diye sordum.
“Bumerang gibi gider, Erdoğan’ı vurur” dedi.
'Altılı Masa’da sıkıntılar var'
Ya CHP, ‘evet’ demezse?
Davutoğlu, “Altılı Masa’daki bütün bu partilerin de bu konuda sıkıntıları var, onu görmek lazım. Altılı Masa’nın suhuletle devamı ve toplumla bağının sürmesi açısından önemli” diyor.
Davutoğlu, CHP ‘hayır’ dediği takdirde seçim kampanyası içerisinde kullanılacağını savunarak, şunları söylüyor:
“Belli eğitimdeki başörtülüler iktidardan o kadar rahatsız ki… Fakir başörtülü kadın filesini dolduramıyor. Bu onların tercihlerini eskisi kadar etkilemeyecektir. Ama hayır denilirse etkilenir. Bu kullanılır, hem de tepe tepe kullanılır.”
İyi Parti’de temayül: Evet
Davutoğlu’nun toplantısı biterken, İyi Parti lideri Akşener ise Başkanlık Divanı ve Genel İdare Kurulu’nu ‘başörtüsü’ gündemiyle toplandı.
Üst düzey bir İyi Partili’ye göre katılımcıların yüzde 90’ı söz aldı. Çoğunluk “Evet” denilmesini savunurken, beş-altı yönetici ise “Hayır” görüşünde ısrar etti.
Toplantıda CHP’nin tavrı eleştirildi.
İyi Partili yönetici şöyle diyor:
“Ekseriyetin görüşü şu: Bu siyasetin gündemine gelmemeliydi. Kanama olmadan gündemden çıkmalı. Bu metinleri daha zararsız hale getirmek için önerimiz olabilir. Ama evet yönünde bir temayül var.”
Nitekim Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, metinde riskli görülen ve ileride değiştirilmesi gereken ifadeler olduğunu belirtirken, “Bununla birlikte çoğunluğun eğilimi, olumlu bir kanaat içerisinde olduğumuz yönündedir. Evet yönündedir” dedi.
CHP’ye eleştiri: İstişare etmeliydiniz
Bir İyi Partili yönetici bu anayasa teklifinin geçmemesi halinde
AK Parti’nin propaganda yapacağını söylüyor.
İyi Partili yetkili şöyle diyor:
“Ülkemiz adına kabul edemeyeceğimiz bir tablo. Çünkü biz de milletimiz de bu tartışma içerisinde kendimizi buluverdik. Böyle bir girişim yapılacağından haberimiz yoktu. Referanduma gitmemesi ve aleyhimize kullanılmaması açısından hassasiyetimiz var. Genel başkanımızın geçmişte başörtüsüyle ilgili verdiği mücadele ortada. Bu yaftalanmaya maruz kalmayacak kadar temiz bir geçmişe sahip.”
İyi Partili yetkili bu tartışmayı açtıkları için CHP’yi eleştirerek, şunları söylüyor:
“CHP’ye şunu diyoruz: Türkiye’nin gündemine siz getirdiniz. Şimdi referandumsuz, seçim malzemesi yapmamak adına birlikte hareket etmeliyiz. Gelin, kendi teklifimizle TBMM’deki komisyonlara gidelim. Seçim malzemesi olmasına izin vermeyelim. Bu tartışma durup dururken çıkmış gibi davranamayız. Gündeme nasıl geldiği ortada.”
“Kızgın mısınız?” diye sordum.
“Bir serzeniş var” dedi.
Şöyle devam etti:
“CHP’nin Altılı Masa ve İyi Parti’ye demesi lazım ki, ‘Meclise böyle bir şey getireceğiz, birlikte bir tutum sağlayalım.’ Hiçbir şey söylenmedi. Pat diye karşımızda bulduk. İstişare edilmeliydi. Ülkeyi yönetmeye talipsek böylesine önemli bir konuda birbirimizden ayrı davranmamız doğru değildi.”
CHP’nin “hayır” deme ihtimaline ilişkin “Birlikte hareket etme noktasında bir eğilim sergileyebileceklerini umut ediyoruz” diyor.
‘Evet demek, intihar demek’
CHP lideri Kılıçdaroğlu ise Merkez Karar Yürütme Kurulunda anayasa değişikliğinin konuşulmasını istemedi. “Bugünün gündemi altı yaşındaki H.K.G. Başka bir gündem konuşmayacağız” dedi. Anayasa değişikliğini açan iki partiliyi “Onun vakti var” diye susturdu.
Üst düzey bir CHP’li, Kılıçdaroğlu’nun bu tavrı için “İyi Parti kararını görmeden konuşmak istemedi” şeklinde değerlendirme yapıyor.
CHP kulislerinde İyi Parti’ye karşı eleştirel hava var. CHP’liler İyi Parti’nin “Evet” kararı için “Seküler tabanında sıkıntı yaratacak” diyor ve şunları söylüyor:
“İlk defa karşı tarafla anlaşabiliriz mesajı oldu. CHP derse ‘biz yokuz.’ Ne olacak? Kendisini kendisini yok etmek için yargıçlara baskı yapan AK Parti’yle uzlaşıp anayasa değişikliği mi yapacak? Biz yasa teklifimizi sunduk zaten. Yasa teklifimizi anayasa metin haline dönüştürün, imzalarız.”
CHP’liler AK Parti’nin getirdiği anayasa değişikliğini şu haliyle kabul edilemeyeceğini belirtiyor.
“CHP altılı masa çatlamasın diye siyaseten evet der mi?” diye sordum.
Şöyle dedi:
“İntihar eder mi diyorsun. Etmez.”
CHP’liler Altılı Masa’da ortak karar alınması gerektiğini ifade ederek, şunları söylüyor:
“Diyelim, biz kabul ettik. Erdoğan referanduma götürecek mi, götürmeyecek mi? Muammalar üzerine siyaset yapamayız. ‘Kumar masası’ denmişti ya. ‘Orada kumar masası kuramadım, burada kurarım’ diyor AK Parti. O masaya kimsenin oturmaya hakkı yok. ‘Temayülümüz evet yönünde’ demek, AK Parti ile anayasa yapabilirim demektir. Yapabilir mi? Soru budur.”
‘Hayır’ denilmeli
Görünen o ki Altılı Masa, hayli kritik bir eşiğe geldi. İyi Parti, Gelecek Partisi ve Saadet, anayasa değişikliğinin 400’ün üzerinde oyla geçmesini ve referanduma gitmemesini istiyor. Akşener’de CHP’ye kızgınlık, Davutoğlu’nda ise bir minnettarlık var.
CHP’de ise kafalar hayli karışık.
Kılıçdaroğlu’nın Altılı Masa’da çatlak yaramamak adına ‘evet’ diyebileceği konuşuluyor. Ancak CHP’nin bu kararı seçmenlerine anlatması zor olacak.
Erdoğan, temel hak ve özgürlüklere ilişkin başörtüsü açılımını gol-pas sığlığı içerisinde ele alırken, CHP ve İyi Parti’nin “Aman referanduma gitmesin” kaygısıyla “Evet” demesi, AK Parti’nin kurduğu oyuna teslim olmaktır.
Erdoğan, anayasada laiklik ilkesine dokunmadan, Türkiye’yi din devletine dönüştürecek bir hamle yapıyor. Başörtüsü serbestisi dini emir ve yasaklar temelinde anayasaya geçirmek istiyor. Bu kazanımını da seçim kampanyasında tepe tepe kullanacaktır. Yine bu düzenleme geçerse, eşcinsellere yönelik nefret kurumsallaşacaktır. Bu, utanç vericidir.
Kaldı ki…
Erdoğan’ın 400 milletvekili 'evet' oyu verse teklifi referanduma götürmeyeceğinin de garantisi yoktur.
Bu ihtimal karşısında muhalefetin bir oyun planı da bulunmuyor.
Doğrusu, ‘hayır’ demektir.
Anayasa Erdoğan’ın siyasi kavgasını taşıyacağı metin değildir.
Bu oyun TBMM’de bozulmalıdır.
Davutoğlu: Türkiye'yi yönetişimle yöneteceğiz
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, dün partisinin üçüncü kuruluş yıldönümü münasebetiyle gazetecilerle gerçekleştirdiği buluşmada, Altılı Masa’nın geçiş sürecinin yol haritasının tamamlanmak üzere olduğunu ve bu ay sonunda netleşeceğini kaydediyor. Davutoğlu, iktidara gelince yönetişim sistemi kuracaklarını belirterek, şunları söylüyor:
“Siyasi literatürde ‘global governance’ denilen, demokratik bir düzende inşa edici rol üstlenecekseniz, yönetişim mantığıyla yapmamız gerekiyor. Bu kadar bozulmuş sistemden ülkeyi çıkarmanın yolu yönetişimdir. Etkileşimle yönetim. Tek kişinin aldığı kararlarla değil, etkileşimle, herkesin sürece katıldığı ortak akılla yürüyen bir yönetim. Bu vesayet değildir. Cumhurbaşkanına kimse bir şey dayatmıyor. İstiyorsa bizimle olur. İstemiyor, tek başına yönetim kurmak istiyorsa 100 bin imzayla seçilsin. Kimse bir şey diyemez.”
Hiçbir kitlenin bu yönetişimden dışlanmayacağını vurgulayan Davutoğlu, “AK Parti’nin istismar ettiği muhafazakar kesimlerin kazanımları kaybederiz korkusunu yok edeceğiz" diyor.
‘Liderler kabine olursa eşgüdüm kurulu olmaz’
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun eşgüdüm kurulu önerisine açıklık getiren Davutoğlu, şunları söylüyor:
“Liderler ya kabinede yer alacak ya da almayacak. Yer alırlarsa TBMM’de partisinin başında bulunamayacak. Bunun doğuracağı komplikasyonlar var. Akşener bizzat yaşadı. Altı lider cumhurbaşkanı yardımcısı olursa eşgüdüm kurulu olmayacak. Bakanlar Kurulu beraber yönetecek ama liderler de bir araya gelecek. Yönetim karmaşası çıkarmaz.”
Davutoğlu, liderler Cumhurbaşkanı yardımcısı olduğu takdirde milletvekillikleri son bulacağından TBMM İçtüzüğü değiştirilerek, Genel Kurul’da partilere başkanlık edebilmeleri için düzenlemeye gidileceğini söylüyor.
400’ü bulunca anayasa değişecek
Davutoğlu, 400’ü aşan milletvekili sayısına ulaşılınca anayasal değişiklik yapılarak, parlamenter sisteme geçileceğini kaydediyor.
Davutoğlu, şöyle diyor:
"Bazı arkadaşlarımızın görüşü seçime gidilmesi, bazılarının da Türkiye’ye istikrara kavuşturmak. Önemli olan şu, seçime gitmesek de birlikte yöneteceğiz. Gidersek de birlikte iradeyle gideceğiz.”
Bu arada Altılı Masa’nın vaatleri içeren hükümet programı da açıklanacak. 20 Aralık’ta 72 başlığın tamamı bitecek. Bu tamamlandıktan sonra Ocak 2023’te cumhurbaşkanı adayının kim olacağı belirlenecek.